Yanlışları düzeltmek zordur. Birisi bir masal uydurmuş, halâ o söylenir gider. Güya Kurtuluş Savaşından dönen bir askere hanımı bir tatlı yapar, “Hoş mu erim?” diye sorar, tatlının ismi “Hoşmerim” kalır. “Kurtuluş Savaşı” masalı tutmayınca sadece “savaştan dönen” denmeye başlandı.
300 yıl önce Evliya Çelebi’ye Rize Yaylalarında Yörükler “Hoşmerem” ikram etmişler. Yahu 300 yıl önce Kurtuluş Savaşı mı vardı.?
“HÖŞMERİM”, Anadolu’ya gelirken getirdiğimiz lezzetlerden birisidir. Süt, peynir veya kaymak ile yapılması Yörük kültürünün en belirgin özelliğidir. Peynirle birlikte yörelere göre malzeme olarak, un, nişasta, irmik kullanılarak yapılıyor. İrmik, malzeme olarak, çok daha sonraları kullanılmış olmalı.
Orijinalinde, tatsız pişirilen “höşmerim”e, piştikten sonra bal veya yöreye göre üzüm, dut veya harnup(keçiboynuzu) pekmezi ilave edilirdi. Tatlandırıcı olarak, şeker çok daha sonra yakın bir zaman önce konulmağa başlandı
Farklı yörelerde, ayni isimle yapılan bu yiyecek, bazen şeker, bazen bal, bazen de sade yapılıyor. Mesela Muğla’da yediğim bir höşmerim; önce peynir ve nişasta ile pişirildi, sonra bal ilave edildi.
Yaptığım araştırmalarda; “HÖŞMERİM bizim yerel mutfağımızdandır.” diyen pek çok şehir, kasaba ve köye rastladım. Çoğunun arasında mutlaka lezzet farkı var. Şüphesiz Balıkesir höşmeriminin bunların içinde lezzet bakımından çok farklı bir yeri var. Son zamanlarda, son derece tekdire şayan lezzet arttırıcı çalışmalar da yapılıyor.
Balıkesir’den başka “Höşmerim” yapılan yerler:
Çanakkale, Bilecik-Yükselen Kasabası, Bursa, Karacabey, Kütahya-Bayat, Çankırı, Kırşehir, Akşehir, Akşehir-Ilgın-Belekler Köyü, Burdur-Gölhisar (Kaymak Kavurması deniliyor), Safranbolu, Kırklareli, Lüleburgaz, Kaman, Karabük, Beypazarı, Ankara, Amasya, Muğla, Manisa, Akhisar, Konya, Çaykara, Mengen, Denizli, Bolu, Afyon-Sandıklı, Kızılcahamam-Kınık, Rize (Höşmerli, deniliyor),[1] Trabzon (Yayla Kuymağı deniliyor), Mersin ve Mut, Karabük, Isparta Senirkent[2], Şumnu (Bulgaristan)[3], Razgrad(Bulgaristan)[4], Kırcaali
Anlaşılacağı üzere, “HÖŞMERİM”; Türklerin yaşadığı bütün Osmanlı coğrafyada görülüyor. Biz bu lezzeti, daha Anadolu’ya gelmeden önce tanıyorduk.
“HÖŞMERİM” kelimesinin anlamına gelince: “HOŞ” farsça “hwuş=huş” yani “tatlı” kelimesinden gelmektedir. Hoş, hoşaf, hoşnut, hoşbeş, mayhoş, nahoş, sarhoş..hep ayni kökten Türkçemize girmiş kelimelerdir. “MARAM” farsça “süt kaymağı”. “Maram” kelimesi de Farsçaya Arapça “malham” kelimesinden geçmiş. Arapçadan Türkçemize girmiş “Merhem” kelimesi buradan gelir. Yani doğrusu “höşmerim” yani “kaymaktan yapılan tatlı” anlamında.
Zaman içinde, özellikle yaylalardan inildiğinde ve sıcak mevsimlerde, çabuk bozulduğu için, kaymak yerine lor veya tuzsuz peynir konuldu.
Bugün “şeker” olarak kullandığımız maddenin Türk mutfağına girişi 100- 150 yılı geçmez. Daha önceleri tatlandırıcı olarak, çeşitli pekmezler(üzüm, harnup, dut pekmezi) veya bal kullanılırdı. Tatlandırıcı bal veya pekmez, pişirdikten sonra, höşmelim’in içine karıstırılır veya üzerine dökülürdü.
Her yıl, Kızılcahamam’ın Kınık-Pazar Köyü’nde ve ayrıca Ankara’nın Elmadağ Yeşildere’de “Höşmerim Şenliği” düzenlenmektedir. Oldukça da ilgi çekmektedir.
Afyon- Sandıklı’da çok da güzel bir “Höşmerim” türküsü bile var:
Sahan sahan höşmerim
Nerde kaldın esmerim
Eğer böyle yaparsan
İnan olsun küserim
Höşmerim koydum kaba
Bin bir“ah” yapa yapa
Belim yandı gırıldı
Güzele tapa tapa
Yerini tespit edemediğim bir başka türküden alınmış, tamamını tespit edemediğim “höşmerim” ile ilgili bir dörtlük [5]
Yayla höşmerimi kaymak yağından.
Yüzünde bir petek arı balından,
Yiyen adam geçer mi gençlik çağından,
Hamule misali olmaz mı ersek
Yörükler arasında söylenen; “Höşmerim bile olsa, yemem.!” sözü, bu lezzetli tatlının ne kadar sevildiğini göstermektedir.
Höşmerimi oldururum
Çanaklara doldururum
Anana bi söylersem
Saçlarını yoldururum
Höşmerim va ocakta
Pek terledim sıcakta
Ben senin gibisini
Gezdiririm kucakta
Tava tava höşmerim
Nerde kaldı esmerim
Bi elime geçese
Yanağını dişlerim.
Höşmelim yidim daldı
Beygirim va süratlı
Şu güzellen içinde
Benim yârim saatlı
Höşmelimin dadlı mı ?
Evlen iki katlı mı ?
Bakdım bakdım görmedim,
Yârim gelen atlı mı ?
Enterisi yelimli
Elma soymuş dilimli
Gözleri nar ekşisi
Dudağı höşmelimli
Höşmelim aldım raftan
Sırtında gara gaftan
Nerde görse gaçıyo
Hiç annamıyo laftan
Höşmelimi bişircem
Gaymanı denk düşürcem
İstedim vemedile
Gız ben seni gaçırcem
Gelin va, gelincik va
Çok önsürdüm gıçık va
Höşmelimi yimemiş
Osun başka yicek va
Höşmelimin iyisi
Sarısından bellidir
Gelen gızlan içinde
Yârim ince bellidir.
Höşmelim gaynatırken
Büber goydum içine
Burda dolanıp durma
Hadi çek git işine
[1] Mehmet Eröz- Yörükler s:217
[2] Hamit z.Koşay,Akile Ülkücan – Anadolu Yemekleri ve Türk Mutfağı s:134
[3] Hakkı Abdullah Mecik- Şumnu-Bulgaristan Türklerinin Kültür Hayatı- s:103
[4] Rumeli-Deliorman Muhacirleri Mutfak Kültürü İçinde Çokçapınar Köyü Geleneksel Ev Yemekleri ve Mutfak Kültürü– s:63