“Acep şu yerde varm’ola/Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı/Şöyle garip bencileyin
Gezdim Rum ile Şam’ı/Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım/Şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın/Hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler duymasın/Şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm/Gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım/Şöyle garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam/Ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam/Şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler/Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar/Şöyle garip bencileyin
Hey Emre’m Yunus biçare/Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara/Şöyle garip bencileyin.”
Yunus Emre
***
Dünden bu güne insanlık nice varsıllıklar ve yoksulluklar yaşamıştır. Tüm insanların karşı karşıya kaldığı hastalık salgınları, kuraklık, depremler, hortumlar, yangınlar, su baskınları karşısında; insanın yalnızlaşması yoksullaşması, terk edilmişlikleri garipliğin ta kendisidir. İnsanda olumsuz duygular, beklenmeyen davranışların görülmesini yadırgamamalıyız. Anlayış, hoşgörü ve tevazu içinde karşılanması gerekir. Olumsuz yaşam koşullarının, insan davranışlarını olumlu etkilemesi düşünülemez.
Doğal afetler ve salgınların ötesinde terörün insanlara yönelik uygulamaları, güvensizlik, korku , paniklemeler yaşaması olağandır.
Başka bir anlamda insan garip bir yaratıktır. İnsanın, insanı garipsemesi bir başka garipliktir. Ne varsılın yoksulun, ne yoksulun varsılın durumunu kavrama konusunda edinimleri vardır.
Sağlık= varlık=sağlık olunca insanın insanı kendini koruma güdüsü öne çıkmaktadır.
Günümüzde ve geçmişte İNSANİ konuları işleyen edebiyata emek veren; yazar, çizer, ve şairlerimizden söz etmeden geçmek haksızlık olur. Geçtiğimiz hafta basın yayın organlarımızda yer alan ORHAN VELİ KANIK’ anma çalışmalarını dikkate değer buldum. Şairimiz, şiirde “ GARİP” akımının öncüsüdür. Şiirleri bir çok söz sanatçıları tarafından seslendirilmiştir.
***
Orhan Veli Kanık 13 Nisan 1914 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası askeri bandoda (Mızıka-i Hümayun) müzisyen Mehmet Kanık, annesi Fatma Nigar Hanım’dır. Asıl adı Ahmet Orhan’dır. Galatasaray Lisesi’nde yatılı öğrenci olarak öğrenimine başlamıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra babasının Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın şefi olması sebebiyle Ankara’ya gelmiş ve Gazi İlkokuluna başlamıştır.
İlkokulda yazdığı bir hikâye “Çocuk Dünyası” dergisinde yayınlanmıştır. Bir yıl sonra Ankara Erkek Lisesi’ne (bu günkü Ankara Atatürk Lisesi) yatılı olarak girmiştir.
1932 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine başlamıştır. Öğrenci başkanlığı yaptığı okulu bitirmeden ayrılmış, bir müddet Galatasaray Lisesinde öğretmen yardımcılığı yapmıştır. Ankara’ya dönmüş ve PTT Telgraf müdürlüğünde çalışmaya başlamıştır.
1936 yılında “Varlık” dergisinde ilk şiiri yayınlanmıştırı. Arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile birlikte şiirler yazmıştır.
Mehmet Ali Sel takma adıyla “Varlık, İnsan, Ses, Gençlik, Küllük ve İnkılapçı Gençlik dergilerinde birçok şiir ve yazısı yayınlanmıştır.
1941 yılında bu iki arkadaşı ile “Garip” adında bir şiir kitabı çıkarmışlardır. Daha sonra “Birinci Yeni” olarak adlandırılacak ”Garip Akımı”nın başlangıcı olmuştur. Bu kitapta yazdığı “Yazık Oldu Süleyman Efendiye” şiiri günlük yaşama girmiştir.
Yine Ahmet Haşim’in yazdığı “Göllerde bu dem bir kamış olsam” şiirini eleştirmek için yazdığı “Rakı Şişesinde Balık Olsam” da çok karşılaştığımız şiiridir.
… Bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalışmıştır. 1945’te “Vazgeçemediğim”, “Garip”in kendi şiirlerinden oluşan baskısını yapmıştır. 1946’da “Destan Gibi”, 1947’de “Yenisi” kitapları basılmıştır. 1949 yılında “Yaprak Dergisi”ni çıkarmaya başlamıştır. 1949 yılında Nasrettin Hoca fıkralarını şiirleştirmiş,”Karşı”isimli son kitabı basılmıştır.
…14 Kasım 1950 tarihinde İstanbul’da beyin kanaması sonucu en verimli olduğu çağlarda yaşamını yitirmiştir. Arkadaşı Abidin Dino’nun tasarladığı anıt mezara, Aşiyan Mezarlığına defnedilmiştir…İstanbul’u Dinliyorum Gözlerim Kapalı, Bayrak, Kitab-ı Sengi Mezar, Bedava, Cımbızlı Şiir ve Eskiler Alıyorum önemli şiirlerindendir.” www.mebilgi.com
BEDAVA
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
Orhan Veli Kanık,
DERLEYEN;* İ D U R A K İ * sağlık, huzur ve güven içinde okumalar dilerim.