Geçen pazar günü bir gazetede Türkiye’nin en tanınan tarihçisi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın bir röportajı vardı. Bu röportaj hocanın yazdığı bir kitap üzerineydi. Kitap, İlber hocanın bir gazeteciyle birlikte hazırladığı ve gerçekten de çok önemli konulara değinen bir çalışmanın ürünü… Kitabın ismi ”Bir Ömür Nasıl Yaşanır” Kitabın kapağında bu isim yazıyor ve “Hayatta doğru seçimler için öğütler” ara başlıklarıyla da kapak düzeni tamamlanıyor.
İnsanın yaşı ilerledikçe hayat tecrübelerinin artmasıyla bazı davranışların ne kadar gereksiz ve yanlış olduğu daha net görülüyor. Ama o yıllarda insan bunların hiçbirini düşünemiyor. Hangisinin ne zaman nerede yapılması gerektiğini hiç de doğru olarak yapamadığımızı yıllar sonra maalesef artık geri adım atamayacağımız bir şekilde anlıyoruz.
Sadede gelmek ve insan ömrü için çok çok önemli öğütler üzerinde biraz durmak istiyorum. Kitabı ben de daha cumartesi günü çıktığı için, bu röportajda gördüm ve henüz okumadım. Verdiği öğütlerin daha hayatının baharında olanlar ve de çocuk yetiştirenler için daha fazla anlam taşımasına rağmen ilk fırsatta okumayı düşünüyorum, çünkü; yapılan röportajda hoca biraz anlatmış, o kadar önemli öğütlerde bulunuyor ki, bunların yerine getirilmesi halinde bir birey için son derece büyük bir kazanım olacaktır. Peki neden önemli derseniz, şunu söyleyebilirim; böylesine başarılı olmuş ve kendini kabul ettirmiş bir şahsiyetin öğütlerini öğrenmiş olacağız, aynı zamanda belki de yaptığı hataları ve çıkardığı dersleri öğreneceğiz. Düşünebiliyor musunuz? İlber Hocanın pozitif öğütleri ve bunların yerine getirilmesi üzerine bilgilendirmeler. Bu kitabı hazırlarken soruları yönelten gazeteci Yenal Bilgici şunu söylüyor: “ O’na yolda yürürken danışan insanlara bile vakti yettiğince yardımcı oluyor. Bu yönü bana ilginç geliyor. İlber Hoca, dışarıdan bakıldığında bazen sert biri gibi görünebilir ama çocuğunu uykuda seven bir baba gibi… İnsanlar da onun tavsiyelerine kulak veriyorlar. Bir konferansında, ‘Genç çiftler mobilya alacaklarına, dünyayı gezsinler’ demişti hatırlarsanız… Bu sözünü dinleyen pek çok genç oldu.”
Ben yine röportajdan okuduğum çok önemli bir bölümü buraya da almak istiyorum…
“Hayatımız temel olarak dört döneme ayrılır; iyi bir yaşam için, her dönemde tamamlamamız gereken bazı işler vardır.”
12-25
Zihin, hafıza ve beden sağlığının en yerinde olduğu bu dönemde hem okuyup öğrenmek hem spor yapmak hem de fırsatları kollamak ve etrafı gözlemek lazım.
25-40
Aşırı alkol, sigara, kötü beslenme sizi çok yıpratır. Sonra acısını çok hissedersiniz. Bunlardan uzak durarak, hiç değilse birinden, ikisinden uzak durarak çok okumanızı, gezmenizi, yeniden öğrenmenizi, dil dahil eksiklerinizi tamamlamanızı öneriyorum.
40-55
Bu dönemde yazdıklarınız, çizdikleriniz daha başka olacak. 40’tan sonrası verimlilik açısından hakikaten nefis geçer. Keza olgunluk bakımından da öyle. Mesela bir insanı 40’ından sonra daha iyi sevebilirsiniz, hatta daha iyi bir âşık olursunuz.
55’ten sonra
En azından 70’ine kadar eserler vermeye devam etmeniz gerekir. Şüphesiz ustalığınızı kullanmalı, derinliğinizi göstermelisiniz. Ama karşınızda bir düşman bulacaksınız. Esas onunla savaşmanız gerekecek. O düşman, hafızadır.”
İlber Hoca bu kitapta çocuk yetiştirirken dikkat edileceklerden, eş seçimi, meslek seçimi, öğrenim hayatının başarısı, seyahat tercihleri, okunması gereken kitaplar gibi daha birçok konuda bilgi ve tecrübelerini aktarmış… Ne diyelim, sizi bilmem ama ben ilk fırsatta okuyacağım…