Desek de başlıkta, Yasemince zayıf kalır, bu günlerde Levent Kırca’yı aramaz mı insan?..
Gerçi ekranlara çıkabilir miydi, çıkacağı ekranlar cezaları göze alabilir miydi bilmiyoruz ama en azından Youtube ve sosyal medya var di mi?..
Hey gidi hey…
Bir zamanların Türkiye’sinde ne siyasi eleştireler yer alırdı hem de tek TRT olduğu yıllarda dahi…
Şimdi yüzlerce kanal var, kırk yılda bir “Güldür Güldür Show”da ucundan, inceden siyasi bir eleştiri mizaha konu ediliyor da tüm mecralarda haber oluyor…
Zaman takviminde ileri giderken demokrasi, hoşgörü, siyasi eleştiri tarihinde kaç yüz yıl geriye gittik farkında mısınız?
Farkında olmak gerek, unutmamak gerek.
Çünkü çok acı bir tablodur bu.
Çoksesliliğin, siyasi eleştiriye tahammülün olmadığı toplumlarda ne siyaset güzel günler sağlayabilir ne de o toplum geleceğe umut taşıyabilir…
Konumuz bu değil, konumuz İnce ve diğerleri….
Muharrem İnce kameralar karşısında üstüne basa basa ne diyor;
“Oylar bölünmez, oyların bölünmesi parlamenter sistemde olur, benim adaylığım ikinci tura kimin katılacağı ile ilgilidir”
Yav buna kendi inanıyor mu, nasıl bir bakış açısıdır bu anlamak mümkün değil.
Her fırsatta matematik matematik diyor da bir tarafta tek aday, diğer tarafta üç aday…
Teke tek olsa başka, tekin karşısında üç aday olması başka ve aleyhe durumda olan taraf üç adaylı taraf değil mi?..
Neyi anlatıyor İnce?
“Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıkmam” deyişini kendisi unutmuş zaten ve 2018’de, milyonların kendisine sempati duyduğu zamanlardan sonra da herkes görüyor ki kendi içinde çok değişmiş, bir anlamda hırsı ve egoları aklının önüne geçmiş.
Baksanıza her konuşması celalli celalli…
Bir şiddet dili, bir sertlik…
İtici gelmiyor mu son zamanlarda bu dili İnce’nin?..
Hep kızgın, hep yüksek ton, hep gergin ve asabi!
“Viskili, sözde sanatçılı” pot kırmalar, sonra özür dilemeler…
“Hoş geldiniz, güle güle” demeler, sonra bu cümlenin altında kimse kasıt aramasın toparlamaları…
Haklı ya da haksız partisel kırgınlık ve kızgınlıklarını tatmin etme yolunda mı bilmiyoruz ama ateşle oynuyor Sayın İnce.
Umarız farkına varır çok geç olmadan, umarız sonrasında başını duvara vurmaz ve genç sayılabilecek yaşta siyasi mevta haline gelmez.
…
Siyasi mevta dedik de, diğer cenahta da akıl almaz durumlar var…
Erbakan, asla günahlarına ortak olmam dediği iktidar partisiyle ittifaka müthiş bir dönüşle çok kısa süre sonra tamam dedi ve şimdi de “amacımız Meclise girip günahları engelleyebilmek” diyor.
Dürüstlük, doğruluk, ahlak olsun yeter, o zaman günah da olmaz zaten de bu dön dön halleri n’olacak siyasetin? Siyasi mevta yarışı da mı vardır nedir?
…
Ve oy için Hüdapar’ın da ittifaka dahil olması, en zayıf Türk milliyetçisinin bile “hayır” demesi gereken bir noktada, MHP liderinin siyasi söylemlerle tabanını ürkütmemek için korumacı açıklamaları?..
Siyaset nelere kadirsin biliyoruz da….
Mekanın cennet olsun Levent Kırca…
Senin zamanlarındı bunlar…
Her gün program yapsan yetişemezsin…
Neresinden tutarsan elimizde kalan, tel tel dökülen halimiz ve bir o kadar da fazla malzeme var…
“Olacak o kadar”ın adını değiştirirdin belki kim bilir?
“Bu kadar da olmaz, vallahi yaşanmaz” falan.