Önceden sadece filmlerdeydi.
Sonra Çin’de, Aralık 2019’da “sezon 1” başladı.
Gerçek oldu.
Kıtalara sıçradı, inanılmaz bir hızla dünyayı çevreledi.
11 Mart gece yarısı yapılan açıklamayla 83 milyon olarak Türkiye’de başrole girdi.
Final sezonu başladı.
83 milyon kişi, kendimizi bildik bileli, ilk kez bu kadar çok profesör dinledi, dinliyor, dinleyecek.
Acı ders ki, hayatın, siyasetçilerin dilinde mucize olduğunu değil, bilim insanlarının dediklerinde olduğunu anladık.
Siyaset bile bilime odaklandı.
83 milyonun gözü kulağı Bilim Kurulu’nda.
83 milyonuz.
Çokuz.
Birbirimize benzemiyoruz.
Bir kısmımız kurallara olabildiğince uymaya çalışıyor, ölçülü ve dengeli gidiyor, moral bozmamaya çalışıyor.
Bir kısmımız şalterleri indirdi, psikolojik olarak çökmüş durumda.
Bir kısmımız için Covid 19 diye bir şey yok, hayat aynen devam ediyor, ha Covid ha grip.
Bir kısmımız umursamaz, klasik “bize bir şey olmazcılar” ki bu grupta tatilciler, mangalcılar, akın akın deniz kenarlarına gidenler var.
Bir kısmımız ise evde durmak isterken dışarı çıkma zorunluluğu olanlar, çalışanlar.
Evde kal derken, çalışmak durumunda olanların olası taşıyıcılığını ve evde kalanlara virüsü getirme olasılığının yüksekliği karşısında bunun bir çözümü var mı, henüz yok.
Evde kal ilkesini tümüyle hayata geçirmek için, asrın belasını kontrol altına alabilmek için sokağa çıkma yasağının gelmesi, bugünkü tabloda şart.
Artık her akşam Sağlık Bakanlığı’nın açıklayacağı rakamları bekliyor korka korka Türkiye.
Vak’a sayısı? Ölüm sayısı?
Hayatını kaybedenler arasında bulunan sağlıkçılara ise ayrı bir şekilde bakmamız gerekiyor… Son günlerde kaç değerli profesörünü kaybetti Türkiye?..
Hayatı ve canları koruma adına canlarından olan bu sağlıkçılar da şehit değil midir aslında, karşımızda hiç tanımadığımız bir yabancı düşman varken?
Film sanırdık.
Şak diye, 11 Mart 2020 gecesi bizde sezona girdik, nasıl oynayacağımızı bilmediğimiz bir filmin ezberletilmemiş senaryolarında ayakta kalmaya çalışıyoruz.
Kimsenin öngörmediği, yaşamadığı zamanlardan geçiyoruz.
Ama bazıları halen taş devrinde kalmakta ısrar ediyorlar.
Bu zamanda bile dediğine bakar mısınız ulusal gazetedeki bir kalemşorun:
“…..Ama bizim profesörlerimiz bile hala, insanlığı kurtaracak şeyin bilim olduğu anlaşılmıştır diye geviş getirip duruyorlar.”
Bu zamanda bile….
Hele hele bizim için can veren ve inanılmaz bir stres altında çalışan sağlıkçılara, bilim insanlarına “geviş getiriyorlar” diyebilmek…
Ayıptır falan demeyeceğiz, bunların “ayıp” kelimesinin anlamını bildiği yok.
Apaçık nankörlüktür.
Başka bir şey değil!
Alp yazılarını takip ve takdir ediyorum . Bende bir an önce sokağa çıkma yasağı gelmesi konusunda hemfikirim . Ayrıca böyle bir ortamda kendi ailelerinden uzak kalarak yetersiz ekipmanla kendi sağlıklarını hiçe sayarak bizleri hayatta tutmaya çalışan tüm sağlık çalışanlarına saygılarımla kolaylıklar diliyorum. Eleştiren yersiz ve gereksiz yorum yapanlarıda kınıyorum. Herkese sağlıklı günler ☘️