Allah’ın mucizeleri, birçok dinî ve mitolojik gelenekte Allah tarafından gerçekleştirilen olağanüstü olaylar olarak tanımlanır. Bu mucizeler, inananlar tarafından Allah’ın varlığının ve gücünün bir kanıtı olarak görülür.
Bunların bazıları şunlardır:
Hristiyanlık:
• Bakire Meryem’den Hz. İsa’nın doğuşu,
• Hz. İsa’nın Celile Denizi üzerinde yürümesi,
• Beş ekmek ve iki balıkla binlerce kişiyi doyurması.
Yahudilik:
• Hz. Musa’nın asasıyla Kızıldeniz’i yararak İsrailoğullarının kaçışını sağlaması,
• İsrailoğulları açken gökten Mana adı verilen yiyeceğin yağması.
İslamiyet:
• Hz. Muhammed’in göğe yükselmesi,
• Hz. Muhammed’in ayı ikiye bölmüş olması gibi.
Çağımızda ise genellikle bilimsel açıklaması zor veya imkânsız görülen, olağanüstü nadir olaylar olarak tanımlanır.
İnananlar için günlük yaşamda çeşitli şekillerde mucizeler görülebilir ya da hissedilebilir. Bu deneyimler kişisel ve subjektif olabilir.
Birçok kişi doğada var olan güzellikleri ve doğanın dengesini Allah’ın bir mucizesi olarak görebilir. Örneğin, güneşin doğuşu, yıldızlı bir gece, bir çiçeğin açması veya bir çocuğun doğması gibi.
Bazı insanlar kutsal mekanlarda dua ederken kendilerini iyi hissettiklerini ve ilham aldıklarını hissederler.
Bu ilham, duaların kabul olması, zor zamanlarda çözüm bulmak, moral bulmak veya motivasyon kazanmak şeklinde olabilir.
Doktorların açıklayamadığı veya tedaviye yanıt vermeyen hastalıkların aniden iyileşmesi, Allah’ın yapılan iyiliklere karşı müdahalesi gibi yorumlanabilir.
Küçük kızım, 4 aylıkken bağırsak enfeksiyonu teşhisiyle yatırıldığı hastanede uygulanan yanlış tedavi sonucu sadece serumla beslenebilir bir halde komaya girdi.
Doktorlar komadan çıkamaz, çıksa bile konuşamaz, yürüyemez dediler. Defalarca yüksek ateş nedeniyle havale geçirdiği ve bunun zekasında gerilik yaratabileceği, okula gitse de başarılı bir öğrenci olamaz dediler.
Ben Allah’a, Allah’ın mucizelerine ve kızımın iyileşeceğine olan inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün aniden doktorların bile açıklayamadığı bir mucize oldu ve komadan çıktı. Gayretlerimiz sonucu biraz geç olmakla birlikte yürüdü, konuştu ve başarılı bir öğrenci oldu.
O mucize şimdi Veteriner Hekim ve iki çocuk annesi.
Allah’ın mucizeleri biter mi?
Anlamlı tesadüfler de Allah’ın bir mucizesi değil midir?
Örneğin, hiç ummadığınız anda, ummadığınız bir yerden bir yardımın gelmesi veya en kritik bir anda doğru bir insanla karşılaşmak.
Ölümcül kazalardan mucizevi bir şekilde kurtulmaları, bilimsel olarak açıklanamayan doğa olayları Allah’ın bir mucizesi olarak yorumlanabilir.
Mucizeler, inananların Allah’a olan güvenini ve inancını pekiştirir. Allah’ın her zaman yanımızda olduğu ve müdahale edebileceği inancını güçlendirir ve manevi destek sağlar.
Mucizeler insanları bir araya getirir, ibadetlerin daha yoğun, daha içtenlikle yapılmasını sağlar, doğru ve etik davranışın önemini hatırlatır, daha iyi bireyler olmaya teşvik eder.
Bu etkiler bireyin kişisel inançlarından, toplumsal yapıya kadar geniş bir yelpazede hissedilir.
Çağımızda bu tür olayların mucize olarak kabul edilip edilmemesi, bireyin inançlarına ve dünya görüşüne bağlıdır.
İnanan insanlar bu olayları Allah’ın varlığının ve gücünün bir kanıtı olarak görürken, bazıları ise bilimsel veya rasyonel açıklamalar aramayı tercih ederler.
Bunu Yusuf Suresi’nin 105. Ayeti ne güzel anlatır:
“Göklerde ve yerde Allah’ın varlığını, birliğini, kudretini anlatan öyle deliller var ki! Onlar bu delillerle sürekli iç içe, yan yana bulunurlar, fakat üzerinde hiç düşünmeden, tam bir aldırmazlık içinde ondan yüz çevirirler.”
Ülkem için, çocuklarım için, torunlarım için, gelecek aydınlık günler için özellikle bizi birleştirecek, uzlaştıracak mucizeleri Allah’tan diliyorum.
BUNA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR.
Evet arkadaşım, milletçe işimiz Allaha kaldığı için; Vatanım, Milletim ve Cumhuriyetim için, çocuklarımın ve torunlarımın geleceği için ben de Allah’tan mucizeler diliyorum.Kalemine sağlık , kutluyorum.