Korku…Ne kadar çok korkuya odaklanırsak bedensel enerjimizi o kadar fazla tüketiriz. İster istemez içinde bulunduğumuz pandemi sürecini arttırıyor . Bunu daha verimli nasıl çözebiliriz, buna bakmak lazım . Tedbir ve önlemleri alacağız . Bütün kurallara uyacağız. Korku yerine de sevgiye daha çok yer verelim hayatımızda. Sevgi ile şifalandıralım bu süreci.
Kendimize vermiş olduğumuz fakat tutamadığımız sözlerimiz vardır . Mesela spora başlayacağım diyoruz. Ama bir türlü başlayamıyoruz. Ya da bugün diyet yapacağım diyoruz . Diyete uygulayamıyoruz. Bunun gibi sözleri tutamadığımız da enerjimiz çok daha aşağılara düşer. Çünkü aklımız hep bunlara takılı kalır . Söz verdim ama yapamadım düşüncesini oluşturmak , enerjiyi düşürür.
Kullanmadığımız ama evimizde tuttuğumuz pek çok eşya var. Bir gün lazım olursa gardıroplarımızda tuttuğumuz elbiseler gibi … Bu tür eşyalar yer kaplar, yoğun bir karmaşıklığa yol açar. Bundan dolayı enerjimizi tüketir. Bolluk enerjisi evlerimizde çok rahat dolaşamaz. Daha rahat bir ev ortamında enerjimiz de daha da yükselecektir .
Başkaları hakkında yaptığımız eleştiriler, suçlamalar, yargılar ile o kişiyle bağlantı kurmuş oluyoruz. Hem bilinçaltımızda bağlantı kurarız. Hem de bir enerji bağı kurarız. Yaptığımız bu eleştiri, suçlama ve yargılar ile kendi frekansımızı aşağıya düşürürüz. Çünkü karşı tarafın düşündüğümüz negatif enerjisi bize ulaşır . Bizdeki pozitif enerjiyi de karşı tarafa göndeririz. Böylelikle enerjimizi tüketmiş oluruz. Yargıladığımız bir durumun başıma gelmeyeceğinin garantisi yok bu dünyada. Herkesi olduğu gibi kabul etmenin önemini anlamalıyız. Enerjimiz de bize kalsın.
Görüşmek istemediğimiz ama ayıp olur diye görüştüğümüz kimseler de enerjimizi tüketiyor . Ya onlar üzülecek diye ya da bizim bir beklentimiz varsa bunun gibi nedenlerden dolayı bu kimselerle yine de görüşürüz. Görüşmeyi zorunlu koşmak enerjimizi vakum gibi çeker . Oysa ki içinizin dışımızın bir olması en güzelidir . Bu kimselere hayır demek istiyorsak bunu hiçbir bahane aramadan yapmalıyız. Akrabalarımız ile bile görüşmek istemiyorsak bunu dürüstçe karşı tarafa da belirtelim . İlişkilerimizde sevgi dengesini kuramıyorsak görüşmenin de bir anlamı olmaz.
Geçmişimizde affedemediğimiz olaylar , kişiler çok fazla enerjimizi tüketiyor. Çünkü belli zamanlarda affedemediğimiz ne varsa bu konulara geri dönüşler yapıyoruz . Geri döndüğümüzde negatif enerji ile , geleceğe de negatif tohum atmış oluruz . Hem de düşündüğümüz anda negatif duygular üretiyoruz. Bu öfke, kin , nefret gibi olumsuz duygular olabilir . Her biri bizden enerji çalar . O yüzden sevgiyle affetmek en güzeli. Ve onları geçmişte bırakacağız. Affetmezsek kendimize zarar verdiğimizi unutmayalım .
Evimizde ertelediğimiz tadilat gibi bir takım işler de kafamızı kurcalar. Eksik kalan yönleri gördükçe sinirlenebiliriz, öfkelenebiliriz. Bu süreçte evde kalmaya devam ettikçe eksiklikleri tamamlamakta fayda var.
İstemediğimiz içinde yer aldığımız projeler … Mesela çocuğunuzun okulda bir toplantısı var . Siz de bu toplantıda yapılacak işlerden sorumlu olarak seçiliyorsunuz. İstemiyorsunuz ama sorun çıkarmamak için kabul ediyorsunuz. Ya da işleriniz yoğun olsa da patronlarımızın ya da iş arkadaşlarımızın yapar mısın ricalarını kıramayız. İstemeyerek üzerine aldığımız işler enerjimizi tüketir. İşte bunu gibi durumlarda hayır demesini bilmeliyiz .
Sevmeden yaptığımız işler, okuduğumuz bölümler ömrümüz boyunca enerjimizi tüketir . Severek keyifle çalıştığımız işlerde mutluluk kendiliğinden gelir . Bunu çevremize de yansıtırız . Bolluk ve bereket de beraberinde hayatımıza akmaya başlar .
Yapamadığımızı ya da başaramadığımızı düşündüğümüz her türlü düşünce , altta yana yetersizlik hissinden dolayı girişemediğimiz iş vardır . Neden? Çünkü korkarız. Eyvah ben onu yapamazsam , başaramazsam dediğimiz durumlar vardır . Bu durumlar aklımıza geldikçe hep yapacağımızı düşündüren senaryolar üretiriz. Baştan işe girişmeden bitirmemize de neden olur olumsuz düşüncelerimiz. Büyük bir cesaretle o işe başlasak belki de çok büyük başarılara imza atacağız . Belki başarısız olacağız ama önümüze bir başka yol açılacak . Deneyim kazanmadan bilemeyiz değil mi?…
Hayatımızdaki keşkeler de yok değil. Keşke yapsaydım , keşke oraya gitseydim , keşke söyleseydim gibi … Ah bu keşkeler hep bizi geçmişe götürür . Pişmanlık duygusu yakamızı bırakmaz. İşte hepsi enerjimizi alıp götürür. Geçmişe tutunmadan , keşke demeden yaşamayı bilelim . Keşke yerine iyi ki şu ana dek hayatımda yaptıklarımı gelene getirdim ki şu anki akla sahip olmuşum demeyi öğrenelim.
Mutsuzluğumuzdan dolayı gösteremediğimiz performans … Diyelim ki akşam çok sevdiğiniz bir yerde eşinizle birlikte yemeğe gideceksiniz . Gündüz eşinizle bir tartışma yaşadınız. Bundan dolayı da akşam yemeğe gitmekten vazgeçtiniz. Belki de işi inada bindirdiniz. Buna benzer durumlarda taşındığımız durumlarda kendimizi cezalandırırız. Başka bir olaydan yaşadığımız sorunu başka bir olaya taşımayalım . Yapacağımız güzellikleri geri çevirmeyelim. Kendimizi mahrum ettiğimiz güzellikler de enerjimizi tüketir .
İnsanlara çok fazla söz veririz de hepsini yerine getiremeyiz. Yaparım , ederim , hallederim gibi sözleri söylemek kolay ama yerine getiremeyince de enerjimiz düşüyor.
Bize karşı yöneltilen olumsuz yorumlara yanıt vermek istemeyiz. Karşı tarafı düşünürüz. İnsanları üzmek istemeyiz. Bu nedenlerle veremediğimiz yanıtlar bize başka insanlar mutsuzsa başkalarını da mutsuz etmek isteyen insanları hatırlatır . İnsanlar kendi eksikliklerinden dolayı başkalarını eleştirir, başkalarıyla dalga geçer .
Sağlığımız ile ilgili alıp da uygulayamadığımız kararlar , kendinizi suçlu hissettirir . O suçluluk duygusu da enerjimizi tüketiyor . Çünkü sürekli kendimizi yargılamaya başlarız. İç sesiniz olumsuz anlamda konuşur.
Enerjimizi düşürmeden , frekansımızı hep yukarıda tutmak bizlerin elinde . Keyifli ve sevgi dolu bir hayatı hepimiz isteriz değil mi? Her pozitif düşüncemiz,ağzımızdan çıkan her olumlu kelime ve cümle , hissettiğimiz her güzel duygular frekansımızı arttırır. Başkaları için düşündüğümüz olumlu hisler , kendimiz için gerçekleştirdiğimiz olumlu eylemler de keza öyle .
Aklımızdan sürekli geçen düşüncelerle enerjimizi düşürmeden , çocuklar gibi anı yaşadığımız , onlar gibi hiç enerji kaybı yaşamadığımız , sürekli mutlu, sürekli keyifli hatta çevremize neşemizi, enerjimizi saçtığımız sağlıklı günler umudu ile yazımı sonlandırıyorum . Güzel kalpli insanlara selam olsun …