Ayvalık’ta merhum Avni BASKIN’dan sonra hiçbir belediye başkanı bu kadar tartışılmadı, bu kadar üstüne konuşulmadı. Hasan Bülent Türközen’i bu kadar önemli kılan şey neydi. Niye bu kadar konuşuldu. Hem Ayvalık genelinde hem CHP içinde niye kendisinden bu kadar çekiniliyor. Önce bu konuya açıklık getirmek gerekiyor…
2000’li yılların başına gidildiğinde Ayvalık’ta CHP diye bir partinin olmadığını görüyorsunuz. 1999 18 Nisan Yerel seçimlerinde CHP’nin aldığı oy sayısı 534, oy yüzdesi %3 … CHP yok sayıldığı, dikkate alınmadığı yıllar.. 1999 seçim sonuçlarına yakından baktığımızda Demokrat Türkiye Partisi’nin(DTP) oyların %40’ını (7192) yine ANAP’ın %39’unu aldığını görüyoruz. DSP’nin aldığı oy yüzdesi %7 civarında…
İnsanların CHP’ye tabela partisi diye baktıkları o günlerde bir avuç inanmış insan o tabelanın yere düşmemesi için ceplerinden para harcayarak, ayakta tutma mücadelesi bir anlamda onur mücadelesi veriyorlar. Kirasından, elektriğine ve suyuna ve telefonuna kadar tüm harcamalarını ceplerinden karşılıyorlar. Dimdik yürüyorlar. Sahada onur mücadelesi yapıyorlar. Biz CHP’liyiz diyorlar. Militan bir duruş sergiliyorlar. Korkmadan çekinmeden mücadele ediyorlar. İnsanlar arkalarından gülüyor. Alaya alıyorlar. Çoğunluğun öldü diye baktığı CHP, o bir avuç inanmış insanın mücadelesiyle üzerinden ölü toprağını atıyor, silkiniyor ve 2004 yılı yerel seçimlerinde tarih yazıyordu. 534 olan oy sayısı 7385’e çıkıyor. %3 olan oy yüzdesi %43,58’e çıkıyordu. Ayvalık belediye başkanı Hasan Bülent Türközen oluyordu.
Ayvalık’ta belediye başkanı olduğu dönem içinde uygulamalarıyla her daim dikkat çeken, halkın bir kesimince yıkılmaz diye bakılan, seçilimiyle ilk kez sermaye gruplarının ince planlarını darmadağın eden efsane başkan diye anılan Ahmet TÜFEKÇİ başkanın elinden başkanlığın alınması Ayvalık’ta çok büyük bir olay olmuştu. Yoksul kesimlerin sevgilisi, kahramanı nasıl olur da bir önceki seçimde meclise meclis üyesi sokamayan bir partiye yenilir… Kabul edilir, bir durum değildi…
Hasan Bülent Türközen, düşüncelerine inanmış bir dava adamıydı. Görevi teslim aldığı andan itibaren bir kez olsun geriye bakıp, bir eleştiride bulunmadan hep önüne baktı. Çalışan personelini sendikalı yaptı. Toplu sözleşme imzaladı. Bu aslında o günlerde bıçağı kendi kalbine saplamaktı. Öyle ya sizin ekmeğinizi ben veriyorum diyen ve o insanı kapana sıkışmış vaziyette korkuyla baskıyla emeğini sonuna kadar sömürdükten sonra eline sizin belirlediğiniz parayı vermek modundan hayır sizler burada emeğinizle iş üretiyorsunuz ve emeğinizin karşılığını kuracağınız sendikayla birlikte işverene karşı mücadele ederek yani bana karşı(belediye başkanına) mücadele ederek belirleyeceksiniz diyen sağlıklı bir yapıya dönüştürüyordu. Bu dönüşümün karşılığını çok ağır ödeyecekti. Ödedi de… İçme suyu aboneliğini ve ödeme sistemini kayıt altına aldı ve bilgisayar sistemine geçirdi. Bu da çok olumsuz bir tepkinin oluşmasına neden oldu. Dün gözden kaçanlar bugün artık kayıt altındaydı… Toplu ulaşımda zarar etmeyi göze aldı. İnsanlarına ucuz koşullarda Ayvalık içinde dolaşım hakkı sağladı. Öğrencilere, öğretmenlere, 60 yaşa kolaylıklar sağladı. Dikili’ye giden Midilli halkını yeniden Ayvalık’a aldı. Yeni Gümrük binasını yaptı. Sonrasında tapusunu aldığı için Rahmi Başkana da teşekkür edelim. Ayvalık belediyesine buradan önemli gelir sağlandı. Hem de modern bir hizmet alanı yaratılmış oldu. Ahmet başkanın yoksul için almış olduğu tüm uygulamaları tartışmasız uyguladı. Vakıflardan çok yıllığına kiraladığı alana Ali Çetinkaya Semt Pazarı’nı kurdu. Sarızeybek dinlenme tesisleri(sosyal proje olarak), Çamlık tesisleri, Duba plajı, Kapri plajı yeniden düzenlendi ve halka açıldı. Ayvalık’ta çıkabilecek bir yangında büyük sıkıntılar yaşanmasın diye itfaiye bölümüne çok önemli yatırımlar yaptı. Cennet tepesine dönük yapılaşmaya karşı büyük bir direnme gösterdi. Ve bu bölgeyi ağaçlandırdı. Anfi tiyatroyu yeniden dizayn etti. En az 5000 kişinin rahatça izleyebileceği bir konuma getirdi. Rahmi Başkan da plastik koltuk ile kapladı.
Hasan Bülent TÜRKÖZEN’in belediyeciliğini özetleyecek olursam;
1. Hasan bey siyasi olarak seçilmişliğinin gereğini neyse yapmıştır. Bu anlamda çalışanlarının sendikalaşmasına öncülük etmesi ve oturup çok iyi şartlarda toplu sözleşme imzalamasıdır.
2. Halkına kentinin nimetlerinden faydalanmasında seçenekler sunmasıdır. Sosyal belediyecilik adına çok güzel çalışmalara imza atmıştır…
3. Kentinin temel sorunlarına duyarsız kalmaması ve en optimum koşullar içinde çözüm ortaya koymasıdır. Örneğin içme suyu şebekesinin konumunu ortaya koymuş ve çözüm konusunda ilk adımı cesaretle atmıştır. İçme suyu hattının sağlıklı bir çözüm yolu ile çok uygun maliyetle değiştirilmesi ve çözüme kavuşturulmasıdır. Arıtma konusunda yap-işlet ve devret modelini uygularken yine çok hassas davranılmasıdır. Ancak Edip Uğur belediyeciliğinde kentin sorunlarını ağırlaştırıp çözümü rantın peşinde arayan anlayış nedeniyle Ayvalık’ta bu sistemin çalıştırılmamasıyla kentin ciğerine(denizine) hançer saplanmasıdır.
4. Vizyon projelerinde belediyenin ve kentin çıkarlarını önde tutan anlayış içinde olunmasıdır. Yeni Gümrük binası buna mükemmel bir örnektir.
5. Rüşvet ve yolsuzluk ile savaşılmasıdır. Satın Alma’da görevlendirilen arkadaşımızın bütün suçlamalardan alnının akıyla çıkması ve görev içinde militan tavır içinde durması güzel bir örnektir. Bilgisayar sistemine geçilmesi yine güzel bir uygulamadır.
6. Ayvalık’ın zenginliklerini gündeme doğru taşıyıp doğru yönetilmesidir. Butik Otel İşletmeciliğinin yaygınlaşması, zeytinyağı konusunda lider yerin adının Ayvalık olduğunun perçinleşmesi ve kültür ve sanat konusunda yer alan örnekleriyle Ayvalık’ı adeta dünya sahnesinde yıldızlaştırmasıdır. Örneğin bir dünya ismi olan keman virtüözü Farid Farjad 28. konserini Ayvalık’ta vermiş ve sayın başkan da TIME dergisine kapak olan Atatürk’ün o portresini hediye ederken usta sanatçı çok duygulanmış ve Atatürk ile ilgili çok onurlu sözler söylemiştir.
7. Ayvalık bu dönemde ülkemizin en seçkin insanlarının akınına uğramış ve daha da zenginleşmiştir.
8. Dünya görüşü nedeniyle belediyenin hiçbir malını kimseye peşkeş çekmediği gibi hiçbir malını da satmamıştır. Ceketiyle geldiği belediye yönetiminden ceketiyle ayrılma onuru yaşamış ve düşündaşlarına merak etmeyin her şeyimle ortadayım ve verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur diyerek 2019 seçimlerinde de kilit rol oynamıştır.
Bugün Ayvalık’ta CHP’li olmak, kolaylığı yanında getireceği artılarıyla da ilgili kişileri yormayacağı için tercih nedenidir. Sorun bu tercihin içinde CHP’iliğinden kendine dönük bir menfaat sağlamadan bunu kamuya dönük olarak katkıya dönüştürebilme becerisi içinde olunmasıdır. Sorunda tam da buradadır. O beceri çoğunlukla süslü kelimeler içinde öyle güzel bir şekilde saklanır ki sonuçta kamu diye ortaya çıkanlar, kamuyu gözümüzün önünde yer bitirirler…
Hasan Bülent TÜRKÖZEN’in CHP’liliğini sorgulayacak değilim. Haddim de değil zaten… Dün partiye girip ve nalıncı keseri gibi hep kendine çalışan kendine yontan ve bilgisi sığlığın ötesinde olan yobazlardan partisini korumak adına partisini ettiği söze rağmen, sözünü yiyip üye olması öyle ürkütmüş olacak ki şimdi bağırma sırası onlara gelmiş…
Hasan Bülent TÜRKÖZEN gözümüzün önünde her şeyiyle çırılçıplak bir şekilde yaşıyor. Hırsızlık adına demediğimizi bırakmadık, elimizde patladı. Ailesi üzerinden saldırdık, en ufak bir açık bulamadık. Birlikte yaşayan bugünlerde dostları arasında nişan takan kadın arkadaşı üzerinden denilmeyen kalmadı, yine elimiz havada kaldı. Bir insan bu kadar mı saldırıya maruz kalır ve her seferinden güçlenerek ayağa kalkar. Adınız Hasan Bülent TÜRKÖZEN ve anneniz Selanik göçmeniyse olur…
Hasan Bülent TÜRKÖZEN’in CHP’ye üye oluşunu nasıl okumalıyız. Mesut başkanın belediyecilik anlayışında “memur” tavrına bağlı olması yalan yok hepimizi şok etti. Memur, verilen görevi yapmakla kendini sorumlu görür. Tamam da belediye başkanlığı memur görevi olsaydı memurluk gibi görülürdü. Belediye başkanlığı görevi bir siyasi görevdir. Siyasi görev içinde kentin çıkarlarını, zenginliklerini halkın beklentileriyle uyumlu ve katılımcılık temelinde ve bulunduğu toplumun ve ülkenin ve dünyanın koşulları içinde en uygun çözüm yolu konusunda gereğini yapabilme cesareti ve bilgisine sahip olunmasıdır. Belediye başkanlığını memur anlayışı içinde yapamazsınız. Yapmaya çalışırsanız sonunda gideceğiniz yer güce sığınma olacaktır. Hasan Bülent TÜRKÖZEN’in görevi burada başlamaktadır.
Bugünkü CHP adeta Sayın Mesut Ergin’i AK parti saflarına doğru yönelmesi konusunda elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Kendi başarısızlığını bunun üzerinden örteceğini düşünmektedir. Mesut başkan siyasi kimliği önde olan bir insan değildir. Mesut başkan daha çok belediyede yaptıklarıyla öne çıkmak isteyen deminde söylediğim şekliyle “memur” genel tavrı içindedir. “Memur” genel tavrı riski sevmez. Sorumluluğu tek başına üstlenmeye mesafeli durur. Devlet ile uyumluluğa özen gösterir. Böyle olunca personel çok çalışırda ortaya çıkardıklarıyla kent halkını ne kadar mutlu eder onu da seçim yaklaştığında görürüz. Biz, Mesut başkanın bu klasik ruh halinden kurtulup sorumluluğu tek başına üstleneceği daha aktif olacağı ve daha cesur kararlara imza atacağı umudu içinde ondan kolay kolay vazgeçmek niyetinde değiliz.
Hasan Bülent TÜRKÖZEN işte tam da bu sırada yeniden sahneye çıkmıştır. CHP’nin etkin gücünü Mesut başkanın arkasında hissettirerek ve onu yanlışın içinde olmadan çıkarıp kentin çıkarlarını kent halkının menfaatleriyle uyumlu konumda tutarak hizmetinde daha fazla siyasi kararlar ışığı altında yürekli işler yapmaya teşvik edecektir. Hasan başkanın olgunlaşma sürecinde uyumlu seçilen ve Mesut başkana tatlı sert muhalefet edecek bir CHP ilçe başkanı ve yönetimi çok şeyi olumlu yaparken partiyi de yeni döneme hazırlayacaktır. Mesut başkanın CHP’ye dönmesi ise bu sürecin en büyük başarısı olacaktır. Hasan Bülent TÜRKÖZEN BU KONUDA ÇOK BÜYÜK SORUMLULUK ve YÜKÜ OMUZLARINA ALMIŞTIR.
Ayvalık’ta CHP ilçe başkanlığı seçimlerinden sonra kartlar yeniden karılacaktır. CHP’nin gücünü halkının çıkarlarıyla uyumlu olacak şekilde yönetecek bir yönetim kademesi hepimizin geleceğe dönük olarak Ayvalık’ta işini kolaylaştıracaktır. CHP’de yeni dönemde seçilecek yeni yönetim kurulunda Hasan Bülent Türközen’in derinliği hakim olmazsa bilelim ki hepimizin işi zorlaşacak ve belki de AK Parti kaybettiği yerde kazanmanın mutluluğunu yaşayacaktır…
Sevgi ve saygılarımla…