Dünyaya baksalar…
Sudan, Yemen, Irak, Suriye, Libya, Mısır…
Emperyalizmin ne yaptığını görecekler.
Ama görmek gerek.
Görmeyince birileri hilafet-şeriat istiyor, birileri Şeyh Sait, Said-i Nursi, İskilipli kahraman diyor.
Okumayan, görmeyen ve araştırmayan, bilgi sığlığına düşen kesimler de tabiri caizse gaza gelip sürükleniyor..
Hilafet ne getirecek diye sorsanız ne diyecekler, “İslam dünyasının başı olacağız, müslümanları bir çatı altında toplayacağız” falan mı?
Hadi Canım!
Türkiye 2024’de hilafetin kaldırılışının 100.yılını kutlayacak.
Ne hilafet geri gelir ne şeriat.
Ama sinir uçlarıyla oynamak, gündem değiştirmek, gerçek sorunlara bakmayıp popülizm kokulu şovlarla zaten her konuda ayrışan toplumu daha da kutuplaştırmak…
Bundan bir yangın çıkarsa, emin olun toplumun tüm kesimleri ağır yaralanır.
Tehlikeli oyunlar bunlar.
Şimdi önümüzde Gazze’de yaşananlar var…
Binlerce insan öldü, ölmeye devam ediyor; binlerce masum ve binlerce çocuk…
Tek suçları(!) bulundukları coğrafya mı?.
Elbette İsrail’in hiçbir yaptığı onaylanamaz, tasvip edilemez, dünya tarihine kara bir leke olarak düştü 2023’de başlayıp şimdi devam eden bu kıyım.
Lakin…
Hamas’ın ateşlediği fitili de unutmamak gerekiyor, zaten içten yanan bir bölgede kıvılcımı çaktınız mı İsrail’e istediğini vermiş olursunuz. O yüzden gerçekten niye şaşırtıyor ki İsrail’in yaptıkları?
Bilmiyoruz kaç kez yinelemek gerekiyor; uluslararası arenada sadece ve sadece devletlerin çıkarı söz konusudur.
Uluslararası hukukta her devlet kendi çıkarına göre hareket eder; dış politikada çıkar dışında bir şey yoktur, haliyle devletlerin kardeşi de dostu da yoktur; devletler birbirleriyle olan ilişkilerini kendi çıkarlarını göz önüne alarak saygı çerçevesinde yürütebiliyorlarsa bir ölçüde barış var olabilir. O yüzden bir zaman FETÖ destekçisi dediğiniz ülke bir zaman sonra ekonomik iş birliği ortağınız olur çıkar.
Ki bilinen örneği tekrar hatırlatalım, dış arenada can olmak, kardeş olmak o kadar kolay olsa KKTC’yi bugün bile tanıyan tek ülke Türkiye olarak kalmazdı değil mi?
Yani “çıkar” her devlet açısından uluslararası sahnede geçerli yegâne kural, gerisi teferruattır.
Ve İsrail?..
Niye şaşırtıyor ki bizi?..
Uluslararası arenada gözünü, kulağını herkese kapatan, dünyayı es geçen, kendi çıkarını bu kadar katı uygulayan, dünyayı umursamayan yegâne ülkedir İsrail. Yıllardır arzuladığı fırsatı da Hamas vermiştir eline ve dünya sadece seyirci konumundadır. Dünden farklı mıdır İsrail, Gazze’ye karşı düşüncesi, duygusu, politikası zaten bu değil midir; eline fırsat geçmiştir ve şimdi yok edip ezmiştir insanlığı.
Dönelim son günlerde gündeme düşen hilafet çağrılarına.
Mümkün mü?..
1900’lerin ortalarından bu yana bu tür çıkışlar yaşamıyor mu ülkemiz maalesef.
Ve yine maalesef dünya yapay zekayı konuşurken, Mars’a yolculuk safhasına gelmişken, uzayda tarım ve maden peşindeyken…
Görmeyenler, duymayanlar, araştırmayanlar, okumayanlar ve düşünmeyenler, bırakın ülke tarihini ve Arap coğrafyasının ne hale geldiğini…
Hiçbir devletin kendisini yok etmeye izin vermeyeceğini.
Hiçbir özgürlüğün özgürlükleri yok etme özgürlüğü vermeyeceğini.
Hiçbir cumhuriyetin kendini yok etmesine izin vermeyeceği gerçeğinin de farkında değiller.
Amaç bir kargaşaya ve kaosa neden olmak ve buna yol açmaya çalışmak ise; bunun da o kadar kolay olmadığı şüphesiz.
Bugün gördüğümüz manzaralar kuşkusuz 2024 Türkiyesi açısından içimizi acıtıyor. Bu durumda olmamamız gerekiyor diye düşünüyorsunuz…
Buzdağının deniz altında kalan kısmı bu değil oysa…
Ağır ekonomik koşullar, fakirleşen toplum, üniversiteleri terkeden onbinlerce genç, geleceğe dair yaşam kalitesinin giderek düşeceğine dair yoğunlaşan umutsuzluk…
Birileri hilafet, şeriat diyor…
Görmek istemezse göz; sadece kurguladığı gerçekten uzak oyunların peşine takılır.
Buna bireysel olarak takılanlar, kuşkusuz cehaletin yansıması olarak karşımıza çıkıyor ama sırt sıvazlayarak “yürü be koçum” tarzından iteklemelerdir asıl tehlike arzeden durum.
Ve asıl tehlike bir devletin temeli dediğiniz adaletin gözümüzün önünde yok olup gitmesi, Anayasa’nın ve Anayasa Mahkemesi’nin bile bile yok sayılmasıdır.
