Ülkemizde gündem çok yoğun ve sıkıntılı.
Bunca harala – gürele arasında güzel şeylerden söz etmek de lazım bana göre. İçim karardı desem çoğu okurum hak verir diye düşünüyorum.
Dağına , taşına, toprağına binlerce şehit verdiğimiz vatanımızın hüzünlerinden gına geldi artık.
İçim dışım hüzün desem yeridir..
Benim edebine vurulduğum saf temiz , yoksul Anadolu analarına güvenim sonsuz.
Üreten köylü milletin efendisidir diye boşuna mı söyledi Atatürk’üm..
Umut her zaman var.
Umutlar var olmayı da sürdürecektir kuşkusuz..
Umutlarımızın gerçeğe dönüşmesini çok beklemeyelim, hemencecik olsun , candan dileğimdir.
Makina Kimya Endüstrisi (MKE) şirketleşecek, özelleştirilecek diye bir söylenti var ortalıkta. En eski devlet kurumumuzu yaşatmak ödevimiz değil mi ?
Neyse…
***
” Şiir hayatın içinden geçen yoldur.
Gidenlerin anısına bir kadeh doldur..
Hani , içmesen de olur..”
Yıllar önce yazdığım şiirimi buldum.
Onlarca not defterimin arasında sıkışıp kalmış gibi geldi bana.
Eski dostlara selam kabilinden bir merhaba demenin keyfini yaşamak için bu hafta şiir düştü kısmetinize.
Okuyun gariii..
” Gülendam Benim Komşum” diye koymuşum şiirimin başlığını.
Yeni bir komşuluğun gözlemini dizelere kaydetmişim.
İyi de etmişim hani.
Yıllar sonra doğum günümde yazdığım şiirimi siz okurlarla buluşturmak bir başka doğum günümün kutlamasından sonraya denk geldi.
Her yaşın güzelliği var diye avunurken , yeni yaşımda sizlerle daha uzun yıllar yazılarımla buluşmak umudundayım.
Umutlarımız sürsün ve gerçek olsun.
Güzel günlerde , güzellikleri yazmak kısmet olsun.
Gülendam diye adını koyduğum ve güzelliklerle dolu olan yirmi yılın komşuluğun hoş anlarına kayıt düşen bu şiirimin gerçek sahiplerinin isimleri Sezai ve Ayşe Çelik ailesine güzel bir anı olsun.
Geri kalan yaşamlarımız şiir tadında olsun..
GÜLENDAM , BENİM KOMŞUM
Yeni komşumun adı Gülendam.
Endamı kalmamış ama ,
Kendi sözüyle diyeyim size.
– Gocaman yüreği var.
Kırkını üç geçmiş daha, elli gösteriyor sanki.
Üç çocuk doğurmuş ,Gülendam, iki kız, bir oğlan.
Kızının birisi evli , biri bekar.
Gülendam’a sorarsan;
Oğlanın evlenmesine daha çok var.
Komşuluğumuz çok yeni .
Ancak , ödünç tuz alacak kadar.
Ayaküstü konuştuklarımız bunlar.
Gülendam’ın dünyası iki kızı , bir oğlu ,bir de kocası.
Kocası ;
– Ona göre aslan gibi..
Bir de , aslan sütü olan akşam masası.
Masayı sabırla kuran Gülendam.
Toplayan oğlu ile kocası.
Benim gocaman yürekli yeni komşum Gülendam’ın ..
İşte böyle dünyası.
En güzel yaptığı meze , yaprak sarması.
***
Bahçenin kuytusunda masası.
Gülendam’ın kocası Abbas,
Tekel’den yeni emekli..
Ayağında keten pantol , mavi gömlekli.
Abbas’ın gözü ela..
Saçı artık gri renkli.
Bu yaz akşamında Zeytinli’de,
Uzaktan Gülendam’ı izlemek çok keyifli..
Masanın başında Abbas..
Bir içeri bir bahçeye koşmakta Gülendam.
Tombul topalak..
Elinde iki tabak , iki bardak.
İğde ağacı hafiften sallanarak..
Değiyor Abbas’ın kır saçına.
Gülendam’ın telaşı bitti..
Oturdu tombalakça Abbas’ın karşısına.
Keyifle aldı ilk yudumu Abbas..
Sonra ;
Çatalını batırdı yaprak sarmasına.
Gülendam’la göz göze geldiler..
İğde dalının altında.
Gülendam sevgiyle sarıldı..
Kır saçlı kocası Abbasına..
13 Haziran 2000 / Zeytinli.
Fatma Zehra Köseley.