Hey Corona sen nelere kadirsin.
Hayatımızın anlamını değiştirdiğin yetmiyormuş gibi yazmaya olan isteği de arttırdın.
Senden önce “Hayatın Anlamı” konusunda bir yazı yazmam zordu.
“Yüzlerce yıl geçti, onlarca filozof geldi geçti. Bu konuda yazdı çizdi. Sana mı kaldı?”
Sorusu ile muhatap olabilirdim.
Şimdi ise onlar Corona öncesi idi.
Bugün sayende anlam arayışı da değişti deme şansına sahibim.
***
Hepimizde bir” Hayatın Anlamı” arayışı vardır.
Vardır değil mi?
Aramıyorum diyen birisi varsa da bulduğu içindir.
Bulduğu anlam da muhtemelen aramamaktır.
Düşünebilme becerisi olan ve duyguları olan varlıklarız.
Yoksa sonu belli bir filmin içinde rolümüzün ne olduğunu aramak pek anlamlı olmazdı.
***
Hayatın anlamı mutlaka kişiden kişiye değişecektir.
Zaman içinde arayış şeklide anlamda değişecektir.
“Hayatın anlamını buldum” dediğinizden 5 yıl sonra hayatın başka bir anlamını olduğu gerçeği ile de yüzleşebilirsiniz.
***
Bize bildirildiği kadarı ile 2020 yılı Mart ayının 10-11’i gibi pek çok şey tasarlanmak üzere masanın üzerine tekrar kondu.
İnsanlar 1-2 gün içinde dayanıklılıklarını kaybedeceklerini gördüler.
Ölümle karşılaşma gerçeği ile yüzleştiler.
***
Attığımız her adım bizi sona yaklaştırıyor.
Buna rağmen insanlar sürekli gelecek ve geçmişi yaşıyor.
Geleceğin para kazandıracağı, belli bir mevkii getireceği ve bunun da hayata belli bir anlam katacağına dair beklenti var.
Gelecek ile ilgili bir garanti yok.
Geçmiş zaten geçmiş.
Corona dedi ki; “Bir Dakika”
Aslında dikkat etmen gereken süreçler içinde BUGÜNÜ hep kaçırıyorsun.
***
Hayatın anlamının farklı sahipleri olarak kişiler arayışı 3 başlık altında topluyorlarmış.
Birinci sırada dünyaya güzel eserler vermek geliyor.
Yaratıcılığı, yenilikçiliği konuşturma zamanı.
Bu çok ufak bir şey de olabilir.
Bir bitkiyi yetiştirmek bile dünyaya bırakacağınız bir yaratıcılık örneği.
İkinci sırada başkalarıyla ve çevreyle daha anlamlı ilişkiler kurmak ve iletişimi derinleştirmek geliyor.
Üçüncüsü ise Corona’nın daha da güçlendirdiği; acıya karşı dayanıklılık.
***
Birazda hayatın anlamını iş hayatına taşıyalım.
Japonlarda “Çalışırken Ölmek” diye bir deyim var.
Japon kültüründe şirket değiştirmek takım değiştirmek, din değiştirmek gibi toplumda pek olumlu karşılaşılmayan bir durum.
Bize pek uymadı değil mi?
Aslında yaptığımız işe anlam katabilmek bizim elimizde.
Kesin bilgi olarak söylüyorum; yoksa bir yerlerde her birimizin sevdiği iş bizi beklemiyor.
Sabah isteyerek kalkmak büyük bir mutluluk.
Yaptığımız işe kendi renklerimizi katmak, oradan da kendimize dair bir şeyler bulmak mümkün.
Yaptığımız işi kendi renklerimiz ile boyama özgürlüğümüz var.
***
İyi insanlar olabiliriz.
Ama iyilik yapmak farklı bir şey.
Laf aramızda karşılıksız, birinin talebi olmadan yapılan iyilik anlamlı olabilir.
Bu dünyaya geldik gidiyoruz.
Küçük de olsa bir şey bırakmayalım mı?
Anlam arayışını bulduğumuzda da arayışa devam ediyor olacağız.
Hayatın anlamı bitmeyen bir mücadeledir.
Erdoğan Dur
