Altıeylül ilçemizin Sarıalan Mahallesi’nde, CVK Maden İşletmeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından açılmak istenen altın madeni projesinin Çevresel Etki Değerlendirme süreci başladı. Başta Sarıalan olmak üzere Gökçeyazı, Kirazköy, Sofular ve Çamköy mahallerini olumsuz yönde etkileyeceği ön görülen proje için geçtiğimiz salı günü gerçekleştirilen Halkı Bilgilendirme Toplantısı’na, bir doğa savunucusu olarak katıldım.
O gün anladım ki Kirazlı, Yenişehir gibi çevre mücadeleleri insanlarımıza çoktan umut olmuş. Sarıalan halkının ve diğer çevre mahallelerden gelenlerin, topraklarına sahip çıkmak adına gösterdiği tepkiyi gören herkes eminim ki benimle aynı düşünceye sahiptir.
Ülkemizde günden güne artan çevre muhalefeti, en sonunda istediği sonuca ulaşacaktır. Doğa talanını durduracaktır. Sarıalan’da genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla yaşam alanlarına sahip çıkan vatandaşlarımızın kararlılığı inancımı pekiştirdi. Nasıl pekişmesin ki?
Sarıalan sakini Fatma abla, projeye yönelik bilgilerin yer aldığı kitapçığı eline alır almaz kendi evinin altın madeni çalışma alanı içerisinde kaldığını gördü. Toplantı sonunda eline mikrofonu alır almaz bunu dile getirdi. Komşularının hakkını savundu. “İşte Anadolu kadını” budur dedirtti. Sırasıyla kim konuştuysa, aynı kararlılığı, cesareti, altın madenine karşı çıkışı gördük. Onlar hep birlikte dediler ki “Bizler hakkımızı arayacağız. Atalarımızdan kalan toprakları koruyacağız. Çocuklarımız, torunlarımız güzel günler görecek.”
Aynı zamanda dayanışmanın en güzel örneklerine de tanık olduk. Balya’nın Orhanlar Köyü’ndeki durumu anlatan Sabahattin Altıparmak, Sarıalanlılara seslendi. Yapmış olduğu konuşma ile madenin acı yüzünü anlattı. Konuşmasının bir bölümünü sizlere aktarmak istiyorum.
‘’Birkaç köylüyle görüştüm. Söylediklerine çok şaşırdım. Balya Orhanlar Köyü’nde üç senedir Bahar Madencilik tarafından sondaj çalışmaları yürütülüyor. Yine altın madeni yapacaklar. DSİ bir gölet yaptı. Geçen sene hizmet vermeye başladı. Aynı şey bu köyde de olmuş. Sarıalanlılara sesleniyorum. Bu suyu kendiniz kullanacağınız sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu gölet maden şirketi için yapıldı. Etrafınıza bakın. Buradaki milyonlarca metreküplük toprak karşılığında altın çıkartılacak. Değirmenlere gelecek, değirmenlerde öğütülecek. O öğütülen malzeme siyanürlü çözelti. Siyanürlü çözeltiyi su içerisinde yapmak durumundasınız. Bu yüzden çok fazla suya ihtiyaç var. Türkiye’de nerede altın madeni projesi var, orada DSİ gölet yapıyor. Son yıllarda Türkiye’de olan şey bu. Tekrar söylüyorum. O göletin suyunu köylü olarak kullanamazsınız. CVK Madencilik’e yapıldı. Onlar kullanacaklar. ‘’
Ne yazık ki şu ana dek gelişmeler şirketlerin istediği gibi .. Ama biliyorum ki artık devran böyle dönmeyecek. Sarıalan mücadelesi de diğer mücadelelerin yanında yerini aldı. Güzel günlere hep birlikte ulaşacağız. Kazanan doğa olacak, direnenler olacak.
Toplantıdan sonra altın madenine “hayır” diyenler ile konuşma fırsatı yakaladım. Sarıalan’ın, geleceğe pırıl pırıl gözlerle bakan genç kızlarını gördüğüme öylesine çok sevindim ki. Birbirinden güzel kızlarımızın sahip olduğu bilinç, doğa ve hayvan sevgisi, okuyup kendi ekmeğini eline alma arzusu sevincimi büyüttü. Onların burada mutluluk, huzur, sağlık içerisinde yaşayacaklarına inandım. Her biri önümüzdeki sürece güvenle bakabilmemi sağladı.
Bizler zaten o gün onlara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için oradaydık. Her zaman mücadelenin bir parçası olacağız. Çevreye sahip çıkmayı, doğal güzelliklerimizi korumayı kendine görev edinenler olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yerine getireceğiz. O nedenle diyorum ki güzel yarınlar hepimizin.
Birileri daha çok zengin olsun diye hiçbirimizin bir karış toprağımızı feda etmeye hiç niyetimiz yok.
Kazdağ Çiğdemi’nden, bir mesaj da altın madencilerine :
“Havama, Suyuma, Toprağıma Dokunma!”