Hayatın her alanına girmeye başladı ya Diyanet…
E falsolu haller de doğal.
Son faiz olayından bahsediyoruz.
Faiz, haram mı?
Haram.
Ama faiz alana karışabilir mi bir başkası?
Karışamaz.
Allah ile kul arasına kimse giremez.
Herkesin sevabı kendisine, herkesin günahı kendisine.
Allah akıl vermiş; tercihleri de özgür iradesi olan insana bırakmış.
Şimdi ne dedi Diyanet?..
TOKİ’den ev alırsan…
Kamu bankasından kredi alırsan…
Aldığın evi abartmazsan…
Faiz caiz!
Hoppa…
Bu ayrımı nasıl yaptı Diyanet?
Bizim aklımız ile Diyanet’in aklı farklı mı?..
Dini kurallar belli.
Faiz haram.
Peki, TOKİ’den değil de kendin nohut oda, bakla sofa ev alırsan faiz caiz değil…
Yine misal 70 metrekarecik bir ev aldın da kredini kamu bankasından çekmedin…
Faiz caiz değil öyle mi?..
Yahu, günümüzde ömrünü devlet hizmetinde tüketen (ve şimdi yok olan ama bizim yine aynı tanımı kullanmaya devam ettiğimiz) bir ortadirek kesimi var ya…
Ortadirekten bir vatandaş ömrü boyunca çalışsa aldığı emekli ikramiyesi ile evi çoktan bir kenara bıraktık, bir araba alabilirse ne mutlu ona…
Araba dediğimizde de standartlar ancak Fiat veya Renault’un alt modellerine göre.
Yani…
Kredisiz ve alnının akıyla çalışan hiç kimse mal sahibi olamaz, başkaca bir yerden geliri, malvarlığı, mirası yoksa.
Peki neden böyle bir ayrıma girdi Diyanet?
TOKİ’leri cazip göstermek için mi?..
Kamu bankalarına vatandaşı yönlendirmek için mi?..
Ne gerek var?
Neden böyle bir zorlama?..
Konu faizse eğer…
TOKİ’den alırsan, kamu bankasından kredi çekersen, orta karar bir ev alırsan…
“Faiz caiz” demek, şaka gibi bir akıl tutulması daha yaşamaktır.
Diyanet, bu şekilde hayata yön vermeye çalışırsa da böyle falsolar doğması da doğaldır.
Peki, günümüz hayat koşullarında…
Örneğin çocuğunun düğününü yapamayan, evladını okutamayan…
Ama bunun için kredi çeken vatandaş açısından faiz ne durumda?..
Evladını okutmak için kredi çeken ve faiziyle bunu geri ödemek zorunda kalan vatandaş hangi bankaya gitsin?..
Faizsiz İslami bankalara mı?..
Tabi o zaman da diyebilirsiniz, ha kar payı, ha faiz ne fark eder diye…
Tutulma halindesin memleketim…
Keşke Türkiye’de yaşamasa da astrobiyoloji ve moleküler biyoloji alanlarında çalışmaları olan ve Arizona Üniversitesi’nde yardımcı doçentlik yapan bilim insanı Betül Kaçar’ı, evrende yaşamın izlerini araştırmak için oluşturulan NASA ekibine katılmasını, gururumuzu konuşabilseydik…
Ya da…
Neden Betül Kaçar gibi bilim insanlarının Türkiye’yi değil de ABD’yi tercih etmelerini!
Türkiye’ye neden dönmediklerini, döndüremediğimizi…