Normal bir ülkenin normal insanlarının istisnasız hepsi…
Altını çiziyoruz “istisnasız” hepsi…
Tek duygu yaşar:
Gurur.
Ha futbol maçında erkek Milli Takım maç kazanmış…
Ha basketbolda erkek Milli Takım maç kazanmış…
Ha voleybolda erkek Milli Takım maç kazanmış…
Her uluslararası başarı “normal bir vatandaş” için gururdur…
Olimpiyatlar 1 yıl gecikmeli başladı ve grup maçlarında voleybolda bayan Milli Takım, dünya devi Çin’i net skorla yendi.
Sonraki İtalya maçında mağlup olsalar da Çin’i yenmek başarıydı.
Her zaman başarı kabul edilir, her zaman başarıdır.
Ama takımın isminin başında “bayanlar” geçtiği için…
Yani oyuncular “kadın” olduğu için toplumun içinde bir kısım kendini bilmezler “filenin sultanlarına” olmayacak sözlerle saldırdı.
Toplumda herkesin, kendileri gibi düşünmelerini isteyenler…
Toplumda herkesin, kendileri gibi yaşamalarını isteyenler…
Voleybolcu kızların başarısını görmediler de giyilen şortları bahane ederek ahlak dersi vermeye başladılar.
Dünyanın hiçbir ülkesinde milli bir başarıdan kavga çıkmaz.
İnsanlar kutuplaşmaz.
Sadece tek duygu yaşanır:
Gurur.
Ama bu topraklarda cehaletin kökleştiği büyük bir kesim var ki her daim çarpıtma uzmanı hale geldiler.
Milli bir maç mı?
Tebrik edersin… Ama sadece tebrik edersin…
Kimi twitter’da sallar.
Kimi gazetede fotoğraflarını koymaz.
Kimi fotoğrafların şortlu kısımlarını keserek verir başarıyı.
Oysa…
O takım nasıl oluşur; yılların çalışmasının, yılların alın terinin nasıl bir eseridir oraya bakmazlar.
Şort giyiyorlar, tu kaka!
Gitti ahlak, vah vah vah!
Bu, kadınları sadece “cinsel meta” olarak gören bir bakışın çarpık yansımasıdır.
Tek tek oyunculara bakın…
Yaşlarına…
Kaç yaşında spora başladıklarına…
Hangi yollardan geçtiklerine, bugüne kadar ne gibi başarı kazandıklarına bakın…
Herkes Milli Takım’a giremez.
Olimpiyatlarda oynayabilmek için ne torpil yeter ne birilerinin arkasına yaslanmak…
Sadece emek gerekir…
Azim.
Kararlılık.
Alın teri.
O takımdaki her oyuncu tüm maçlarda mağlup olsalar da alınları öpülesi oyunculardır…
Kim neyi görmek isterse onu görür.
Kim nasıl bakmak isterse öyle bakar.
Ama sonuçta yiğidin hakkını vermek gerek.
Bugünkü ülkemiz manzarasında hani hep “liyakat liyakat” diye çırpınıyoruz ya….
Filenin harika kadınları ve tüm sporcularımız liyakatın ta kendisidir.
Çürük bulunmaz aralarında.
Hepsi işinin ehlidir.
Her noktada “işinin ehli” olan insanlar görev yapsa ve liyakat esas alınsa, Türkiye bugünkü “kalitesizlik” girdabına düşmezdi.
Filenin harika kadınları…
Baş tacımızsınız…
Nokta!