Ergama adı ile Bergama çeşitli karışıklıklara neden olur. Mektuplar, evraklar , paketler öyle olur ki , Ergama yerine Bergama’ya gider. Bergamaya gidecekler bazen de Ergamaya gelir. O dönemde Bergama’ya gitmek isteyip Ergama’ya gelen bile olmuş . Bu karışıklığa son vermek isteyen dönemin içişleri bakanlığı isim değişikliği yapmak istediğini Ergama Nahiye Müdürlüğüne bildirir. O dönemde Nahiye müdürü olarak görev yapan Kemal Karslıoğlu Ergama Nahiyesi halkına isim konusunu sorar. Nahiyede ileri gelenlere, öğrencilere görev yapan öğretmenlere, Ergama yerine isim bulmalarını ister. Teklif edilen isimler arasında en çok beğeni alan GÖKÇEYAZI olur. Bu isim de Ergama Ana – Çocuk sağlığı istasyonunda görev yapan annem Ebe – Hemşire Lütfiye Köseley’e aittir.
1963 Haziran .
Ergama ve çevredeki 9 köy ana – çocuk sağlığı pilot bölge olarak seçilir. Çocukların aşılaması , çocuk hastalıkları, gebe ve doğum kontrolleri görevinde annem Lütfiye Köseley çok başarılı bulunur. Bu çalışmaları uygulamaya koyan ekip doktorları Ergama Ana Çocuk Sağlığı merkezine gelerek annemi kutlayıp ödüllendirirler.
BABAMIN ÖĞRENCİSİ BAŞKAN OLUNCA..
Babam Mehmet Hayati Köseley’in Ergama ( Gökçeyazı ) İlkokulu nda öğrencisi olan , daha sonra da Gökçeyazı Belediye Başkanı olarak görev yapan Yakup YILMAZ kardeşimden bir ileti aldım. Kardeşlerim Raif ve Zeki ile sınıf arkadaşı da olan Yakup Yılmaz Gökçeyazı ve çevresindeki doğa katliamına dur demek için çaba harcıyor.
Tek derdi var şimdilerde..
Gökçeyazının doğasını korumak.. Tek ağacına kıyılmasın diye çırpınıyor.. Madenciliğin acımasız tahribatını toprağında görmek istemiyor.. Çevresindeki doğal güzellikleri torunlarına bırakmak isteyenlerin sesi olmak..
Gökçeyazı’nın son Belediye Başkanı Yakup YILMAZ.
Belediye başkanı olduğu dönemde beldesine verdiği emeğin kıymetini bilenlerle birlikte bu sıkıntılı süreci biran önce aşmak .
Gökçeyazı ERZİNCAN / İLİÇ olmasın diyenlerle birlikte topraklarını evlerini siyanürcü lerden korumanın derdindeler…
Ergamanın gök çayırları , gökçe bayırları altın uğruna doğası bozulmadan dursun istiyorlar.
Siyanürü yayanların vicdanlarının olmadığını İLİÇ katliamında gördük..
Dokuz evladımızı doğayı katlederek kurban verdik..
Asıl ALTININ doğa olduğunu en iyi bilenlerden biri o.
Bana gönderdiği iletiyi siz okurlarımla paylaşmak şart oldu.
Yakup YILMAZ başkanım iletisinde diyor ki.
” CVK MADENCİLİK AŞ’YE AİT TÜRKMEN DAĞI’INDAKİ ALTIN MADENİ PROJESİ İÇİN VERİLEN TÜM RUHSAT VE İZİNLER ACİLEN İPTAL EDİLSİN.!.”
Türkmen Dağı’nda CVK Madencilik tarafından Balıkesir ilinin İvrindi ve Altıeylül ilçelerine bağlı 16 köyü ( Gökçeyazı, Sarıalan, Çamköy, Sofular, Kiraz, Dallımandıra, Ertuğrul, Meryemdere, Akçalören, Kutludüğün, Büyükfındık, Küçükfındık, Küçükyenice, Yaren, Kınık, Gökköy gibi ) etkileyecek olan bir Altın Madeni Projesi gerçekleştirmek isteniyor. Proje Türkmen Dağındaki ormanlarımızı Gökçeyazı, Sarıalan, Çamköy, Sofuların pek çok köyün tarım alanlarını, meralarını ve hazine arazilerini yok edecek. Açık ocak alanlarından birisi 170 metre derinliğinde ve Sarıalan köyünün evlerine yalnızca 250 metre mesafede ..
Atık Barajı , Gökçeyazı köyünün hemen yakınında maraların üstündedir. 4 adet yeraltı galerisi ise tüm Türkmen Dağı’nın altını kapsıyor. Çamköyün evlerinin altında yeraltı galerisi var. Gökçeyazı Ovası’na DSİ tarafından ciddi altyapı yatırımları yapılarak Ardıçtepe Barajı’ndan sulama suyu getirildi. tarım ve hayvancılık ile uğraşan köylü daha yeni suya kavuştu ve yılda en az iki mahsul almaya başladı.
Yem bitkilerinden her türlü tahıla , meyvesinden sebzesine çok çeşitli tarım ürünü yetiştirilmekte. Dallımandıra Göleti ve Sulama kanalları inşa edilerek Sarıalan mahallesine de sulama suyu getirildi ve yöre köylüleri suya kavuştu. İkinci açık ocak alanı hemen Dallımandıra Göleti’nin üzerinde. Sulama kanalları ise ÇED alanında kalıyor. Ciddi miktarda kanatlı , küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan bölgede ” Balıkesir Kuzusu “, İvrindi ilçemizin coğrafi işaret almış bir markası.
Gökçeyazı ovasındaki doğal göle Manyas Gölünden Kocaçay üzerinden gelen Turna balıkları ( yöresel adı ile Zurna Balıkları ) her sene milyonlarca yumurta bırakıp Manyas Gölüne geri dönüyorlar. Bölge aynı zamanda Manyas Kuş Cennetinden kış aylarında gelen göçmen kuşların bahar sezonunda üreme alanı. Bölgece madencilik faaliyetleri için büyük bir risk olan ” Gökçeyazı Fay hattı ” var.
Proje alanında her gün açık ocak ve yeraltı ocaklarında patlatma yapılacak. Yeraltı suları ve yüzey sularının rejimleri değişecek ve sular kirlenecek. ÇED raporuna göre SİYANÜR, KOSTİK, TUZ RUHU dahil 23 farklı kimyasal kullanılacak olan maden daha fazla devam ederse , topraklar ve meralar kirlenecek ve bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek. ÇED alanı içinde ve sağlık koruma bandında yerleşim yerleri var. Bu durum işyeri açma yönetmeliğine aykırı olmasına rağmen, Balıkesir Valiliği Çalışma Ruhsatı vermiş durumda.
* Usulsüz olan ve bu nedenle Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve Gökçeyazı köylüleri tarafından iptal edilmesi için dava açılmış bulunan Çalışma Ruhsatının iptal edilmesini,
* Kamuya verdiği raporlar ve taahhütlere aykırı bir şekilde ÇED raporu düzenlenmiş olan şirketin işletme ruhsatı ve işletme izinlerinin iptal edilmesini,
* Şirketin acilen alanı boşaltmasını talep ediyoruz. Saygılarımızla..
Bir dönem Gökçeyazı Belediye Başkanı olarak görev yapan Yakup Yılmaz’a bu konuda yazılarımla desteğimiz sürecek..
Yakup Yılmaz başkanım yazının sonuna kısa bir not eklemiş.
” Gökçeyazı Türkmen dağı altın madeni işletmesini istemiyoruz. Bu konudaki yazınızı bekliyoruz. Selamlar.
Dilim döndüğünce , elim erdiğince bu madencilere toprağımızın altından daha kıymetli olduğunu anlatacağız.. Bıkıp usanmadan yazıp durcez gariii..
Hem ne demiş Atalarımız..Elçiye zeval olmaz!.
ATATÜRK’ÜN İLK KÖY ZİYARETİ VE ERGAMA.
Atatürk ve ( Ergama ) Gökçeyazı. 8 Şubat 1923..
Mustafa Kemal ATATÜRK , Latife Hanım ile evlendikten sonra ilk köy ziyaretini Ergama / Gökçeyazı ya yapmıştır.
Bu gezide Kazım KARABEKİR Paşa da eşlik etmiştir. 8 Şubat 1923.
Sosyal medyada “Her Gün Atatürkle Beraber ” isimli paylaşımda bu konu ile ilgili olarak şunlar yazılmış.
“8 ŞUBAT 1923 – Edremit Ergama köyü’nde çevrelerini saran köy çocuklarının zeki yanıtları, Mustafa Kemal’i çok mutlu etmişti.
Atatürk’ün yol üzerindeki bir yerde, köylü ile de görüşmek, arzusu ile Edremit Yolu üzerindeki tek köy olan Gökçeyazı köyüne de (eski adı Ergama) uğrayacağı bildirilince, Gökçeyazı’da büyük bir telaş, panik, sevinç bir anda yaşandı. Ne yapılacaktı? Nasıl olacaktı?
Ali hikmet Paşa, bir hafta önce yolladığı birkaç subay ve askerle, Atatürk ve yanındaki devlet büyüklerinin karşılanacağı yeri tespit ettiler, gerekli talimatları verdiler ve ayrıldılar.
6 Şubat günü, Gökçeyazı’dan da muhtar başkanlığında bir grup, Balıkesir’e gelmiş, dönerken Kolordu’dan bir grup asker ve başlarında subaylarıyla köye dönmüşlerdi. Askerler, hemen Atatürk ve yanındakilerin misafir edileceği çadırları kurmağa başlamışlar ve güvenlik için çalışmalar yapmışlardır. Ayni günden itibaren, bütün köylü hep beraber, hızlı bir mıntıka temizliği yapmış, ne olur ne olmaz, belki gezerler diye, bütün sokaklar, tertemiz süpürülmüştü.
Hava soğuktu. Çadıra mangallar konmalıydı. Balıkesir’den mangallar getirtildi. Gelen haberlere göre “Gazi Paşa kahve içecekti. Kahve kül ısısında pişmeliydi” Her şey hazırdı. Son anda fincanların eksik olduğu fark edildi. Hemen Balıkesir’de temin edildi.
7 Şubat günü bütün evler, pırıl pırıl temizlenmiş, herkes yıkanmış, paklanmış, bayramlıklarını hazırlamıştı.
8 Şubat sabahı gün ışır ışımaz bütün köylü meydandaydı. Bekliyorlardı. Sanki masaldı anlatılanlar. Anafartalar’da oğullarının kumandanı, Yunan işgali yıllarında, ismini hasretle andıkları kurtarıcıları geliyordu. Gerçekten o mu geliyordu acaba? Masal mıydı?
Köylüler yola dökülmüştü. Herkes Balıkesir yönüne doğru bakıyordu. Bekçinin ve görevli askerlerin defalarca uyarmalarına, çekişmelerine rağmen herkes yolun üzerindeydi.
Birden çok uzaklardan bir toz bulutu fark edildi.. Geliyorlardı.. Gazi Paşa geliyordu.. Muhterem Refikaları Latife Hanım Efendi geliyordu.. Kazım Karabekir Paşa geliyordu.. Ali Hikmet Paşa geliyordu. Misafirler geliyordu. Ne uzun yolmuş..Zaman geçmek bilmiyordu..
Nihayet geldiler. Otomobiller durdu. Misafirler toz gözlüklerini çıkardılar. Gazi Paşa ayağa kalktı.. Alkışlar, haykırışlar yeri göğü inletiyordu. Meydana doğru yürüdü.. çadıra girmeden dışarıda oturmak istediğini beyan edince hemen dışarı sandalyeler konuldu. Hemen kahveler ikram edildi. Zaten toz bulutu fark edilince cezveler mangala sürülmüştü.
Herkes, karşıdan bakıyor, kimse yaklaşamıyordu. Atatürk’ün işaretiyle halk yaklaşmaya başladı. Bu arada, Latife Hanım, küçük bir çocuğu yanına çağırdı. Adını, yaşını, kimin kızı olduğunu sordu. Bu arada Atatürk de, yanında oturan köy muhtarı ile konuşmaya başladı. Aralarında şöyle bir konuşma geçti:
Atatürk – Muhtar, oldukça yaşlısın. Güngörmüş birine benziyorsun. Hiç muharebeye katıldın mı?
Muhtar – Evet, 93 Muharebesine katıldım paşam..
Atatürk – Ben de oradaydım. Beni görmedin mi.?
Muhtar – Hadi be, sen o zaman daha ananın karnında bile değildin..
Atatürk bir kahkaha atar,
Atatürk – Bir daha söyle..Bir daha söyle..
Muhtar – Yo.. Söylemem artık..!
Atatürk gülmeğe devam eder. Hatıra olarak, toplu fotoğraf çektirirler ve oradakilerle vedalaşarak, otomobillerine binip Edremit istikametine doğru yola devam ederler.
Atatürk’ün Gökçeyazı’ya gelişi yaptığı ilk köy gezisidir.,. Daha Cumhuriyet kurulmamıştır. Balıkesir’de halkın kendisini tanımasını istemiş, halkın fikirlerini, öğrenmek istemiştir. Gökçeyazı’da ise köylü ile temas etmek, ihtiyaçlarını görmek, onların fikirlerini, duygularını öğrenmek istemiştir.
Atatürk 8 Şubat 1923’ten sonra da, 15 Nisan 1934’de Edremit’ den Balıkesir’e gelirken ve 25 Haziran 1934’de İran Şahı ile beraber Balya üzerinden Çanakkale’ye giderken de Gökçeyazı’dan geçmişlerdir.”
ÇEVRE İÇİN AĞAÇ DİKEN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER.
1962 Gökçeyazı İlkokulu Bahçesine ağaç diken öğretmenler. Ahmet Işık ve M.Hayati Köseley.
Burada okul bahçesine kavak ağacı dikiliyor. Daha önce dikilen kavak ağaçları kesilerek satılıyor. Okulun ihtiyaçları buradan karşılanıyor.
Bu ağaç dikiminde ben 4. sınıftaydım. Çok iyi anımsıyorum. Dikilen her kavak fidanını kim getirip diktiyse o öğrencinin adı veriliyordu.
Kavakları 4 ve 5. sınıf öğrencileri dikmişti.
Doğaya verdiğimiz her minicik emek bile kocaman ağaç oluyor.. Nasıl da güzel bir duygudur o..
Bahçeme diktiğim zeytin ağacımın her yıl üzerinden aldığım üç beş zeytinin tadı muhteşem.
Gölgesinde duran kuşlar..Börtü böcekler.. Ve vicdansızların anlayamadığı o toprağa verilen emekler..
Emeğin ürüne dönüştüğü hasat..
Başarmanın mutluluğu..
İnsan olmanın , insan kalmanın coşkusuyla doğaya , ağaca, çiçeğe, böceğe ve son zamanlarda bilim insanlarının bizleri canhıraş uyardığı ARILARA teşekkürler.
Arılar olmazsa , soyları tükenirse , bitkilerde tozlanma olmuyor akıllılarım.. Tozlanma olmayınca ürün de olmuyor..
E o zaman hep birlikte beton kemiririz gariiii..
Gökçeyazı İlkokulu öğrencileri öğretmenleri Mehmet Hayati Köseley ile birlikte. 1963 yılı. Gökçeyazı Belediye Başkanı Yakup Yılmaz , kardeşlerim Raif ve Zeki bu fotoğrafta yer alıyorlar.
Siyah beyaz fotoğrafların geriye bıraktığı anların güzelliğini görmenin keyfi ve hüznü bir başka oluyor.. Arkada görülen kavak ağaçları daha sonra kesilip satıldı.. Okulumuza soba alındığını anımsıyorum. Çevresi için öğrencileriyle birlikte emek verip doğaya armağan bırakan öğretmenlerin , öğrencilerin anısına bile saygı yok artık.. Altın diye kudurmuş gibi doğanın bağrını deşen makineleri ve o damperli ,paletli kamyonları gördükçe kederim daha çok artıyor.
Elin agası gelip ülkemin doğasını yok edecek ve bizler bunu izleyeceğiz öyle mi ?
İLİÇ ders olmadı mı ?
Biz de sesimizi yetkililere ve etkililere duyurmak için yasal haklarımızı kullanacağız . Bizlerin feryadını duyup çare olmayanların çoluk çocuğu da bu topraklarda yaşayacak.. Siyanürlü sudan onlar da içecek.. Nasıl dayanacaksınız bunca eziyete ?
Evlatlarımız en kıymetlimiz..
Kıymetlerini bilmeyecek miyiz evlatlarımızın?
E o zaman kıyametimiz gelsin !.
Canım ablam baba dostum çok güzel anlatmış sın
Sana sağlıklı bir ömür diliyorum???? ❤
Çok güzel anlatmışsınız.
Tebrikler ????♥️
Değerli öğretmenim, değerli kalem arkadaşım, değerli hemşerim; dert aynı olunca, dermanını da sizin gibi anlatan olunca üzülmemek elde değil. Ergama’dan GÖKÇEYAZI’ya, ATATÜRK’ün ilk ziyaret ettiği köy ünvanı ile adını duyurduğumuz bu verimli ovayı İLİÇ ve BALYA gibi yapmak istiyorlar. KESİNLİKLE HAKLI MÜCADELEMİZE devam edeceğiz.Elinize, aklınıza ve kaleminize sağlık. Kutluyorum.
Atatütk sonraki yıllarda Gökçeyazı Köyünde köy çocukları ve köylülerle yaptığı konuşmaları en mutlu olduğum günlerdendi diye anlatmışlardır Balıkesir’deki Atatürk Evinde de bu fotoğraf vardır O gün Latife Hanım’ın oturduğu sandalye de Atatürk Evinde bu fotoğrafın yan tarafında sergilenmektedir Fotoğrafda Atatürk’ün ve Latife Hanımın mutlulukları objektife yansımıştır Anılarına saygı ve minnetle