Öncelikle yaşanabilir bir dünya özlemimi belirteyim.
Yaşamın olduğuna dair bilinen başka bir dünya olmadığına göre, yaşanabilir bir dünyayı oluşturmak tüm insanlığın ortak hedefi olmalı.
Dünyadaki bütün doğal kaynaklar, dünya üzerinde yaşayan tüm canlıların var olma nedeni ve ortak değeridir.
Unutmayalım bu dünya, üzerinde yaşayan tüm canlılar olarak hepimizin.
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü.
Dünya literatürüne 70’li yıllarda giren, ama Atatürk Türkiye’sinin 1930’lardan beri gündeminde olan bir konu.
Atatürk, işgal edilen, düşman çizmeleriyle kirletilen vatanda işgalcileri yurttan atarak en büyük çevre temizliğini yapmış, bizlere de pırıl pırıl, tertemiz bir ülke bırakmıştı.
Kurtardığı ülkeyi de; “Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer bir vatandır.” diyerek; hukuktan eğitime, sanayiden, tarıma, ticaretten, toplumsal alanda bu vatanı çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapmak üzere çalışmalar yaptı.
Çevre konusundaki hassasiyetini “Bir gün gelecek bu dünyada bir ağaç dalı dahi değerli olacak’ diye belirten Atatürk ; Çankaya köşkünden Meclis binasına giderken yol kenarında bulunan İğde Ağacı’nın yolu genişletmek amacıyla kesildiğini öğrenince “Bunun başka yolu yok muydu?” diye ağlar.
Ziaraatçilerin “Burada hiçbirşey yetişmez” diyerek verdikleri raporun kağıdına “BURASI VATAN TOPRAĞIDIR KADERİNE TERK EDEMEYİZ” notunu yazar.
“Burada hiç bir şey yetişmez” diye rapor verilen çorak araziye tüm masraflarını kendi cebinden karşılayarak Atatürk Orman Çiftliğini kurar. 1925’te bataklık çiftliğe dönüştürülmüş, vatan toprağı kaderine terk edilmemiştir.
Söğütözü’nde, 80 adet söğüt ağacının sökülerek başka bir yere nakledilmesinde bizzat yer alması ve gösterdiği özeni unutmamak gerekir.
1930’lu yıllarda dünyanın gündeminde çevre sorunu diye bir sorun yer almazken, Atatürk,Yalova’da Millet Köşkü’nün bahçesinde bulunan çınar ağacının dalını kesmeye çalışan bahçıvana “O dal kalacak, Köşk gidecek!”emrini verir ve köşk 10 Ağustos 1930 tarihinde 4.80 m kaydırılarak Çınar Ağacı kesilmekten kurtarılır.
O’na göre “Ağaç çınardır, çınar ise devlet.”
Yürüyen köşk
Böyle bir olay dünya’da ilk kez yaşanır. Tekrarına ise 1996 yılında ABD’de tanık olacaktır.
Kesilmekten kurtulan Çınar ağacı bugünlerde 400’.üncü yaşını kutlamaya hazırlanırken, halkın YÜRÜYEN KÖŞK adını verdiği Köşk ise UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınacağı günü beklemektedir.
Günümüzde çevre sorunları ulusal ve küresel düzeyde ve yaşamın her alanını etkilemektedir.. Çözüm ise hem ulusal hem de küresel düzeyde alınacak önlemlerle sağlanacaktır. Ne yazık k, ülkemizdeki uygulamalara baktığımızda umudumuzu yeşertecek bir gelişme gözükmüyor.
Antalya’da, Sorgun Ormanları betonlaşırken,
Asırlık fıstık çamlarının da bulunduğu 200.000 ağacın katledilmesine onay verilirken,
Zeytinlik alanlarını ranta açabilmek için yönetmelik değiştirilirken,
Ülke yabancıların Çip’li çöplüğü haline dönüşmüşken,
Ülkenin dört bir yanında “METAL AĞAÇ KAKANLARLA” kahraman dağların altı üstüne getirilirken,
Başta Salda olmak üzere göllerimiz, derelerimiz, meralarımız SOS verirken,
Çocuklarımıza ve torunlarımıza nasıl cennet gibi bir vatan bırakacağız?
Biz yine de umutsuz olmayalım.
Dünya Çevre Günü Kutlu olsun.
05.06.2022
Ayhan Öztürk