Ben Korucu doğumluyum.
Babamın kökleri orda. Dayısı vefat etmiş büyükler cenazeye gitmiş. Annem bebek bekliyor günü yakın götürmemişler. O zamanlar sadece sabah ezanında Korucu’dan akşam ezanında Balıkesir’den otobüs var. Yollar bozuk, virajlı. Mevlit günü akşamüstü annem bende geleceğim demiş. Otobüs şirketi de akraba nolcak ki bir geceden demişler gitmiş. Gece her şey güzel de ben dönmeyi beklememişim.
Şaka gibi…
Hazırlık yok, çanta yok… Hısım akraba konu komşu ellerinde ne varsa getirmiş bebeğe. Rahmetli halam evdeki çarşafları kesip bez yapmış, eksik tamamlamış.
Her şeyim toplama, her şeyim özveri…
O zamandan bu yana hep de sevdim Korucu’yu…
Korucu mis gibi ekmek kokar, çörek kokar,
Madra dağlarından kestane gelir, kumda saklanır. Elini daldırır daldırır çıkarırsın. Eğlenceli.
Ceplerine doldurur, çiğden avuç avuç yersin, pıt diye çıkar bembeyaz içi.
Kavurursun yersin, Tarhana çorbasına katar yersin.
Uzun zamandır yok Madra dağında o minik kestanelerden. Çok şey gibi onun da kıymeti bilinmedi, yok oldu sanırım.
Gerçi artık Korucu’da mahalle kara fırınları yok, ekmek de, çörek de, pide de kokmuyor.
Sokaklarda gezerken evlerden dokuma tezgâhlarının ritmik takırtısı da duyulmuyor.
Yörüklerin yaptığı kaşıklara desen çizip sergenlerde kurutanlarda kalmadı.
Korucu deyince aklımda kalan tüm özellikler güzellikler bir bir yok oluyor.
Ben unutmuyorum. Birçoğumuzun unutmadığı gibi. Taze börülce haşlanmışsa suyuna tarhana çorbası yapıp içine kestane atıyorum.
Havalar soğumaya başladı şimdi tam zamanı…
Buyrun… Yarasın… Şifa olsun… Sağlıkla Kalın…
KESTANELİ TARHANA ÇORBASI
Ümmühan (Paylan) Sayan KORUCU / İVRİNDİ
Korucu Tarhanası hazırlığı;
Haşlanmış nohut, süt, un tuz su ile birlikte kaynatılır. Kaynarken tarhana kürekleri ile sürekli karıştırılır, karılır. Hamur pişince ocaktan alınır ve kocaman bir leğene konur. İçine yoğurt dökülür ve yoğurtla yoğrulur. Katıca bir hamur haline gelen karışımdan karpuz gibi topalaklar yapılıp yarım gün kadar dinlendirilir. Sabah yapınca öğleye kadardır. Sonra bu toplar elle küçük parçalara ayrılır, damların üzerine serilmiş örtülere yayılarak kurutulur. (Bu haliyle de yoğurtla karıştırılıp yenilir.) İyice taş gibi olmadan taşta çekilir. İri tanelidir. Kullanım için süzmelere koyulup kaldırılır.
(Süzme: bezden dikilmiş torba)
Malzemeler
Korucu tarhanası-Kum kestanesi denilen Madra dağlarına has minik kestane (içi bütün çıkıverir) Zeytinyağı
Kestaneler korda kavrulur, soyulur. Tencerede tuzlu su yapılır, kestaneler içine atılıp kaynamaya bırakılır. Su kaynadığı zaman tarhana dökülür ve karıştırılarak topaklanmadan pişirilir. Ocaktan indirdikten sonra üzerine zeytinyağı gezdirilir. Yanına turşu konularak yenir.
Meral hanım hayırlı olsun. Tebrik ederim. Yazını ve konuyu çok beyendim.samimi ve akıcı. Ayrıca tarhana yapımı konusunda da bilgi sahibi oldum. Köşeni zevkle takip edeceğim. Yayım hayatın daim olsun.
teşekkürler umarım aynı beğeniyi sürdürebileceğiniz yazılarım olur…bazı özel yiyeceklere de yer vermeyi düşünüyorum yorumlarınız yardımcım olacak
Çok güzel harika tebrik ediyorum..
İlginize teşekkürler…
Balıkesir’in yöresel yemek kültürüne yapılan tanıtım ve katkılara teşekkür ederiz…
Saygılar
O yemek kitabını ben ve Kadirye Kahraman yıllarca derlediğimiz tariflerle oluşturduk. İki çuvala yakın tarif okuyup ayıklayıp birleştirip yazdım. Siz ve Kültür Turizm Müdürlüğü yanımızdaydı. TEŞEKKÜRLER
Yalnızca Valilik ve Turizmle sınırlı kaldı yazık ki..
Umarım Büyükşehir’imiz için de Balıkesir Aşı olarak görebiliriz kitabı.
Kestaneli tarhanana hiç duymamıştım . Bugün öğrenmiş oldum ☺️Teşekkürler Meral teyze.
Şehnaz’ım minik kestane olmazsa da olmam demiyor dene :) Afiyet olsun
Canım hocam nede güzel anlatmışsınız yine her zamanki gibi değerlerimiz bir bir yok olup gidiyor aslında bitmemesi devam etmesi gelecek nesillere de aşılanması gerek insan çocukluğundaki güzellikleri unutamıyor çünkü hocam siz bize sevgiyle heyecanla güzel bilgilerinizi aktardınız üzerimizde emeğiniz büyük inşallah rabbim ömrümüzü bol gülücüklü kılar virüs sınıfından Zahide Arslan
Canım hocam nede güzel anlatmışsınız yine her zamanki gibi değerlerimiz bir bir yok olup gidiyor aslında bitmemesi devam etmesi gelecek nesillere de aşılanması gerek insan çocukluğundaki güzellikleri unutamıyor çünkü hocam siz bize sevgiyle heyecanla güzel bilgilerinizi aktardınız üzerimizde emeğiniz büyük inşallah rabbim ömrümüzü bol gülücüklü kılar mikrocuklar sınıfından Zahide Arslan