Öyle yolculuklar vardır ki, bitti sanılan yerde
yeniden başlar.
İşte Mustafa Kemal’in, 19 Mayıs 919’da Samsun’dan başlayıp, 9 Eylül 1922’de İzmir’de, bitti sanılan yolculuğu da böyle bir yolculuktur.
23 Nisan 1920 egemenlik ulusun, 29 Ekim 1923 halk iradesi-halk idaresi Cumhuriyet,
kaldırılan saltanat, hilafet;
birbiri ardına hızla gerçekleşen devrimler…
Siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel,
nice hamleler…
Bozkırın ortasında, yokluklar deryasında, yoktan var edilen tarım, sanayi, ulaşım, eğitim, sağlık ve aydınlanma…
10 Kasım 1938 naçiz bedeni aramızdan ayrılana kadar, az zamanda çok ve büyük işler…
Bağımsız, çağdaş, uygar Türkiye ideali yolunda
daha neler neler….
Sözü dolandırmadan,
evirip çevirmeden, uzatıp kısaltmadan dile getirip belirtmeli ki; bugün artık
her yer Samsun’dur,
Her 19 Mayıslar da,
O’nun açtığı yolda
yeniden çıkılacak olan,
yine o yolculuktur.
Hep çıkılacaktır,
çıkılmalıdır bu yolculuğa.
Varılacaktır yeniden yeniden Samsunlara…
Oturup da öyle, köpürmek yerinde; her gün bakıp bakıp da olan bitenlere,
dövünmek faydasız…
Her şey göz önünde
olup bitmekte;
“Ölürüz de vermeyiz,
asla vazgeçmeyiz.” dediklerimize,
nasıl da öyle,
açıktan hem de
tehditler yöneltilmekte?
Emanet edilip üzerine titrediğimiz nice nice değerler, nasıl da küstahça hem de yerle bir edilmek istenmekte?
Evlerimizden izlerken,
çay kahve eşliğinde, yumruklarımızı sıkıp da sövüp sayarken;
lakin yoksak orta yerde, tam yeri denk geldiğinde manzara izlemişken…
Geçen nice 19 Mayıslar öylesine gelip geçmişken sessiz sedasız, elbet farkında değildik?
“Günüdür” diye oysa meydanlara inmeliydik.
O büyük yolculuğu sahiplenmeli, esirgemeliydik.
Daha ne olsundu?
Bağır bağır bağırıldı;
Cumhuriyete, devrimlere, kurucu önderine sahip çıkmaya çağırıldı.
Belki piknikte; belki de pazar yerinde; kimimiz işinde; kimimiz de kim bilir evinde, tehlikenin geçmesini beklemekte!
Çağdaş çoğunluğun solda-yanda-ortada;
yurtseveri, halkçısı, ilericileri!
Esnafı, işçisi, memurları, öğretmenleri!
Doktor, emeklisi, eczacı, avukat ve mühendisleri!
“Bayram” diyerekten ve sadece öyle bilerekten; çocukları için gösteriye, eğlenmeye koşan sadece, babaları, anneleri!
Emanet edilen çağdaş cumhuriyetin, umutsuz bırakılan mutsuz gençleri!
Ve dahası, siyaset delegeleri eski-yeni;
olmak isteyenleri, olamayanları!?
İlle de “bir şeyhler” olanları, olmuşları, olacak olanları?!
Sıcak rekabetin hırslarında kavrulurcasına, kıran
kırana kazananları,
siz nerelerdeydiniz?
Kazanmak isteyip de kaybedenleri!
Pusuda bekleyenleri!
Ya sizler de, sahi nerelerdeydiniz?
Siz nerelerdeydiniz,
halkçı örgütlerin,
falanca derneklerin,
kağıt üstündeki onlarca sayısız filanca “başkanım” yöneticileri?!
Kağıt üstündeki yüzlerce bir görünüp, uzunca bir zaman hiç görünmeyen üyeleri, delegeleri?!
Vefa göstererek sebeb-i varlığınla;
elbette bulunabilirdin
ispat-ı vücudunla!
O sonsuz gafletinle cesaretlendirmektesin,
bilumum dalalet içindekileri.
Umursamazlık ve rahat aldırmazlığınla da, cür’etlendirmektesin ihanetçileri!
Gün, günden daha kötü,
sen de biliyorsun;
lakin rahatını, kolay kolay bozmuyorsun!
Pencereye olsun bir çıkmıyorsun!
Düşünmeden belki bir kez olsun; fakat tüketiyorsun;
19 Mayıs’la, o büyük yolculukla kazandığın değerleri;
Cumhuriyetle taçlanan devrimleri…
Bağımsızlık, özgürlük, çağdaş Türkiye; laiklik, demokrasi ve de
uygarlık idealleri…
Nasıl kazanılmadıysa olmadan bedelleri;
Yaşatılır mı hiç bedelsiz, Ata’nın büyük kutsal emaneti?
Nicedir, karşı devrimin alaca karanlığı sürerken hem aleni hem de gizli,
suret i haktan görünerek,
kurnazlıkla samimiyetsiz,
sahtelikler karşısında, gereken liderlikler gösterilebilseydi, ah!
Yıllarca, gafletin-dalaletin ötesinde, iha netle sabah akşam durmadan sövüp sayanlara Cumhuriyet’e; “her yeri Samsun” bilerek, halkla-milletle birlikte
haddi bildirilebilseydi!
Siz, ey çağdaş,
o büyük çoğunluk!
Bu alaca karanlık kuşağında,
19 Mayıs 1919’un diri ruhuyla “ya hep beraber,
ya hiç birimiz!
Böyle kurtulur, böyle kurulur ancak, yeniden aydınlık geleceğimiz!
Ey karakteri
“ÖZGÜRLÜK” ve “BAĞIMSIZLIK” olan!
Kavuşana kadar ulusal egemenliğe, özgürlükçü
laik demokrasiye artık;
Her gün 19 Mayıs!
Her yer 19 Samsun!
Yer gök 19 Mayıs!
Unutmadan!
Aldırmadan!
Yılmadan!
Dünya döner,
devrimler durmaz, sürer.
Büyük yolculuk, kutlu olsun!
19 Mayıs ışık olsun!