Yitip gidenlerin ardından ne yapar, ne söyler ve ne hisseder insanoğlu?..
Bir daha hayatımızda olmayacaklarını bilmenin boğazda tıkanan soluğu mudur içimizi acıtan? Yoksa yitip gidenlerin geride kalan bir eşya, bir anı ya da bir fotoğrafın peşine düşme telaşı mı?..
İnsanoğlu yitirme, öldürme ve ölenleri unutma ustası artık.
Hayatımızdaki güzellikleri, insanları, mutlulukları, hüznü, sevinci, kardeşliği, emeği, sevgiyi, dostluğu, umudu ve insani olan çok şeyi bir kalemde harcamaktan, öldürmekten ve unutmaktan yana üstümüze yok.
İnsanoğlu çok suratlı yaşamanın, maskeler takınmanın ve kendinden, insandan, hayattan uzak yaşamaların ustası artık.
Günümüz insanı, çok sosyal medyada iyi, güzel ve akıllı; gerçekte ise kötü, çirkin ve cahil.
Kendi sefilliğinin aynası selfieleri paylaştıkça çirkinleşen bir yaratık artık günümüz insanı.
Aynalardan kaçıp akıllı cihaz kameralarında kendi hayatının her dakikasını paylaştıkça kendini tüketen bir varlık artık insanoğlu.
Kitap, gazete, dergi değil paylaşım, yorum ve fotoğraf bakan canlı bir tarayıcı artık insanoğlu.
Olaylara, ölenlere, yitip gidenlere tepkisini de çok sosyal medya ortamlarının belirlediği, kuracağı cümleleri bile o ortamlardan alıp çalıp paylaştığı, bir olay bir olgu bir durum hakkında kendince ve insan gibi bir tepkisinin olmadığını gördüğümüz bir yaşayan ölüdür artık insanoğlu.
“Önce kelime vardı” der Tutunamayanlar eserinde Oğuz Atay ve kutsal kitap İncil’e atıf yapar. Belki de her şey insanoğlunun kelimelere yüklediği anlamları başka anlamlara kurban etmesi ile başladı. Dostluğun, kardeşliğin, emeğin ve sevginin önce anlamlarını sonra ise kendisini yok ettik. Çıkar ilişkilerini, geçici ve güçsüz bağları ve emek verilmeyen düşünce ve duyguları dostluk, kardeşlik, emek ve sevgi saydık.
Belki de bu yüzden yitip gidenlerin ardından bir gün bile sürmüyor suskun kalışımız. Gençlerimizin terör yüzünden yitip gidişi, bir dizi kahramanının ölüp ölmediği tartışmasının altında kalıyor. Ekonomik sıkıntılar yüzünden intihar edenlerin derdi ve gidişleri, bir yarışma proğramında yarışan ünlüler ile ünsüzlerin dertlerinin altında eziliyor. Yarınların ölüm, kaza ve yitip gitmesine seyirci kalan günümüz insanı bile bile ve göre göre yarın almak istediği cihazın, evin ya da arabanın hesabını yapıyor.
Yitip gidenlerin ardından ne yapar, ne söyler ve ne hisseder insanoğlu?..
Kendi yitip gitmişliğinin farkında bile olmadığı için, aslında bir şey yapmaz, yapamaz