Uzman Çavuş Halil Demir…
Uzman Çavuş Serkan Deprem…
Piyade Uzman Onbaşı Gökhan Orhan…
Uzman Çavuş Onur Şükrü Özler…
Uzman Çavuş Uğur Kurt…
Uzman Onbaşı Kadir Yıldız…
İdlib’de 8 şehit…
Yazıya başlarken kimlikleri açıklanan Mehmetçiklerimiz onlar.
Acıyı tarif edebilmek mümkün değil.
İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Babüroğlu İdlib için Küçük Afganistan tanımlaması yapıyor.
Çünkü terör üreten bir coğrafya…
Ne ararsan var.
Ve artık İdlib, sadece İdlib demek değil.
Rusya, ABD, İran, İsrail, Libya, Suriye…
Bilek güreşi…
Hesap meselesi…
İdlib’den gelen 8 şehit haberinin ağırlığı doğal olarak tüm gündemin önüne geçti.
Suriye’nin yoğun topçu ateşi için hata denilebilir mi?..
Suriye’nin sınırlarımız ötesine füze fırlatmayacağı ne malum?
…
Sınıra yaklaşık 1 milyon Suriyelinin yürüdüğü bildiriliyor.
Ne yapacağız?
Türkiye’nin mevcut durum ve görünen manzara dâhilinde artık daha fazla Suriyeli alma lüksü var mı?
Türkiye’de Türklerin nüfusu ile Suriyelileri kıyasladığınızda uzmanlar zaten nicedir demografik yapının çok değil 10-15 yıl içinde müthiş bir değişime uğrayacağının tehlikelerine vurgu yapmıyorlar mı?
Bu gidişle Türkiye’de Türk olarak bizler azınlık haline gelebiliriz, görünen köy kılavuz ister mi?
…
Suriye bataklığında bir günde 8 şehit verdik.
Öylesine değişken bir ilişkiler yumağı var ki, bir gün Rusya ile Türkiye ortak hareket ederken, bir bakmışsınız günün sabahına Rusya, Türkiye’nin karşısında; ABD, Türkiye’nin yanında.
…
Dış politika dengeler ve çıkarlar sanatıdır.
Türkiye, Suriyelilerden önce kendi çıkarını her daim ön plana alarak terörün karşısında kararlı duruşunu sürdürmelidir.
Sahte ilişkiler ağı içinde kanlı bu coğrafyada, akıl ve ulusal çıkarlardan başka koruyacak ve kollanacak bir alternatif düşünülemez.
24,25,26 yaşlarındaydı kınalı kuzular…
Bir günde Suriye bataklığında şehit düşüverdiler.
Hayatlarının baharındaki bu yavrularla birlikte nice ocaklar sönüverdi bir anda.
Ne yazabilir, neyi neyle ifade edebiliriz ki?..
…
Daha önce okuduğumuz ama unuttuğumuz Rus atasözü idi, dün Melih Aşık, Milliyet’teki “Açık Pencere” de paylaşınca tekrar hatırladık:
“Ayı ile dansa kalkarsan dansın ne zaman biteceğine sen değil ayı karar verir.”
O nedenle…
Şunu asla unutmamak gerekiyor.
Önemli olan ayının kararı değil aslında…
Asıl önemli olan kimin kim olduğunu tanımak.
Ayı ile dansa hiç kalkmamak.
Ayı ile dansa heveslenmemek.
…
Bilmiyoruz anlatabildik mi?