Balıkesir Liseliler Derneği Başkanı Abdi Kahyaoğlu okullu bir gazetecidir
Sağ olsun hiç kimseye vermediği önemi meslektaşlarına veriyor.
Basın emekçilerinin değerini biliyor.
Balıkesir Liseliler Derneği Başkanı olarak bugüne değin kimsenin hayal edemeyeceği işlere imza attı.
“Biz ilkleri yapmayı seviyoruz” başlıklı haberimizde bunları okuyabilirsiniz.
Bu yazıda dikkat çekmek istediğim konu gazeteciliğe bakışı…
Siyasetçilere pek eyvallah etmeyen Kahyaoğlu derneğin başarısını basına bağlayacak kadar alçak gönüllü …
“Bugüne kadar ne yaptıysak, nerede başarılı olduysak bu basının eseridir” diyor.
Son basın toplantısında hem güzel bir anısını anlattı hem de önemli mesajlar verdi.
Şimdi izninizle bu anısını ve mesajını paylaşmak istiyorum.
“Basın Yayın Yüksek Okulu’na yeni girdim. İlk sene Hizmet Gazetesi’nde rahmetli Fikret Özakbaş’ın yanında staj yapacağım. İlk gün takım elbisemi giydim, kravatımı taktım, jilet gibi, pırıl pırıl gazeteye gittim. O zaman da gazete şimdi ki belediyenin karşısında. İçeri girdim, elimde bir çanta var, çantanın içi de boş. Rahmetli baktı, ‘Nereye geldin ‘ dedi. ‘Ağabey staj yapacağım’dedim. ‘Hemen daktilonun başına oturacağım hemen haber yazacağım’ diye düşünüyorum. Rahmetli, ‘Dur bakalım her şey sırayla, önce şurayı bir süpür, gazetenin çöpünü temizle’ dedi. Ben tabii ceketimi çıkardım, oraları bir güzel süpürdüm. ‘E şimdi ne yapacan. Sen niye geldin’, ‘Staja’.. ‘Güzel o zaman tabletin üstünde kurşun harfler var’. Onları döktü. ‘Bir de harfleri yerine koy ‘… Benim takım elbise, beyaz gömlek filan leş gibi eve gittim. Ertesi gün işe en eski elbisemle, ayakkabımı giyip, tedbirli geldim”
***
Gazeteciliğin güzel olduğu kadar meşakkatli bir meslek olduğunu belirten Kahyaoğlu’nun mesleğe ilişkin değerlendirmeleri de özellikle bu işi hakkıyla yapmak isteyen gazeteciler tarafından dikkate alınmalı..
İşte bu konuda söyledikleri:
“Türkiye’de maalesef karakterli, düzgün, namuslu gazetecilerin para kazanmasına pek imkan sağlanmıyor.
Onlar da gazetecilik mesleğinden, çizgisinden, ilkelerinden ödün vermeden vazifesini yapıyor.
Ve herkesten saygı görüyor.
Diğerleri ise bol para kazanıyor.
Ama iyi ve dürüst bir gazeteci paranın değil, haberin peşinde koşar.
Bu onun namusudur.
Her mesleğin bir ar’ı var, namusu var, şerefi var.
Bu meslek de öyle bir meslek…
Dik durabildiğin kadar adamsın, dik durabildiğin kadar efendisin, namuslusun, şereflisin, haysiyetlisin”
Abdi Ağabey’in sözlerinin altına imzamı atıyorum…