Ramazanın gelişiyle birlikte bir ritüel haline getirilen iftar programları da başladı. Bandırma Belediyesi 1350 kişiye Bandırma, Edincik ve Aksakal’da hayırseverlerin desteği ile iftar yemeği ikram ediyor. Bandırma’da Ortaokulu önündeki iftarlara katılanlara baktığımızda bu yıl öğrencilerin ağrılıkta olduğunu görüyoruz. Oruçlu oruçsuz birçok insan burada karnını doyuyor. Zaten olması gereken de bu değil mi? İnsanları “oruçlu oruçsuz” diye ayırmamak lazım. Bir ayrım yapılacaksa o da sadece Ramazanla sınırlı kalmamalı, insanları bir yıl boyunca “Aç-tok” diye ayırdığımızda fakire her günün “Ramazan” olduğu gerçeğine kolayca ulaşabiliriz.
İKİ BELEDİYEDE YAŞANAN ADALETSİZLİK
Büyükşehir Belediyesi’nin böcek ilaçlama şirketi ile eylülde bitecek olan sözleşmesini erkene çekerek 26 Nisan’da sözleşmeyi iptal etmesi üzerine Balıkesir genelinde ilaçlama alanında çalışan 170 işçi ekmeklerinden oldu. Bandırma’da bu sayı 13. Bu insanlar beklenenden 5 ay önce telefonlarına gelen mesajla işsiz kaldı. Yücel Yılmaz da bu duruma çözüm olarak işsiz kalanları İŞKUR üzerinden 3 ay çalıştıracağına yönelik açıklamalar yaptı. Ancak tazminat konusu halaçözümsüz, işçilerin söylediğine göre; şirket ve belediye bu konuda topu birbirlerine atıyor. Bu insanlar Ramazan ayı girerken işsiz bırakıldı. Hem de bugüne kadar inandıkları, peşlerinden koştukları AK Parti’nin belediye başkanı tarafından. Bir diğer işçi sorunu da Bandırma Belediyesinde yaşanıyor. Burada da işçilerle görüştüğümde ciddi bir maaş adaletsizliği yaşandığını öğrendim. 4-2 yıllık üniversite mezunu olan ve şirket bünyesinde büro elemanı olarak çalışanların yine şirket bünyesinde örneğin şoför olarak çalışan bir lise mezunundan yaklaşık 500 lira daha düşük maaş alması sizce de garipdeğil mi? Bunun sorumlusu olarak Dursun Mirza gösteriliyor. Mirza, büro çalışanlarına zam yapmamış ve diğer işçilerin maaşları yükselirken aradaki uçurum artmış. Masa başı şirket işçisi 2 bin 700 alırken bir diğer şantiyede çalışan şirket işçisi 3bin 200 – 3 bin 500 maaş alıyor. Kadrolu işçiler 4 bin 500 maaş ve 8 ikramiye. Şimdi bu mağduriyeti ortadan kaldıracak olan kişi Başkan Tolga Tosun…
Yukarıda farklı ideolojiye sahip belediye başkanlarını görüyoruz. “Emek, hak mücadelesi verdim” diyen Dursun Mirza, yönettiği belediyede emek-iş-ücret dengesi konusunda işçilerin bu sitemine ne diyecek? Ne yazık ki Mirza, bugün eski çalışanları tarafından işe aldığı insanlara “Torpil” yapmasıyla anılıyor. Diğer yanda dini argümanlar kullanan Büyükşehir Başkanı Yücel Yılmaz. Acaba Yılmaz, bu “Ramazan ayında” orucunu açarken işsiz bıraktığı insanlar aklına geliyor mudur? Mesele şirkete ödenen büyük miktardaki paralarsa Yılmaz, “Ben şirketle sözleşmeyi fes ediyorum. Burada 3,5 yıldır çalışan işçi ile çalışmaya devam edeceğiz. İlaçlama işini belediye bünyesinde kuracağımız şirkete taşıyacağız” diyemez miydi? Yani tek çözüm bu insanların işsiz kalması mıydı?
Bu iki olayda da görüldüğü gibi var olan sistem adaletten ve vicdandan uzak bir şekilde devam ettikçe kişilerin “Solcuyum”, ”Müslümanım”, “Muhafazakârım” demesi işçiler, çalışanlar, yoksullar ve işsizler için herhangi bir şey değiştirmiyor. Bizler için önemli olan yönetenlerin kendini nasıl tanımladığı değil, yönetenlerin adaletle ve vicdanla yönetmesi. Yukarıdaki yaşananlar karşısında işçilerin yapacağı tek şey adetsizlik karşısında birlikte mücadele etmeyi öğrenmek…