AKP iktidarı özellikle İstanbul ve Ankara belediye başkanlarını çalıştırmamak için elinden geleni yapıyor.
Partili cumhurbaşkanının belediyelerin yasal borçlanmalarına iktidara bağlı olan kamu bankalarından kredi verdirmeyerek ciddi bir finans engeli çıkarması yetmiyormuş gibi şimdi de Ankara BB başkanı ve ekibine rüşvet iftirasında bulunuluyor.
Daha acı olanı ise iftiranın tetikçiliğini CHP’de milletvekilliği yapmış olan Sinan Aygün’ün yapması.
Peki, kimdir bu Sinan Aygün:
1998’de Ankara Ticaret Odası başkanıdır (ATO)
2008’de Ergenekon’dan gözaltına alınıp 13 gün sonra serbest bırakılır…
Evinde yapılan aramada nakit 2,5 milyon AVRO para bulunur…
2011- 2015 CHP Ankara milletvekilidir.
Milletvekilliği bitince müteahhitliğe geri döner.
Rüşvet hikâyesi “TOGO ikiz kulelerle” ilgili inşaatının mühürlenmesiyle başlar.
İnşaat ruhsatını Ankara önceki dönem BBB belediye başkanı Melih Gökçek vermiştir.
İnşaatta proje değişiklik yapılmıştır.
Mimarlar odasının inşaatta yapılan proje değişikliğine itirazını mahkeme kabul edip inşaatı durdurma kararı verince Mansur Yavaş da inşaatı mühürler.
Bunun üzerine Sinan Aygün karşı saldırıya geçer ve kendisinden 25 milyon rüşvet istendiğini iddia eder.
Nedense aklıma Bülent Arınç’ın tam da o tarihlerde söylediği “Ankara’yı parsel parsel sattılar” deyişi geliverdi.
Soru (1) : Mansur Yavaş rüşvet alacaksa bunu Sinan Aygün’den alacak kadar cahil mi?
Soru (2) : Milyon dolarlara sahipken ve ATO gibi çok önemli bir kurumun başkanıyken kendisi için çerez parası bile olmayan milletvekilliği maaşı için mi milletvekili oldu?
Yoksa dokunulmazlık zırhıyla korunmak için mi?
Gelelim başlıktaki Enver Aysever haklı çıktı meselesine:
2011 milletvekili seçiminde gazeteci yazar Enver Aysever CHP’den milletvekili olacaktı.
İlk sıralara konulması bekleniyordu ne olduysa Ankara için seçilemeyecek bir yer olan 11.sıraya konuldu.
O da adaylıktan çekildi.
Aysever’in adaylıktan çekilme nedeni; seçilemeyecek yere konulmasından değildi.
Onun itirazı Sinan Aygün’ün CHP milletvekilliğini hak etmeyişineydi.