featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. HAYAT DOLU BİR DÜŞBAZ: İKBAL KAYNAR

HAYAT DOLU BİR DÜŞBAZ: İKBAL KAYNAR

Sevgili İkbal Kaynar,  eğitimci, yazar, şair ve müzisyen. Nefes aldığı her anı üreterek güzelleştiren sanatçımız, ne olursa olsun yaşama sevincinden bir şey kaybetmiyor. Sahip olduğu bu sevgisini başta çocuklar, kadınlar ve gençler olmak üzere hiçbir ayrım gözetmeden herkes ile paylaşmayı kendisine adeta görev edinmiş. Çok daha doğrusu, İkbal hanımın yaşam biçimi bu.

Başarılı sanatçımız İkbal Kaynar, var olduğu her alanda duruşundan hiç taviz vermeden yoluna devam eden bir düşbaz. Sevgili okurlarım,” düşbaz” diye bir kavram mı var diye hiç düşünmeyin. İkbal hanım, kimi zaman umut dolu dizeleriyle,  kimi zaman yaşamın için kopup gelen öyküleri ve parçalarıyla düşbaz ifadesinin yaratıcısı oluvermiş. Hayata ve zorluklara meydan okuyan varlığı da hepimize örnektir.

İkbal hanım, sanatsal ve kültürel çalışmaları dışında yaşanabilir bir çevre için de mücadele eden biri. Doğa dostu sanatçımız, daha birkaç gün önce çevre dernekleri ile birlikte İkizdere’deydi. Oldukça yoğun bir süreç içinde olsa da İkbal Hanım sağ olsun, siz sevgili okurlarımız için röportaj yapmayı kabul etti. Bunun için kendisine, sizlerin huzurunda teşekkürlerimi sunuyorum.

Kendisini tanımaktan onur ve mutluluk duyduğumu belirttikten sonra, sevgili okurlarımı sizleri iyi ki böyle bir değere sahibimiz dediğim İkbal Kaynar ile baş başa bırakıyorum. Sizlere şimdiden keyifli okumalar…

İkbal Kaynar, kimdir? Kendinizi, okurlarımıza tanıtabilir misiniz?

Hayata sıkı sıkı bağlı, aynı zamanda muhalif duruşu olan yazar, müzisyen ve İngilizce öğretmeni. Güzel günlere dair umutları tükenmeyen bir düşbaz!

Edebiyat ve müzik dünyasındaki başarılı kariyerinize geçmeden önce öğretmenlik yıllarınızdan konuşalım isterseniz. Ne dersiniz? Geriye dönüp baktığınız zaman, size ‘İyi ki öğretmen olmuşum.’  dedirten en özel anınız hangisidir?

Öğretmen olmayı istememde en büyük etken, öğretmenlere olan saygım ve babamın köy enstitülü bir öğretmen oluşudur. Müzik ve edebiyat aşkı hep vardı. Ama 12 Eylül döneminde on yıl öğretmenlik yapamayınca hobi olan bu aşk üretime ve icra etmeye dönüştü.

En özel anı; 1979 yılında ilk görev yerim olan Manyas Lisesi’nde sağcı öğrenciler benim için ‘Hocanızın suyu ısındı’ demeleri üzerine bir grup öğrencimin evimin önünde nöbet tutmaları ve kapıma her gün yakmam için odun koymaları.

Öğretmenlik mesleğinde, siyasi duruşu ve dünya görüşüyle var olan bir isimsiniz. Bundan dolayı bir süre görevinize ara vermek zorunda kaldınız. Bu süreci ve sonrasını bize anlatabilir misiniz?

12 Eylül 1980 dönemi, ilerici ve aydınlar için bir kıyım ve kayıplar dönemiydi. İşten atılmalar, yargısız infazlar, ailelerin darma duman olduğu ve etkilerinin hala devam ettiği karanlık bir dönemdi.

Ben de Türkiye coğrafyasında yaşayan çoğu demokrat, ilericiler gibi yargılandım. Yukarıda da dediğim gibi bu süreci ayakta kalmak adına çok iyi değerlendirdim. Enstrüman çalma, korolarda görev alma, halk dansları, şarkı sözü yazma, beste yapma  ve sahne alma gibi…

Bugüne dek yayınlanan kitaplarınıza değinmek gerekirse, her biri hakkında neler söylemek istersiniz?

Müzikle başladım sanat yaşantıma. Ama edebiyat da kopmaz bir parçaydı benden. Fenerbahçe Lisesi’nde çalışırken, 1995 yılında söz ve müzikleri bana ait olan ‘ Yasakları Kaldır Bana’  adlı ilk albümü yapmıştım. 1990 yılı ve sonrası popüler kültüre bağlı pop müzik ve klip furyası ortalığı kasıp kavurunca, Cumhuriyet Gazetesi’ne popüler kültürü eleştiren yazılar yazmaya başladım. Bunu BirGün Gazetesi ve dergiler takip etti. Böylece müzik çalışmalarıma edebiyat da dâhil olmaya başladı. Edebiyat toplantılarındaki yazar, şair dostlarımın teşvikiyle gazete ve dergi yazılarımı kapsayan ‘Maviler Saldım Umutları’ adlı ilk kitap doğdu. Bunu anlatı, mektup, şiir, öykü türünde kitaplar takip etti. Son kitabım olan öykü türündeki ‘Eyülden Kalan’ adlı kitap şimdi ikinci baskı yaptı.

12 Eylül’den sonra pek kadınlar yazmadı o süreci. Zaten kadın sorunu da bu süreç sonrası yerini buldu. Ben de bu süreçle yüzleşmek ve gençlere bir tanıklık bırakmak için yaşanmışlıkları öykülerle anlattım kitabımda. Yüzlerde bir damla yaş ve gülümseme olursa o günler unutulmasın diyedir. Bunun yanında şiirlerimde, düz yazılarımda çevre, adalet, ötekileştirme, kadın gibi toplumsal sancılara değinmeden geçemem.

‘Ebruli Şarkılar’ adlı albümünüz, müzikseverler tarafından nasıl bir tepki aldı? Bugün, yeni bir albüm çıkarma gibi bir planınız var mı? Müzik piyasasını ve müzisyenlerin durumu hakkında ne yönde görüş belirtirsiniz?

‘Ebruli Şarkılar’ adlı ikinci albüm çalışmam, bana göre bir soruna değinmek adına gerçekleşti. Malum farklı kültürlerle birlikte yaşıyoruz veya evrensel düşünmek bir kaygımız var. Ben de farklı dillerde söyledim bu albümde. Tepki güzel oldu. Ama her dilde söylüyorum diye, tutuculuk ve aşırı şoven duygular nedeniyle kendi memleketimde biraz yadırgandı.

Yeni çalışmam içinde şunları söyleyebilirim. Bulunduğumuz teknolojik çağ ve seçeneklerin değiştiği bir dönem. Çok pahalı olması nedeniyle her şey internet ortamında artık. Youtube ve tıklanma oranı belirliyor müzik pazarını!

Ben de üç şarkı yaptım. Birisi Ermenice Türkçe, diğeri Yunanca Türkçe ve diğeri ise kendi kentim olan Bir Uşak türküsü. Klip de çekeceğiz bir aksilik olmazsa.

İkbal Kaynar olarak, Kadıköylü bir sanatçı olarak da tanımlıyorsunuz değil mi? Kadıköy’ün ayrıcalığı nedir?

Kadıköy, kültür düzeyinin yüksek olduğu nezih bir yer. Benim de öğretmenlik yıllarım burada geçtiği için ilişkilerimde burada daha çok. Bir de kültür merkezlerinin Anadolu yakasında Avrupa yakasına göre daha çok olması nedeniyle; toplantılarımız, etkinliklerimiz Kadıköy ve civarında oluyor. Gerçi şimdi çok kalabalık ama yine de benim için yaşanılacak tek yer. ‘Kadıköy Güzellemesi’ diye bir şiir bile yazdım. Tabii ki yazları da Edremit Körfezi’nde olmak, Kazdağları’nın temiz havasını solumak da bir başka güzellik.

Sizi ve eserlerinizi, 5. Edremit Kitap Fuarı’nda yakından tanıma fırsatına eriştim. Kitap fuarı, sizin açınızdan nasıl geçti? Genel anlamda kitap fuarları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yayınevlerinin ve organizasyonların ticari kaygı taşıdığını düşünüyor musunuz?

Evet, Çiğdemciğim son Edremit Kitap Fuarı’nın en güzel yönlerinden birisi seni tanımamdı. Şirin ve enerjik duruşunla içimi ısıttın gerçekten. Bu yıl beşincisi düzenlenen fuara, ilk günlerinde bu yana yazları Küçükkuyu’da olmam nedeniyle katılıyorum. Tabii ki kendi arkadaşlarım ve kendi ilişkilerimden doğan dostlarım geliyor kitabımı almaya veya ziyarete. Tanıtım ve reklam çok önemli her alanda olduğu gibi.

İlk fuar kadar samimi ve kültüre sanata dönük olduğunu söyleyemem ne yazık ki. Siyasi kaygılar, medyatik isimlere verilen önem damgasını vurmuş gibiydi. Stant ücretleri yüksek olduğu için küçük yayınevlerinin şansları pek yok. Daha yazarı çizeri, yayınevlerini ayrımsız düşünen bir anlayışla bakmalı bu tür organizasyonlara.

Genç yeteneklere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Gençler benim için çok değerli. Öğretmen kökenli ve yurtsever olmamdan kaynaklı ben kendimle yüzleşmeden duramam. Biz şöyle yaptık, böyle mücadele ettik diye sürekli pay çıkarmak yerine; “ne yapamadık, ne eksik kaldı da güneşli güzel günler bu denli uzak bize ve özellikle çocuklara” derim hep.

‘Düşleri Kaldı’  adlı şiir kitabımdaki , ‘Sözümüzde Duramadık Çocuklar’  başlıklı şiirimde kendi adıma özür dilerim onlardan. Şiirin bir bölümünde şöyle derim umudun onlarda olduğunu anımsatarak.

Sözümüzde duramadık bebeğim

Güzel bir dünyayı düşlerken

Her gün yeşilin ve onurun yok edildiği

Nefessiz bir dünya

Düşüncelerin tutsaklığında

Ölü bedenler bıraktık sizlere

Seviyorum sizleri

kıpır kıpır ellerinizi

Umut saçan gözleriniz getirecek

beklenen yaşanası günleri…

Özrümü diledikten sonra gelelim gençlere. Onlar da kendi yaşadığı dönemden sorumlular. Onlar da dünyayı daha yaşanır duruma getirmek için çalışacaklar okuyarak, aydınlanarak ve üreterek. Gençlere olan umudum sonsuz. Genç şairler, müzisyenler var pırıl pırıl. Sorumluluk olarak partilerde de yer verilse inanın daha güzel ve dinamik olur her şey.

Son olarak okurlarımıza iletmek istediğiniz bir konu var mı?

Öncelikle bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum sana, beni Balıkesirli okurlarla buluşturduğun için. Güzelliklerden, dostluklardan yana mutlu yarınlar diliyorum tüm okurlara.

Yine bir dörtlükle veda edeyim bir Eylül şiirimden:

Konmasa da kahkaha kuşları omzumuza sık sık

Yok saymadık gülüşleri

Kırık olsa da bir dalımız

Maviyi hiç unutmadık.”

İKBAL KAYNAR

Uşak doğumlu. Babasının Köy Enstitülü Edebiyat Öğretmeni olması nedeniyle, ilkokulu Uşak’ın kazalarında, lise öğrenimini ise Uşak Öğretmen Lisesi’nde tamamladı. Eskişehir Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümünü bitirip 1979 yılında Manyas Lisesi’nde İngilizce öğretmeni olarak göreve başladı.

1980 yılında çoğu demokrat gibi yargılandı. 10 yıl çok sevdiği öğretmenlik mesleğinden uzak kaldı. Bu süreçte edebiyat, müzik ve halk dansları ondan hiç ayrılmadı. Hobi olarak ilgilendiği şarkı söyleme ve edebiyat tutkusu söz yazarak, beste yaparak ve sahne alarak daha ileriye evirildi.

1990 yılında İstanbul’a atandı. Kartal Lisesi’nde ve Fenerbahçe Lisesi’nde çalıştı. 2000 yılında emekli oldu. Bu dönem içinde Cumhuriyet, BirGün gibi gazetelere ve dergilere makale, deneme, şiir, gezi yazıları yazdı. Çalıştığı okullarda öğrencilerden oluşan şiir ve müzik gruplarını çalıştırıp onlarla dinletiler yaptı. Yurt içi ve yurtdışında değişik yerlerde söyleşi ve dinletiler yaptı.

‘Kadınım Ben’ şiiriyle ‘Kaygusuz Abdal’ yarışmasında ikincilik ödülü, ‘Yılbaşı Armağanı’  adlı öyküsüyle ‘Bin Çiçekli Yaşar Kemal Şiir Öykü’  yarışmasında jüri özel ödülü, ‘Yakın Coğrafyamızdan ve Bizden Mücadeleci Kadınlar ve Kadınlar Niçin Yazmalı’  adlı araştırma yazısıyla ‘Yaşar Kemal Şiir Öykü ve Halk Bilimleri’  yarışmasında Halk Bilimleri dalında ödül aldı.

Müzik ve kitap çalışmalarına devam eden İkbal Kaynar; MESAM, Edebiyatçılar Derneği, KYD (Kadın Yazarlar Derneği), Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği üyesidir. Aynı zamanda BESAM Yönetim Kurulu üyesi, TYS Disiplin Kurulu üyesi olarak görev yapmaktadır.

Eserleri:

1-Yasakları Kaldır Bana (Müzik albümü)1995

2- Mavilere Saldım Umutları (Deneme-Ozan Yay.) 2003

3- Mavi Yazılar (Deneme-mektup-Kibele Yay.) 2006

4- Şiire Adanmış Bir Ömür: Sedat Umran (Biyografi) 2008

5- Ebruli Şarkılar (Şiir-şarkı sözü-Artshop) 20008

6- Kalbim Uşak’ta Kaldı (Anlatı-Heyamola Yay.)2011

7- Ebruli Şarkılar(Müzik albümü- Anadolu müzik)2012

8- İsyan Mektupları (Mektup-Enki Yayınları) 2014

9- Düşleri Kaldı(Şiir Artshop) 2017

Düşleri Kaldı(Şiir Artshop) 2019 ikinci basım

10-Eylülden Kalan (Öykü- Favori Yayınları-2020)

 

 

 

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
HAYAT DOLU BİR DÜŞBAZ: İKBAL KAYNAR
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!