“Şehit ” demek ne demek diye sormuyorum..
Her gün şehit cenazesi kaldırdığımız bir vatanın evlatları olarak hepimiz “şehit” kime denir çok iyi biliriz…
Bizim gibi şehitlerini her gün o mertebeye uğurlayanlar bilmezse zaten ayıp olur!..
Peki….Buraya kadar tamam..
Ya bundan sonrası…
Film gibi..
Pakize Akbaba’yı tanır mısınız?..
Tanımayabilirsiniz..
Gündem oldu, olacak!..Eli kulağında..
Herkes tanıyacak!..
O bir anne!..
Hem de bir “şehit ” annesi..
Bir özelliği daha var şehit annesinin..
“Şehit anaları ” dernek başkanı..
Üç oğlundan birisini teröristlere karşı çarpışırken,vatanını korurken “şehit” vermiş!..
Elinde oğlunun “tabanı delik”ayakkabısıyla konuşurken gözleri yaşlı verip veriştiriyor…
En doğal hakkı olan düşüncesini kelimelerle ifade ediyor…
Etmesin mi?..
Hakkı değil mi?..
Ana yüreği onunki..
İki yıl önce demiş ki;
“Herkes haddini bilsin!..PKK bitti şimdi FETÖ çıktı piyasaya..,
FETÖ meclistedir mecliste..Önce meclisi temizle..
Ben şehit verdim.Saçımı süpürge ettim..
Hepsi Atatürkçü ,vatanını milletini seven çocuklar yetiştirdim. Çocuklarımdan birisi askerde kahpe bir kurşunla şehit oldu.
Analar ağlamayacak dediler..
Niçin şehit geliyor?..
Gücünüz yetmiyorsa bırakın o görevi..”
İşte söyledikleri bu Pakize ananın..
Kadının canı yanmış.. Evladını teröre kurban vermiş..Ana yüreği onunki..
Allah aşkına..
Ne deseydi?..
“Vatan sağolsun.. İki tane daha var. Onları da veririm” deseydi, soruşturma açılır mıydı?..
Demesine gerek yok!..
Birini zaten vermiş!..
Keşke eline yazılı bir kağıt verselerdi de onu mu okusaydı…Öyle mi?..
Öyle olmadı!..
Pakize ana ; sessiz çoğunluğun çığlığı, ağıt yakanların, acısını yüreğinde ölünceye kadar hissedenlerin, top arabasının peşinden donuk gözlerle “ayyıldızlı tabuta “bakanların korkusuz gür sesi oldu..
Ama o ne?..
CB’ye hakaretten soruşturma açıldı hakkında iyi mi?..
Allah’tan yakalama kararı falan çıkmadı!..
Hoş “kırmızı bültenle” aranan birileri Devletin Televizyonu TRT ekranlarına rahatça çıkabiliyorsa; Pakize Ana gibi “Şehit analarına”hesap sorulur bu memlekette!..
Cumhurbaşkanı bile Osman için “Ben kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum” diyorsa…
Aklıma mukayyet ol yarabbi..
Pakize Ana; öyle “kırmızı bültenle” falan da aranmıyor ha…
Memlekete bak!..
Askerimizi “şehit” eden , terör örgütünün başının kardeşi Osman , Devletin ekranına çıkacak; bu vatan uğruna oğlunu “şehit” veren ana;
konuştu diye hakaretten hakkında soruşturma açılacak..
Memlekete bak!.,
O ana demiş ki;
“Bu benim davam değil; Türkiye’nin davası”
Daha ne desin?..
Bakalım, bekleyelim, görelim…
Ne olacak “o” dava?..
Merak ediyorum..
Tahminimde yanılır mıyım bilmem..
En az “On bin avukat”savunur şehit anasını..
Washington Post ABD’de yayınlanan bir gazete..
Terör örgütünün iki numaralı ismi C. Bayık burada yazı yazdı ya..
Buna anında tepki gösterdik..
Göstermeliyiz!..
Eyvallah…
Yok öyle üç kuruşa , beş mama..
İyi güzel de..
Allah aşkına “kırmızı bültenle” aranan Osman’ı Devletin ekranına ben mi çıkardım?..
Kimsenin haberi yok!..
Osman; ekrana “Cafer “ diye mi çıktı yoksa.,
“Kırmızı bülten” bile morardı!..
Amerikan Conisi de kalkmış Cemil’e yazı yazdırmış..
Cemil de Amerikalılara kendini
“Carlos” diye mi yutturdu yoksa?..
İş’e bak!..
Kandıran kandırana..
Vallahi doğru söylemiş Pakize Ana..
“Bu dava;Türkiye’nin davası” demiş ya..
Doğru!..
Bakın bana göre de;
Bu “dava”hepimizin davası..
İnterpolün “renk skalası” bile karıştı!..
Yedi ayrı “bülten rengi” varmış!..
Kırmızı, Sarı derken İnterpolün bülten renklerini bile “Trafik lambasına” döndürdük…
Kırmızıda “DUR” a rağmen “GEÇ”e yol verirsen,kimse kusura bakmasın ama memleket de yol geçen hanına döner!..
Habur’da davul zurna;
İmralı’dan mektup yazdır yolla; kırmızı bültenle arananı çıkar ekrana;
sonra da hesap sor şehit anasına…
Bu millet bir gün “hesap” sorar ama…
İstanbul’da 31 Mart’ta 13 bin;
23 Haziranda nasıl oldu 813 bin?..
Eee.. Ne demişler?..
“Keser döner,sap döner; gün gelir hesap döner!..”
Hoşçakalın…
