featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. GÖDEKÇİ- Uğur SATILMA

GÖDEKÇİ- Uğur SATILMA

Parayla değil sırayla alırsın. İyi yürekli birinin gön­lün­den kopmuş, paylaşmak istemiştir hüznünü ya da mutlu­lu­ğunu. “İnsan insanın zehrini alır” derler ya, sen yedikçe hüznü azalır hayırseverin, ortak olursun onun derdine. Yü­rekten bir dua yollar, yanındayım mesajı verirsin. Ya da mut­luluğunu katlarsın. Her lokmada dağılır kara bulutlar, terte­miz temennilerle yepyeni başlangıçlara yelken açarsın. Kem gözlere topyekûn bir savunma hattı kurar, daha bir umutla bakarsın geleceğe. İşte Dursunbey’de gödek budur. Toplu­mumuzdaki paylaşma kültürünün en güzel örneklerinden biridir. Günümüzde gittikçe yalnızlaşan insanın dayanışma ile ayakta kalmasının somut örneğidir.

Dursunbey’i düşündüğümde aklıma ilk gelen nedense Gödekçi Hacı Yağcıkara oluyor. Aslında gödekle ya da bizim oraların deyişiyle, pişiyle pek aram yok. Ama Ramazan Çeşme öyle iştahla yapıp coşkuyla dağıtıyor ki gödekleri, gördüğümde onun hatırı için bir tane alıp muhakkak yiyo­rum. Gödekçi Amcanın enerjisinden biraz kaparım diye umuyorum belki de, ya da onun kadar keyif alırım yaptığım işten.

Gödek onun tarifine göre, yağın içinde pişen, 70 gram ağırlığında, undan, sütten ve yumurtadan yapılan bir yiye­cek. Tarifi kolay ama yüzlercesini kızgın yağda güler yüzle yapmaya çalışmak işin zor tarafı. Uzun zamandır yaptığı bu işten önce birçok farklı meslekle uğraşmış fakat emir altına hiç girmemiş, kendi işini yapmış. “Sabah sekiz ak­şam sekiz arası kendi işimi yapar, akşam sekizden sonra da hanımın dediklerini yapmaya başlarım.” diyecek kadar da kendiyle barışık, neşeli bir insan.

Kendisi için iş sıkıntısının olmadığını söylüyor. Talebi kendi oluşturuyor. İşler kesat giderse mezarlıklara gidiyor, ölüm tarihlerini araştırıp rahmetlilerin yakınlarını buluyor, gödeğini yapıyor. Yakınlarını kaybedenlerin dışında eğer onu Dursunbey’in herhangi bir köşesinde gödek yaparken görürseniz, büyük ihtimalle birinin mutluluğunu başkaları ile paylaşmak istediğini anlamalısınız. Çocuğu olan, işe baş­layan, duaları kabul olanlar soluğu gödekçinin yanında alı­yorlar.  Allah bana verdi ben de kuldan esirgemeyeyim diye düşünenler, gödekçi önündeki kalabalığa bakıp, sorumlulu­ğunu yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyor ve paylaşma­nın tadını çıkarıyorlar.

Gödek işinin en zor tarafı ne diye soruyorum. Yanında çalışan bayanları göstererek, “Bunlara söz geçirmek” diyor, gülümseyerek! Genelde iş yoğunluğu 3 aylarda artıyor. Kış aylarında da yaz aylarına göre daha fazla iş yapıyor.

Ramazan Çeşme, çekirdekten yetişmiş iyi bir esnaf. Ha­yatı zorluklarla geçmiş ama hiç pes etmemiş. Yaşama gü­zel bakan, olumsuzluklara takılmayan, iflah olmaz bir iyim­ser! İyimser olduğu kadar yaptığı işte de iddialı.  İşin büyüğü kü­çüğü olmaz deyip, elinden gelenin en iyisini yapan; yaptığı işte en iyisi olduğunun da altını ısrarla çizen bir emekçi. Bana özel hazırladığı ince gödeği yerken, tek yeteneğinin gö­dek olmadığını, Şam tatlısı hazırlamada da rakipsiz oldu­ğunu anlatıyor. Şam tatlısını nasıl yapar bilmem, pek de an­lamam ama Ramazan Çeşme yaptıysa hatırı için birkaç tabak yerim. Zaten gödek falan da bahane, yaptığı işe saygımı gös­termek,  yaşamdan duyduğu sonsuz memnuniyet ve aldığı keyfi sorgulamak amacım. Öğrencilerim, velilerim hatta ken­dim için, ders başarısından önce neden hayatta başarılı bi­reyler yetiştirmeliyiz, sorusunun cevabını Gödekçi Hacı Yağ­cıkara’dan öğrenmeli. Doyumsuz dünyamızda memnun ol­makta zorlanırken, onun birçoğumuzun burun kıvırdığı bir mesleği yaparken aldığı hazzın ipuçlarını değerlendirmemiz gerekiyor. Biraz zorlasam yaptığı işte ona Dursunbey’den ra­kip bulurum ama mesleğini icra etmede yaşadığı coşkuya kimse rakip olamaz.

Zaten hangi işi yaparsa yapsın, onun gibi işine bağlı in­sanlar değil midir, önce kendini sonra da tüm toplumun is­tikbalini kurtaracak olan. Şöyle bir hayal edin; doktor, öğret­men, mühendis, politikacı, memur, çiftçi vb. İşlerini Gödekçi Amca gibi keyifle yapıyor ve etraflarına ışık saçıyorlar. İş ve­riminin yaşamımıza sağlayacağı katkı kadar, işe yaradığını hisseden bireylerin duyacakları memnuniyet herhalde hiç­bir şeye değişilmez.

İnsan, duygusal bir varlıktır. Ama gelin görün ki, işin duygu kısmını hep ihmal ediyoruz. Duygularını yöneteme­yen, kendisi için doğru tercihler yapamayan çocuklar akade­mik olarak ne kadar başarılı olursa olsun yaşamdan keyif alamıyorlar. İşte bu yüzden Ramazan Çeşme gibi toplumu­muzun renkleri çok önemlidir benim gözümde. Doktor ol ya da öğretmen ol gibi, kuru tarifler yok artık dilimde. Hangi mesleği yaparsan yap, ama Ramazan Çeşme gibi iştahla, ke­yifle yap. Onun gibi barışık ol kendinle ve yedi düvelle…

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
GÖDEKÇİ- Uğur SATILMA
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!