Balıkesir Sağlık Platformu üyeleri, Konya’da Dr. Ekrem Karakaya’nın öldürülmesinin ardından iş bırakıp, bir kez daha sağlıkta şiddete dikkat çekti. Atatürk Şehir Hastanesi’nden İl Sağlık Müdürlüğü’ne kadar yürüyüp siyah çelenk bırakan sağlık çalışanları Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’yı istifaya çağırdı.
Balıkesir Sağlık Platformu üyeleri, Dr. Ekrem Karakaya’nın görevi başında öldürülmesinin ardından iki günlüğüne iş bıraktı.
Bugün saat 12.30’da Atatürk Şehir Hastanesi Bahçesinde toplanan sağlık çalışanları “Yastayız, öfkeliyiz”, “Namlunun ucunda hekimlik olmaz”, “Üzgünüz öfkeliyiz”, “Yaşatmam için yaşamam gerek”, “Hekimler kan kaybediyor”, “Artık yeter, sağlıkta şiddet yasası çıkarılsın” yazılı pankartlar açıp, sloganlar attı.
Sağlık çalışanları Dr. Ekrem Karakaya ve hayatını kaybeden diğer meslektaşları için saygı duruşunda bulundu. Öldürülen doktorların adları tek tek okunurken, hastane bahçesindekiler “burada” diye bağırdı.
Konya’daki cinayeti alkışlarla protesto eden sağlık emekçileri, beyaz önlükleriyle Sağlık Müdürlüğüne yürüdü.
Balıkesir Sağlık Platformu’nu oluşturan Aile Hekimleri Derneği, Balıkesir Aile Sağlığı Elemanları Derneği, Balıkesir Dişhekimleri Odası, Balıkesir Tabip Odası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Tabip Sen ve HekimSen üyelerinin eylemine sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın da il başkanı Serkan Sarı ile destek verdi.
SİYAH ÇELENK BIRAKIP, BAKAN KOCA’NIN İSTİFASINI İSTEDİLER
Sağlık Platformu temsilcileri İl Sağlık Müdürlüğü önüne Sağlık Bakanlığının şiddetle ilgili gerekli önlemleri almamaları ve yasal düzenlemeleri yapmamaları nedeniyle siyah çelenk bıraktı. “Biz ihmali olanları ve sorumluları biliyoruz.” diyen sağlık çalışanları Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’yı istifaya davet etti.
İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklamasını okuyan Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan şu görüşleri dile getirdi:
“Meslektaşımız Dr. Ekrem Karakaya çalıştığı Konya Şehir Hastanesinde silahlı saldırı sonucu öldürüldü.Dr. Aynur Dağdemir, Dr. Edip Kürklü’yü, Dr.Göksel Kalaycıoğlu’nu, Dr. Ersin Arslan’ı, Dr. Kamil Furtun’u, Dr. Hüseyin Ağır’ı ve Dr. Fikret Hacıosman’ı da işyerlerinde uğradıkları şiddet sonrası kaybetmiştik.
Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor, her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz. Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilmiştir.TTB tarafından yapılan ankette; hekimlerin % 84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir. Tüm bunlara rağmen hâlâ işyerlerimizde şiddetten koruyacak önlemler alınmazken, çıkarılan sağlıkta şiddet yasası algıyı yönetmeye çalışmak dışında bir işe yaramamıştır.
Hiçbir kamu kurumuna hatta alışveriş merkezlerine kontrolsüz girilemezken hastanelere akla gelebilecek her türlü zarar verici alet ile girilebilmesini kabul etmiyoruz. Klinikler, yoğun bakımlar, acil servisler, ambulanslar, polikliniklerdeki fiziksel şartlar şiddetin önünü açmaktadır. Bu nedenle güvenli çalışma alanları oluşturulmasının ivedi gereklilik olduğunu ve bütün yöneticilere sağlık çalışanları için güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması konusunda sorumlu olduklarını defalarca hatırlattık.
Şiddete: yalnızca hastaneye başvuranlar tarafından değil ekranlardaki dizilerde, gazetelerdeki köşe yazılarında, politikacıların sözlerinde ve dilinde, idarecilerin baskılarında da tanıklık ediyoruz. SABİM/CİMER hatları ile de tüm hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından psikolojik şiddete, ağır duygusal yüke maruz bırakılıyor. Acil asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM’e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobbinge maruz kaldığı için canına kıyan Dr. Melike Erdem, ne yazık ki bu şiddetin en ağır göstergesi olmuştur. Görevini yaptığı sırada şiddete uğrayan hekimlerin şikâyetlerine yönelik hiçbir adım atmayan yönetenler, gereksiz başvurular ile hekimler üzerinde baskı yaratmakta, hekimlerin saatlerini en basit şikâyetlere cevap yazmakla harcatmaktadır. Üstelik şikâyetlere konu olan sorunların tamamına iflas etmiş sağlık sistemi neden olmaktadır.
Randevu alamayan, 5 dakikada bir muayene olmaya zorlanan, özel hastaneye başvurmak zorunda bırakılan, cebinden parası alınan, eczanelere muayene ücreti, katkı ve katılım payları tahsil ettirilen yurttaşlar sistemin tüm sorunlarını karşılaştığı sağlık personeline yansıtmaktadır. Halbuki, sistemden ne hekim ne hemşire ne de sağlık personeli sorumludur. SABİM hatları ile sorumluluğu bizlere atmak isteyenlere karşın hastalarımız da artık gerçekleri görmelidir.
Sağlıkta şiddet, genel şiddet ikliminden, siyasetçilerin şiddet üreten politikalarından da ayrı düşünülemez. Sağlık Bakanlığının algı yönetimine, sosyal medya fenomenlerine çektiği nutuklara inanmıyor ve güvenmiyoruz. Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha kılına zarar gelmesine, aramızdan alınmasına gerçekten tahammülümüz yok!
Daha dün bize giderlerse gitsinler diyenlere sesleniyoruz, bugün bir meslektaşımız sonsuzluğa gitti.
Kötü gidişten SİZ SORUMLUSUSUNUZ!!!
* Sağlıkta şiddete yol açan sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini,
* Sağlıkta şiddet için etkili yasa çıkarılmasını,
* Sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılarak, güvenli işyerleri oluşturulmasını,
* İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesinin imzalanmasını TALEP EDİYORUZ…
Meslektaşımıza rahmet, ailesine, sevenlerine,camiamıza başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Biz ihmali olanları ve sorumluları biliyoruz. Sağlık Bakanını istifaya davet ediyoruz.” Coşkun YAMAN / Memet KOŞAR (balikesir24saat.com)