Şair, yazar ve gazeteci, Halil Soyuer; 4 Ocak 1921’de Balıkesir ili Havran ilçesinde doğdu. Doğduğu yıl Havran Yunan işgali altındadır. Çanakkale gazisi Bayburt/Pulurlu Abdurrahman Efendi ile İvrindili Osman kızı Emine Hanım’ın ilk çocuğudur.
1928’de Havran Ali Çetinkaya İlkokulu’na başlayan Halil Soyuer, beşinci sınıfa geldiğinde kaydını 8 Eylül İlkokulu’na aldırdı. 1933 yılında buradan mezun oldu. Aynı yıl Edremit Ortaokulu’na başladı. 1934’te sınavını kazandığı Balıkesir Lisesi orta kısmına parasız yatılı olarak geçti. Liseyi bitirinceye kadar burada okudu.
Orta ve lise öğreniminden sonra Havran’a döndü. Bir dükkân kiralayarak ticarete başladı. 1941-1944 yılları arasında yedek subay olarak Gelibolu, Bolayır ve Denizli’de askerlik görevini yerine getirdi. Bolayır’da kaldığı yedi aylık sürede her pazar günü Namık Kemal’in mezarını ziyaret etti.
1944 yılında Ankara’ya giden Soyuer, 1945-1946 yılları arası Millî Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Öğretim Müdürlüğü Kâtipliği görevinde bulundu. 17 Şubat 1946’da Anadolu Ajansı memurlarından Münevver Şener Hanım ile evlendi. Bu evlilikten Nursel, Birsel ve Emrah adlarında üç çocuğu oldu.
1947-1949 arası Ankara Halkevi Dil ve Edebiyat Komitesi Başkanlığı görevini yürüttü. 1950’de Dr. Kemal Bekata’nın sahibi olduğu Her Şey Memleket İçin gazetesinde yazı işleri müdürü olarak basın hayatına atıldı. Aktaş Yetiştirme Yurdu, en son çalıştığı devlet kurumu olarak kayıtlara geçti.
1955’te memuriyetten ayrıldıktan sonra, Ulus gazetesinde muhabirliğe başladı ve bu başlangıç Soyuer’in hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Zafer, Hakikat, Medeniyet, Yeni Halkçı, Telgraf, Devrim, Ankara İktisat, Savaş ve Adalet gazetelerinde muhabirlik, istihbarat şefliği, köşe yazarlığı ve yazı işleri müdürlüğü görevlerinde bulundu.
1965 yılında İktisadi İnkılap gazetesinde muhabirlik yaptı. Birinci sayısı Kasım 1966’da yayımlanan Çaba dergisinin sahibi olarak 1967’de ilk basın kartını aldı. Dergi, yayın hayatını 35 sayıya kadar devam ettirdi. 1984 yılında emekli olan Halil Soyuer, 17 Ocak 2004’te vefat etti ve Havran’da toprağa verildi.
ALTIN PLAKETLİ BİR GÖNÜL ADAMI
İlkokul öğretmeninin telkin ve teşvikleri ile çıktığı sanat yolculuğunun ortaokul ve lise yıllarında, Türkçe ve edebiyat öğretmenleri Mahir İz ile Cezmi Tahir Berktin’in de desteğini gördü. Balıkesir Lisesi’nin parasız yatılı kısmında okurken ailesinden, evinden ve doğduğu yerlerin güzelliklerinden ayrı kalmanın özlemi ile şiirlerinde gurbetin izini sürdü. Lise ikinci sınıfta iken yazdığı (1936) şiirlerinden birini çok beğenen edebiyat öğretmeni şair Cezmi Tahir Berktin, bu şiiri, Balıkesir Lisesi’nin Alkım dergisinde (1937) yayımlattı.
Aynı yıllarda, Edremit kaymakamı şair Ömer Bedrettin Uşaklı ile Mustafa Seyit Sutüven ile tanışan Halil Soyuer, şiirlerini Orhan Seyfi Orhon’un Çınaraltı ve Sedat Semavi’nin 7 Gün adlı haftalık dergilerinde yayımlattı.
Askerlik süresince de şiirlerini yayımlattığı 7 Gün dergisi ona, dergi çalışanlarından İbrahim Alaaddin Gövsa ile tanışma fırsatı sağladı. 1945’te Ankara’da Behçet Kemal Çağlar ile tanışması da şiirine önemli katkılar sundu.
Halil Soyuer’in ilk şiir kitabı Liman, 1950 yılında yayımlandı. Şairlik yönünü bütün ayrıntılarıyla yansıttığı bu kitabında Anadolu insanının lirizmine yer verdi. 1952-1966 yılları arasında yazdığı şiirlerini, Kin’de topladı. 1966 yılında Türk şiirine ve sanat müziğine katkılarından dolayı Bursa Kültür Vakfı tarafından kendisine Altın Plaket ödülü verildi.
Aylak İnsanlar Kenti (1965), Kör Kuyu (1970), Akşamüstü (1975), Gönül Dağları (1990) kitaplarıyla imaj dünyasını genişleterek şairlik yönünü belirginleştirdi. Gönül Dağları kitabının ilk bölümünde aile fotoğraflarına yer veren Halil Soyuer, diğer bölümlerinde ise Türk edebiyatı ve musikisinin önemli şahsiyetlerinin kendisi ile ilgili yazılarına yer verdi.
Sonbahar Çiçekleri (1993), Sorma Hiç (1994), Zaman Akıp Gidiyor (1994), Sevgi Çiçekleri (1996), Sevgi Burcu (1997), Kader Faslı (1997), Yürektir Sevginin Vatanı (1998), Sevgi Bende Hiç İzine Çıkmadı (1999), Sevgi Seli (2000), Sevgi Bağları (2001), Bakış Mektubu (2002), Seninle (2003) adlı eserlerinde, insan sevgisi ve aşk merkezli şiirlerine yer verirken yaşamla barışık, umudunu yitirmeyen bir gönül adamı sıfatı ile tanındı.
1994 yılında Zaman Akıp Gidiyor adlı anı-şiir kitabı, 1982’de Anılarla Şairler Albümü, 2004’te Şair Dostlarım adlı anı kitapları yayımlandı. Yeni baskısı 2015 yılında Pencere Yayınları tarafından yapılan Ankara Kabadayıları (1995) adlı kitapta, muhabirlik yıllarında tanışıp yakın arkadaş olduğu kabadayıları anlattı.
YILIN ŞAİR BABASI
Halil Soyuer, halk edebiyatına ait unsurları kullandığı şiirleri ile Anadolu insanının içkin duygusallığını yansıttı. Şiirlerinin en önemli özelliklerinden biri şüphesiz, bestelenmeye uygun olmalarıdır. Bu açıdan şairin, iki yüzden fazla şiiri önemli bestekârlar tarafından bestelendi. 1999 yılında, Şair ve Bestekârlar Derneği tarafından halk şiirine sunduğu katkılardan dolayı “Yılın Şair Babası” seçildi.
Sesin çağrışımsal değerine lirik şiirin duygusal yönünü katan Halil Soyuer, şiir evrenine yansıyan imaj dünyasını sade söyleyişlerle aktardı. İnsan ve doğayı merkeze aldığı şiirlerindeki lirizm, şairin öğretici kimliğini yansıtır nitelikteydi. Bu kimlik ile gelenekleri ve ahlaki unsurları, toplumsal değerler bağlamında önceleyen Soyuer, her dizesinde bir Türk aydını/sanatçısı olduğunu hissettirdi.
218 ŞİİRİ BESTELENDİ
Şiirlerinde, gürül gürül akan ve büyük denizlere doğru koşan çağlayanlar gibi bağlı bulunduğu coğrafyanın ruh hâlini yansıttı. Şairin, hayatı algılayış ve anlayış biçimi, şiirlerinin görsel yönelimini belirledi. Gündelik yaşamın öznesine ait; aşk, özlem, sevinç, mutluluk ve hüzün gibi izler, Soyuer şiirinin başat özelliği oldu. Olay ve durumlara, gazeteci kimliğinin etkisiyle objektif yaklaşmayı başarmış bir aydın olarak Halil Soyuer, geçmişin değerlerini günümüze taşıyan ve bu birikimden faydalanmasını bilen bir şairdi.
Soyuer’in şiirlerinde dil, her zaman duygusal derinliği yansıtan ve okuyucunun dikkatini içeriğe odaklayan bir sunum öğesi oldu. Aruz ve serbest ölçü ile de şiirler yazan Soyuer, asıl başarısını hece ölçüsü ile yazdığı şiirlerde gösterdi. Hece ile yazdıklarında Karacaoğlan’ı çağrıştıran duru ve sade söyleyiş şekli, yöresel ifadelerle zenginleştirilen düzyazı eserlerinde de kendini hissettirdi. Şiirleri İngilizce, Fransızca ve Farsçaya çevrildi. 218 şiiri Türk sanat müziği formunda bestelenmiştir.
Kaynakça
Ceylan, Mustafa (2000). Halil Soyuer-Hayatı-Sanatı-Şiirleri. Ankara: Minpa Matbaacılık.
Güler, Abdulkadir (2015). “Ölümünün 11. Yılında Şair Halil Soyuer’i Anmak”. Milliyet.
Soyuer Gündüz, Nursel (2007). Kazdağı Eteklerinden Ankara Doruklarına-Halil Soyuer. Ankara: Saküder Kültür Yayınları
Doç. Dr. Mutlu Deveci