Bu fotoğraflar 99 yıl önce 12 Şubat 1921’de İnönü Muharebeleri sürerken , Ankara’nın Dikmen sırtlarında çekilmiş.
1. Fotoğrafta yanında yürüyen kişi yaveri Muzaffer Kılıç beydir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk o sırada İnönü Muharebesini yönetmek için cepheye gitmektedir.
Çok eski olan Ford araba ile o kış koşullarında yolculuğu zor geçmektedir.
Anadolu’nun engebeli ve bozuk olan yollarında aracının yaptığı arızalar nedeniyle , yolculuğuna ara vermektedir.
Sürekli bozulan aracının tamiri yapılırken , bu yolculukta yorgundur.
Bu üçlü fotoğrafların öyküsü burada başlıyor.
Aracı tamir edilirken , paltosuyla kendisini karların üzerine bırakır.
Yüzündeki ifadesinden yorgunluğunu görebiliyoruz.
Cepheye giderken neler düşünüyordu , kim bilir ?
Bizlerin bildiği resimde uykuya dalan Atatürk.
Çok bilindik bir fotoğraf çünkü.
Karlar üzerinde uyuyan bir Atatürk.
Yüzünde yorgunluğunun daha belirgin olduğunu görüyoruz.
Sakarya Savaşında ayağındaki potininin altı deliktir.
Şimdilerde altı delik potinle cephede savaş yöneten bir “Baş Komutan” var mıdır ?
– Hiç sanmıyorum.
***
Son yıllarda ;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk , derken dilini ve beynini kontrol edemeyenlerin hadsizliği ile karşı karşıyayız.
Gerçek Atatürkçülerin , sinir uçları ile oynuyorlar akılları sıra.
Dünyada kurucu liderine bu kadar sorumsuzca hakaret edilen başka bir ülke yoktur.
Amerika’da , Fransa’da , İngiltere’de kurucu liderlerine hakaret eden bir yazar , bir partili , bir akademisyen görülmemiştir.
Eğer düzeysiz bir eleştiri ve hakaret varsa da ben bilmiyorum.
Duyduğum , okuduğum eleştiriler hep düzeylidir.
Hakkaniyetlidir.
Ayrıca , liderlerinin eleştirilecek bir yönü varsa yapılır.
Bizde öyle mi ya ?
Son yıllarda ağzı olan konuşuyor !.
***
Covit 19 ile başımız dertte !.
Ne söz dinliyoruz !.
Ne maskemizi doğru kullanıyoruz!.
Sosyal mesafe denilenden haberimiz bile yok!.
Nişanlar , düğünler , tekne eğlenceleri gırla gidiyor !.
Bu gidişle daha çok canımız yanacak gibi duruyor.
Virüs sözcüğünün anlamını bilmeyenler de aramızda yaşıyor.
Lütfen , maske , mesafe konularında azami dikkat edersek bu virüsten kurtulabiliriz.
Biraz duyarlılık , biraz sorumluluk yetecek!.
VİRÜS!…
Akademisyenin birisi Atatürk’üm için “virüstür” demiş !.
Haddini aşarak !
Bu akademisyen , büyüğüne , kurucu liderine , yaşadığı ülkenin kurtarıcısına , bu sözü kendine yakıştırıp nasıl söyler ?
Yakıştırmış kendine !.
Zat-ı muhterem söylemiş !.
Kurucu liderine saygı duymuyor olabilmeni anlamıyorum zaten !.
Kendine saygısı olan, bu sözü böyle söyleyemez!.
İnsanlığın , ahde vefanın karşılığı bu mu olmalı ?
Bizim dinimizde ” ölenin ardından kötü söylenmez ” derdi rahmetli anacığım!.
Ah benim güzel akıllı anacığım , kalkıp bir görsen senin bıraktığın Türkiye yok !.
” Sicil numaram 1881 ” diye övünerek , gururla söylediklerin kulağımda çınlıyor !.
“En çok nankörden korkarım” derdin ya , şimdi görsen o nankörleri , bizleri hiç eleştirmez ödül verirdin!.
Sen bize iyi insan olmanın erdemlerini davranışlarınla göstererek öğrettiğin için minnettarım sana..
Koca koca adamlar o kadar çok yalanlar söylüyorlar ki..
Bizim çocuk yalanlarımızı öperdin !
Mavi gözlü göçmen kızı , annem, arada bir uzanırdın ya , uzanırken de söylerdin ya..
– Şuraya Atatürk’ümün karlar üzerinde yattığı gibi uzanıp yatayım !.
Anacığım ; Atatürk’üm ve tüm gidenlerimizle birlikte ışıklarda uyuyun. Minnet ve dua ile..
***
“Günümüz dünyası henüz Atatürk’ün düşünce düzeyine ulaşamamıştır”
Prof.Dr. Jorge Blanco Villalta
Hala daha Atatürk’ümüze hakaret etmeyi düşünenler varsa bu sözü bir kez okusunlar!.
Bunu söyleyen Arjantinli bir profesör !.
Kulağınıza küpe olsun!.
