Seçimin sonucunu yaklaşık bir yıl öncesinde ekonomik kriz nedeniyle iktidar partisine karşı tavır alan ama başka bir partiye de gitmeyen kararsız seçmen kitlesi belirleyecek deniyordu…
Bu kesim tutumunu değiştirecek miydi, yoksa iktidar partisine geri mi dönecekti?
İşte tam da bu yüzden Erdoğan ısrarla o kitleyi geri getirmeye çalıştı çalışıyor…
Geri getirebilir mi? Muhalefetin becerisine bağlı…
Kararlı seçmen, kararsız seçmen, seçmen geçişkenliği gibi konuları araştırırken sosyal psikolojide bu günler için çok yararlı bir konu olan Tutum’la ilgili bir bölüm okumuştum o geldi aklıma…
Önce şunu belirtmek isterim ki, seçmen geçişkenliği konusunda en verici seçmen CHP seçmeni. Baraj altında kalırsa sonuç AKP’nin işine yarar diye MHP’ye de HDP’ye de oy verdi ama yaptığı stratejik oy kullanma davranışının karşılığını hiç görmedi. Bu görüşün doğruluğunu %25 bandını geçemeyişi gösteriyor sanırım…
Gelelim şu tutum meselesine:
“İkna edici mesajlar en çok orta düzeyde zekâya sahip kişileri etkiler. Daha zeki olanların daha karşıt düşünce üretme potansiyelleri vardır. Daha az zeki olanlar mesajı anlamakta güçlük çektikleri için ikna edilmeleri güçleşir. Yetişkinliğin ilk yıllarında yaşlılara ve orta yaşa göre tutum değişimine eğilim daha yüksektir.”
Gençler değişim istiyor. İşte bu sebeple, tam da bu sebeple iktidar ilk kez oy kullanacak beş milyon civarında gençten çok korkuyor…
Erdoğan’a kala kala “kadim kitlesi.” kalıyor, konuşmaları onlara yönelik.
En çok da dini kullanıyor…
Bu yüzden Erdoğan’ın aynı şeyleri tekrar etmesinden rahatsız olanların bu mesajları rakip parti seçmenlerini ikna etmek için yapmadığını, kendi seçmeniyken tutum değiştirebileceğinden korktuğu seçmen kesimini elde tutmaya çalıştığını artık anlamaları ve ona göre stratejiler geliştirmeleri gerekir…
Rakibinin oyununu bilmeyen kolay yenilir…
