“ Aynı emperyalist devletler aynı derecede şiddetle Türk’ün de Arap’ın da Irak’ında Anadolu’nun da Suriye’nin de düşmanlarıdır…” (Hakimiyeti Milliye, 23 Temmuz 1920)
Önceden Yemen vardı.
Gidenlerin gelmemesinin bir mantığı vardı.
Ağıtlar yakıldı gidenler için
Çünkü orası VATAN’dı….
27 Şubat 2020 gecesi Suriye’nin İdlib bölgesinde askeri konvoyumuza yapılan hain saldırıda kınalı kuzularımızdan 34’ü şehit olmuş, 32’si yaralanmıştır.
Acımız büyük.
Yemen ötesi İdlib, vatan değilsin ki,
Kınalayıp gönderdiğimiz kınalı kuzular al bayrağa sarılıp geri gönderiliyor.
İzmir’de cenaze töreninde acılı ağabeyi, milyonlarca acılı yürek adına “İdlib’de ne işimiz var” diye soruyor.
Yüreğin el verirse cevap ver!..
Yüz yıl önce Anadolu’dan kovduğumuz emperyalist güçler, yüz yıl sonra Ortadoğu’da komşumuz oldular.
Bizi de Ortadoğu bataklığının içine çektiler.
Çuval da dahil başımıza her türlü çorabı örmek için uğraşıyorlar.
Ortadoğu’da yaşanan insanlık dramına, mülteciler, özellikle de masum çocuklar alet edilmemeli.
Moskova antlaşması mı?
“İdlip Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!…” gibi !….
Eskiler boşa dememiş “Ne …şekeri, ne…. yüzü….” uzak durmakta fayda var..
Milletimiz birlik beraberlik içinde her zorluğun üstesinden gelecek güce ve kuvvete sahiptir..
Yaşadığımız sorunların tek çözüm yeri, devlet aklıyla, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’dir.
Yaşadığımız acıları bir daha yaşamamak adına:
“YURT’TA BARIŞ, DÜNYA’DA BARIŞ”
Suriye’de görev yapan askerlerimiz sağ salim evlerine dönsün…