İlçemizde bulunan Roman Dayanışma Derneğinin Alt Hibe Programı kapsamında yürüttükleri “Erken Yaşta Evlilik Gelenek Değil, Suçtur” konulu projeleri doğrultusunda hazırlayıp sundukları panele katıldım birkaç gün önce.
Panel konu itibari ile önem arz ediyordu. Zira bu sorun sadece Roman vatandaşların değil genel olarak ülkemizi ilgilendiren sorunlardan birisi.
Ancak bu çalışmaya verilen emeğin karşılığında katılım azdı. Ülkemizde ve özellikle hibe programının yürütüldüğü ilçemizde böyle önemli bir sorun varken, ilçe halkının bu konuya kayıtsız kalmasına doğrusu bir anlam veremedim.
Panel sonrası katılımcılara ayrılan zaman diliminde söz alarak bu konuya kayıtsız kalınmasına ilişkin sitemimi paylaştım ve erken yaşta yapılan ya da yaptırılan evliliklerin nedenini bilgi dağarcığımdakilerle anlatmaya çalıştım.
Ülke genelinde bu sorunun sosyokültürel nedenlerinden en önemlisi eğitim ve öğretimde hedefsizlik, gereksiz bilgi ve uygulama yetersizliğidir.
Hatta önemli olan çocuklarımızı artık Türkiyeli değil, dünya çocukları ile baş edebilecek ve ülke çıkarlarını her fırsatta koruyabilecek Dünyalı Çocuklar olarak yetiştirebilmemizdir.
Bu nedenle bu yaştaki çocukların olması gereken yer; ailelerinin yanında onların teşviki ile okul ve sosyalleşip gelişebilecekleri ortamlar olmalı, üst seviyede sorumluluk gerektiren ve toplumun en küçük yapısını oluşturan evlilik kurumu değil.
Kaldı ki fiziksel-ruhsal-kültürel gelişimini tamamlayamamış olan bu çocuklardan sorumluluk duygusuna sahip bilinçli anne-baba olmaları beklenemez.
Ülkemizin bazı bölgelerinde hala; töre-aşiret, beşik kertmesi ve berdel gibi gelenekler nedeniyle yapılan erken yaş evlilikleri, çocukların gelişim ve geleceklerini olumsuz yönde etkileyen nedenler arasında bulunuyor.
Gelenek gereği zorla ya da rıza ile evlendirilen gelişimini tamamlamamış bu çocukların, geleceğin psikolojik sorunlu bireyleri olmaları sağlanıyor.
Henüz kendi sorunları ile baş edemeyen bu çocuklara, ruhsal yaralarını kendi kendilerine onarma, aile olma ve çocuk yetiştirme gibi sorumluluklar hangi akılla verilebilir?
Gündemden düşmeyen bir sorun olan aile içi şiddet, huzursuz ve güvensiz bir aile ortamı da çocukların o ortamdan uzaklaşma isteklerine ve erken yaş evliliğini kurtuluş olarak görmelerine neden oluyor.
Ekonomik şartlar nedeniyle zorlanan özellikle çok çocuklu aileler, başlık parası ya da ekonomik yükün hafifletilmesi nedeniyle çocuklarının erken yaşta evlenmelerine göz yumuyor. Bu da bilinçsiz doğumun artmasına sebep oluyor. Her nedense bakabilecekleri kadar çocuk yapma akıllarına bile gelmiyor.
Ülkemizde sosyal ve kültürel hayata yön verme aracı olan dini bilgilerin; yanlış yorumlanmasının, saptırılmasının ya da istismar aracı olarak kullanılmasının, erken yaş evliliklerinin en ahlak dışı nedenlerinden olduğu söylenebilir.
Ayrıca çocukların taciz ya da tecavüz mağduru edildikten sonra evlilik yoluyla durumun masum hale getirilmeye çalışılması da kabul edilemez nedenler arasında.
Erken yaş evliliklerinin sosyolojik bir sorun olduğu bilinci ile bu sorundan sadece birey ve ailesi sorumlu tutulmamalı, devletin tüm organları, sivil toplum örgütleri ve toplumun her kesiminin iş birliği ile bu sorun ortadan bir an önce kaldırılmalıdır.
Aydınlık günlerin hayalini ancak sosyal ve adil devlet çatısı altında, insana ve eğitim-öğretime değer veren sistem uygulamalarıyla gerçekleştirebileceğimize inanıyorum.