Bizim nesil Haçlıların yaptığı katliamları daha belki okullarda okumadan evvel Cüneyt Arkın’ın çevirdiği filmlerden öğrenmişti. (Örneğin, Selahattin-i Eyyubi. 1970’te çevrilmiş. Biz daha çocuk yaşlarda bu filmleri izledik. Bu yazıyı yazmadan önce yine baktım. Tam bir katliam o yıllarda yapılanlar.) Aradan yüz yıllar geçti ama bu katliamlar hâlâ devam ediyor. Bunu nereden anlıyoruz; Yeni Zelanda’da katliam yapanların kullandığı silahın üzerine yazılanlardan… Bu tamamen Müslümanlara karşı ve nihai hedefleri amaçlayarak yapılan bir saldırı. Bu kadar gaddarca bir saldırı, özel olarak yetiştirilmiş ve bu amaçla hareket ettirilmiş bir kişi dışında nasıl yapılabilir ki? Hadi Ortaçağda insanlar savaşçıydı, gaddardı ve de kinleri vardı, Kudüs’ün Müslümanların elinde olmasını hazmedemiyorlardı. Ama artık günümüzde, hani batı artık medeniydi! Nerede kaldı bunların medeniyetleri. Orada masumane bir şekilde ibadetlerini yapan ve hiçbir güvenlik tedbirinin olmadığı bir yerde, camide insanları katletmek nasıl bir vahşettir. Bunu yapanları hangi sınıfa koymak gerekir, insanlık anlamında… Belli güçlerin ve mihrakların bu işler için yetiştirdiği kişiler bunlar diyerek, geçiştirecek miyiz bu menfur saldırıyı, yoksa zaten belli ülkelerin bu anlamdaki arzularının bir sonucu olarak mı göreceğiz? Bunun cevabı biraz global düşündüğümüzde zaten belli . Bir iki marjinal hareket olarak değerlendirmek mümkün mü böylesine büyük bir katliamın sonucunu…
Ayrıca yapılan katliamı bir saldırı olarak gören “Batı”nın tavrına ne demek lazım! Yıllardır bunlar “iki yüzlü” dendiğinde dikkate alınmayan bu tavır son olayda kendini en açık bir şekilde göstermiştir. Adamlar bu olaya terörist bir saldırı diyemiyorlarsa daha ne yapılabilir ki? Resmen bu bir terörizmdir ve katliamdır. Masum bir şekilde camiye ibadet için giden insanları gaddarca katletmek terörün dik alasıdır. Ama tabii maksat bellidir. Tarihten gelen bir öç alma duyguları ve de dünyayı karıştırmak isteyenlerin finansörlüğünde, kurgusunda gelişen terör olayları. Katliamın çekilmek istendiği noktadan bu apaçık bir şekilde ortaya çıkıyor.
Sözün özü bu anlamda bugüne kadar yapılanlar nasıl maksatlıysa, bugün yapılanlar da yukarıda belirttiğim gibi belli maksatlara hizmet için gerçekleştiriyor. Bunun başka bir izahı ve de açıklamasının olduğunu zannetmiyorum. Yani şöyleydi de, böyleydi de denecek hiç bir şey olamaz. Bu doğrultuda, yani başka taraflara çekerek açıklama yapmak isteyenler de bu açıklamalarını maksatlı olarak yapmaktadırlar. Çünkü böylesine bir terörün ve katliamın hiçbir şekilde bir kelime de olsa aması maması olmaz ve zaten olmamalıdır da…
İşte bizler de en azından hiçbir şey yapamıyorsak bile bunun idrakinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Temennimiz bütün bu olanlar karşısında hâlâ at gözlüğü ile bakanların artık biraz gerçekleri görmeleri ve buna göre tavır almalarıdır. İşte o zaman belki, böylesi katliamlar azalır ve de bitebilir.
Bu vesileyle hunharca katledilen Müslüman kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor ve bunları yapanlara da Allah’ın gazabı üzerilerine olsun diyorum…
