Yaşadığımız bu günlerde, gülmeyi unutmak, insanın yaratılışına aykırı. Ciddi görünmeyi kendine hedef alanlar ayrı, gülmeyi yaşamın bir tadı, yaşama yeni enerji katan değer olarak algılamak, insanı kötümserliklerden bir nebze arındırır. “ İnsan ne yaşatırsa, onu yaşamadan ölmezmiş…”
İnsanı diğer yaratıklardan ayıran en temel ifade tebessüm ve gülmedir. İçinizde ki tüm güzel duyguları yüzünüze yansıtır. Tebessümün gülme eylemine başlaması ve bitmesi arasındaki zaman diliminde; gözlerimiz, kulaklarımız tüm iç ve dış organlarımız, gülmeden payını alır.
Son yıllarda takıntım gülmek üzerine oldu. Gözlemlerimi pazar yerlerinde, dinlence alanlarında, alışveriş merkezlerinde, park ve bahçelerde, ilimizin cadde ve sokaklarında, metropol kentlerdeki koşturmacalarda yaptım. Tabii toplu taşım araçlarında ki somurtmalar, karamsarlıklar da dikkatimi çekti.
“İnsanı güzel yapan, dilidir, dili güzel yapan yüzüdür..” diye bir algım var. “ Dünya Şaka Günü 1 Nisan’ı” yaşamaya ramak kalmışken, insanlarımızın şaka yapmaya güç ve takatları var mı diye de düşünürüm.
İnsanlığın binlerce yıldır savaştığı salgın hastalıkların; hanedanlıkları, krallıkları, imparatorlukları, onların haritalarını, düzenlerini alt üst ettiğini insanlık tarihi yazıyor. Şöyle bir gözden geçirenler okuyabilirler.
Özdemir İnce öğretmenimden “Zenginliğine güvenme, bir kıvılcım, güzelliğine güvenme bir sivilce yeter…”
Artık “ Zenginliğine, ordularına, iktidarına güvenme, bir virüs yeter”e gelindi. İnsanlığın korkunç zehiri (ölümcülü); ne kral, ne padişah, ne zengin, ne fakir, ne doktor, ne öğretmen , ne öğrenci , ne yolcu, ne hancı, ne ulema, ne şıh, ne şeyh ne derviş dinliyor? Virüsün ölümcüllüğü insanda; ne gülmeyi , ne ağlamayı, ne ah vah etmeyi dinliyor.?
Bu anlamda binlerce yıldır insanlığa toplu ölümler yaşatan salgın hastalıklarla ; ne hacamatlar, ne kocakarı ilaçları, ne üfürükçüler, ne tükürükçüler baş edebilmiştir? Tüm ulu kitaplar, iç ve dış temizliği iman etmenin yarısı olarak temel alır. Beden temizliği, düşünce ve davranış temizliği üzerine yükselmişlerdir. Yunus Emre; “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, kendin bilmiyorsan, bu nice okumaktır…” diye seslenir uzaklardan.
“Hayatta En Hakiki mürşit ilimdir, bilimdir, ilim ve bilimden başka yol gösterici aramak gaflettir dalalettir…” buyurur ATATÜRK. “Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz.” diye de ekler ulu önder.
Her insan, önce kendine, sonra karşısındaki insanlara dürüst davranmalıdır. Yaşam süremizce yaşadığımız salgın hastalıklar hastalıklara karşı geliştirilen aşılar, bizleri çocukluktan yetişkinliğe eriştirdi.
İnsanlık tarihi, aynı zamanda bulaşıcı hastalıklara karşı aşı geliştirme çalışmalarıyla yüzlerce yıl geçirmiştir. İlim ve bilim ışığında gerçekleştirilen bir aşının, akşamdan sabah geliştirilmesi olası değil. Ekip ister, teknoloji ister, para ister, gönüllü denekler ister, ister de ister…
Tüm bu sorunların arasında gülmekte nereden çıktı diyerek, bıyık altından gülme hakkınız bakiii..
İnsan bazen, ağlanacak haline güler, bazen gülünecek halimize ağlarız. İnsanın tüm güzelliği burada saklı.
Erenler diyor ki; “Gülme komşuna, gelir başına…” ,
“Harmanda ekinim var deme ambara girmeyince, bir kıvılcım, dünya güzeliyim deme bir çiçek virüsü yeter” diyorlar.
Salgın hastalıklara karşı vücut direncimiz, hastalıklara karşı dayanma gücümüz zayıf olunca; yürürken tökezlemeniz bile size zulüm getirir.
“Dünya şaka günü” nü yaşarken bir birimize soğuk şakalar olumsuz, örnekler gereksiz. Yaşadığımız olgulara serin kanlı yaklaşarak, yaşamımızın bir cilvesi olarak algılamak anlamlı olur.
Halkımız; “Bir kahkaha bir tabak pirzolaya eştir” diyor.
Bu sıkıntılı olumsuz koşulları aşmamızda bizim önce kendi kendimizi, dayanaklı kılmaya ikna etme görevimiz var. Kendi yaşam hakkımızın yerinde ve zamanında korunması gerek. Bu konuda dünyanın her yerinde sanal eğlence, kahkaha, spor sitelerinin olduğunu görüyoruz.
Kendi yaşam hakkımızın korunmasında; moral değerlerimizi korumalıyız. Bulunduğumuz mekanlarda, kendi kendimizin, moral hocası olmalıyız. Alınan tüm tedbirler bu anlamdadır.
Yaşam hakkımızı korumada görevli sağlık, güvenlik ve diğer alanlarda hizmet edenleri alkışla karşılamayı, gülümsemenizi hak ettiklerini göstermemiz gerekir.
Gülücüklerimizin, kahkahalarımızın, hem kendimize hem hane halkımızda, yarattığı metaforların bedenimizdeki etkilerini yaşadıkça göreceksiniz * İ D U R A K İ *.
SAĞLIKLA, SEVGİYLE, GÜNEŞLİ, CORONASIZ, GÜZEL GÜNLERE…
