‘Sabah Yıldızı’ , edebiyatımızın unutulmaz ismi Sabahattin Ali’nin lakabıdır. Sabahattin Ali’ye bu lakap Balıkesir’in Edremit ilçesinde geçirdiği çocukluk döneminden kalır. Sabahın erken saatlerinde sokakta kitap okumasından dolayı mahalle sakinleri Sabahattin Ali’ye ‘Sabah Yıldızı’ der.
Sevgili okurlarım, sizlerin de bildiği üzere sabahları erken saatlerde gökyüzünde tek bir yıldız olur her zaman. Bu yıldız özellikle çobanlara yol gösterir. Günışığında bile parlar. Edremitliler de Sabahattin Ali’nin özel bir çocuk olduğunu, parlak kişiliği ile ileride insanlara yol göstereceğini anlamış olmalılar ki O’na bu şekilde seslenmişler. Sizce de “Sabah Yıldızı” oldukça etkileyici bir lakap değil mi?
Sabahattin Ali, bundan tam 104 yıl önce ailesiyle Edremit’te yaşadı. Oturdukları sokağı aydınlatan lambanın altında kitap okudu, ders çalıştı. Bir gün, O’nu gören Edremit’in Kuva-yi Milliyecilerinden Ruhi Sağdıç yanına yaklaşmış. “Ne yapıyorsun?” diye sormuş. Evinde elektrik olmadığını öğrenince, “Bizim eve gel, dersini bizim evde yap..” demiş. Babasıyla da konuşup Sabahattin Ali’yle yakından ilgilenmiş.
Bu tarihi anıdan anladığımız üzere; Edremit’i düşman işgalinden kurtaranlar, mahallenin çocuklarını da kollamış. Onlara bazı fırsatlar sunmuş. Edremit’in şanlı Kuva-yi Milliyecilerini saygı ve rahmetle anıyorum. Umarım, bugün bu topraklarda yaşayan bizler de bölgemizin gençlerine değerli büyüklerimiz gibi sahip çıkabiliriz.
Sabahattin Ali, yani ‘’Sabaha Yıldızı’’ lakabı ile tanınan o çocuk, 41 yıllık hayatına çok şey sığdırdı. İlk öykülerini, ilk şiirlerini Kazdağları’nda yazdı. “Kuyucaklı Yusuf” romanı Edremit’te geçti. Öykülerinde bu toprakları anlattı. Kazdağları’nda başlattığı edebi yolculuğu, “Kürk Mantolu Madonna” eseriyle dünyanın pek çok köşesine uzandı. Şiirlerinden şarkılar bestelendi. Bugün, Edremit’te kendi çabası ile sanatını sürdürenler gençlerin önü açılsa kim bilir onlar nerelere gelir?
Sabahattin Ali, gözlerini yumsa da, yaşayan ve yaşatılan bir değerimiz. Hem eserleri ile hem de kendisi gibi okuma aşkıyla yanıp tutuşurken kendine bir yol açan Edremit’in yeteneği müzisyen Rıdvan Demircioğlu ile. Ve aydınlanma meşalesini elinden düşürmeyen nice insanımız ile.
Sevgili okurlarım, müzisyen arkadaşımız Rıdvan’ı, geçtiğimiz haftalarda sizlere dilim döndüğünce anlatıp tanıtmaya çalışmıştım. Bu yeni yazımda ise, kendisinin 12 yaşındayken izlediği filmlerin etkisinde kalarak kurduğu gelecekte ünlü bir oyuncu olma hayalinden bahsedeceğim. Çok daha doğrusu bu hayalinin peşinden koşarken tıpkı Sabahattin Ali gibi okuma sevdası uğruna verdiği amansız mücadeleden.
Rıdvan, 1918 yılında ailesi ile birlikte Edremit’te olan Sabahattin Ali’nin adını verdiği sokağın yer aldığı Gazicelal Mahallesi’nde yaşıyor. Sabahattin Ali Anı Evi’ne de oldukça yakın bir bölgeye yaşayan müzisyenimizin ailesi, geçmişte kalaycılık mesleğini icra etmiş. Bundan dolayı Anadolu’nun pek çok şehrinde yaşamışlar. Özellikle köyleri dolaşmışlar. Ailenin yerleşik bir düzeni olmayınca Rıdvan başta olmak üzere ailenin diğer çocukları da okula gidebilme fırsatı bulamamış. İlk bakışta olumsuz gibi görünen bu durumu, Rıdvan çocuk yaşlarda olsa da aklı ve yeteneğiyle fırsata çevirmesini bilmiş. ‘’Sabah Yıldızı’’, işte, bugün de Edremit sokaklarında yaşıyor.
Sinema tutkusunu eyleme dönüştürmek isteyen Rıdvan, bunu başarmak için önce okumayı ve yazmayı öğrenmesi gerektiğinin farkına varmış. Kaldıkları köylerdeki okula giden çocuklar ile arkadaşlık kurmaya başlamış. Almış eline kalemi ve defteri. Başlamış alfabemizin bütün harfleriyle dans etmeye. Hayallerini dökmüş kâğıda. Kelimeler bir çocuğun rüyasını gerçekleştirmek için sıraya geçmiş.
Aradan yıllar geçmiş. Demircioğlu ailesi, Edremit’e geri dönmüş. Çadırlarda okumayı öğrenen, geçtikleri yerlerin levhalarını okuyarak bildiklerini pekiştiren Rıdvan da hayallerinden asla vazgeçmemiş. Okumayı ve yazmayı gayet iyi bilmenin verdiği güvenle beğeniyle dinlenen şarkılarını bestelemiş. Gazicelal Mahallesi’ni temsil eden bir müzisyen olmuş. Bir yandan da sinema alanında kendisini geliştirmeye devam etmiş.
Sevgili okurlarım, bu amacı uğrunda bıkmadan usanmadan çabalayan müzisyenimiz de bir ‘’Sabah Yıldızı’’ değil mi? Okumayı ve yazmayı öğrenmek için kendi koşullarını zorlayan Rıdvan, adeta Sabahattin Ali’nin okuma hırsını yaşatmış. Günümüzde de müziği ile Gazicelal’in güzelim çocuklarının umudu.
Peki, zamanında Sabahattin Ali’yi, o sokak lambası altında gören, okuması ve ders çalışması için kendisine fırsatlar sunan Ruhi Sağdıç gibi, Rıdvan’ın sinema hayaline kavuşması için kim O’nun önünü açacak? Kim, müziği ile Edremit’in sesi olan bu arkadaşımızın bir adım daha ileride olması için ben varım diyebilecek?
Sabah yıldızları kolay yetişmiyor. O nedenle bir Ruhi Sağdıç olmak için artık daha fazla beklemeyin. Kapıları açan, yol gösteren, gençleri kucaklayan ve onlara sahip çıkan olun. Bugün saygıdeğer Ruhi beyi, nasıl takdirle anıyorsak, bir yüz yıl sonra siz de aynı şekilde anılmak istenirsiniz değil mi?