Türkiye’de soluk alabildiğimiz her gün “mucize”.
Bunu tekrar dillendirmeye gerek yok, hepimiz yaşıyoruz, hepimiz bu toplumdayız.
Durduk yere başınıza bina çökebilir.
İnsan olan yerde olmaması gereken karbondioksitli yangın söndürme sistemleri can alabilir.
Yolda yürürken kapatılmayan rögara düşebilir, araç sürerken devamı olmayan yolda gölete uçabilirsiniz.
Yaşam mucizedir bu topraklarda.
Pisi pisine ölmek sıradan hale gelmiş, kanıksanmıştır.
Ne yazık ki her pisi pisine ölüm sadece birkaç günlük etkiyle unutulur gider.
Tablonun kabusa dönüşen kısmı asıl o taraftır.
Unutmak.
Ders almamak.
Gerekeni yapmamak.
Hangi iş olursa olsun, neyi yaparsak yapalım baştan düzgün, sağlam, kuralına uygun yapmamak.
Tam bir hafta oldu Balıkesir’in felaketten dönüşü…
Adliyedeki gaz sızması sonucu 60 civarı kişi hastaneye sevk oldu.
Bir infaz korumu memuru kurtarılamadı.
Bu satırları yazdığımız dakikalar itibariyle 2 hükümlünün bitkisel hayatta olduğu haberleri geliyordu.
Ölü sayısının 3’e çıkması, istenmeyen son olsa da, muhtemel.
Peki… Şimdi soruşturma açılıyor, ifadeler alınıyor ya…
Bir tarafı es mi geçiyoruz yoksa?..
Bu sistem teknik aksamadan kendiliğinden çalışmış olabilir…
Sigara dumanından çalışmış olabilir…
Bir kişinin kolu değmiş olabilir…
En uç ve absürde gidelim, kasıtlı olarak bir kişi çalıştırmış olabilir…
Acaba bu noktada burası mı önemlidir asıl ve son nokta olarak?…
Yoksa……
Bu yangın söndürme sistemlerinin buraya konulması ve bunlara onay verilmesi midir asıl yanlış taraf?…
Karbondioksitli yangın sistemleri insan akışı olan yerde olmaz.
Çünkü….
Yangın çıkınca çalışacak olan bu sistem oradaki insanları yine öldürür.
Çünkü…. Önemli olan; orada bu sistemin olmaması gerektiği ve gerekliliğidir.
Adliye arşivi ölü arşivler değildir, her dakika insan bulunur.
Adliyenin zemin katında icra müdürlüğünden tutun duruşma salonuna kadar olmaması gereken ne varsa vardır.
Haliyle insan vardır.
Orada dış etkenler veya 3.kişi müdahalelerini bir kenara koyun…
Yangın çıksaydı belki daha da çok insan ölecekti.
Karbondioksitli yangın söndürme sistemi hiç mi araştırılmadı, hiç mi inceleme yapılmadı, olay sonrası biz google’dan tıklama yaptığımızda sayısız uyarıyla karşılaştık, bu sistemin insan olmayan yerlere uygun olduğuna ilişkin.
Bu sistem ne zamandır var, hep aktif mi, adliyede zırt pırt alarmlar çalıyor, iki sigara dumanından çalma ihtimali varsa o zaman bu da aşırı hassasiyet ve tehlike değil mi?..
Evinizdeki doğal gaz alarmı dahi bulaşık makinesini çalışmasının bitmesinin akabinde hemen açarsanız ciyak ciyak carlamaya başlıyor.
Karbondioksitli yangın söndürme sistemine ne zaman, nasıl ve kim onay vermiş?..
Doyurucu bir açıklama gördünüz mü bugüne kadar?..
Olayı geçelim, olayın asıl öncesine bakalım.
Bu sistem adliyeye uygun değil.
Bilim söylüyor, uzmanlar söylüyor, sağlıkçılar söylüyor, itfaiyeciler söylüyor…
Dediğimiz gibi bu satırlar yazıldığında bir can kaybı vardı.
Ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın…
İki çocuk kaldı ortada.
Küçücükler ve bundan sonra babasızlar.
O iki çocuğun acısını dindirecek var mı bir formül?..
Acılar diyarındaki Türkiye ihmaller girdabında mı olacak hep?
İki küçük çocuğa ne anlatacaksınız?..
“Baban pisi pisine gitti, burası Türkiye”yi mi?..