BASİAD Başkanı Selçuk Savaş 2024 yılını değerlendirirken 2025 yılı ile ilgili beklentilerini açıkladı. Savaş, Balıkesir iş dünyasının en büyük endişesinin, ekonomik istikrarsızlığın devam etmesi ve finansmana erişim sorununun çözülememesi olduğunu vurguladı.
Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BASİAD) Başkanı Selçuk Savaş’ın değerlendirmeleri şöyle:
“ 2024, finansal zorlukların etkisiyle iş dünyası için son derece zorlayıcı bir yıl oldu. Yüksek enflasyon yalnızca fiyat seviyelerinde bir artış yaratmakla kalmadı, aynı zamanda iş yapış biçimlerini ve piyasa kurallarını da yeniden tanımlayan bir dinamik haline geldi. Döviz kuru üzerindeki baskı dış pazarlarda pek çok sektörde rekabet avantajımızın zayıflamasına yol açarken bu durum hem ihracatçı firmaları hem de onların tedarikçisi konumunda olan KOBİ’leri zor durumda bıraktı.
Anket sonuçlarına göre 2024 yılı genelinde her dört işletmeden üçü finansmana erişimde zorluk yaşadı. Neredeyse her iki işletmeden birinin iş hacmi daraldı. Bununla birlikte özellikle yüksek faiz oranları, krediye erişimi daha da güçleştirerek işletmelerin likidite yönetiminde sorun yaratmaya devam etti.
2024, işletmelerimizin önemli bir bölümünün maliyet ve finansman baskıları nedeniyle daha temkinli hareket ettiği bir yıl oldu. Bu durum da ekonomide güven ortamının yeniden tesis edilmesinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
2025 HEM ZORLUKLAR HEM DE FIRSATLAR BARINDIRAN BİR GEÇİŞ YILI OLABİLİR
Ekonomi yönetimi, orta vadeli planlar açıklamış olsa da enflasyonu düşürme ve finansmana erişimi kolaylaştırma konusunda daha somut adımlar bekleniyor. Şeffaf ve tutarlı bir ekonomi politikası, düşük faizli kredi imkanlarının artırılması ve KOBİ’lere yönelik destek paketlerinin uygulanması gerekiyor. 2025 yılında toparlanma, uygulanan politikaların etkisine bağlı olacak.
Hiç kuşkusuz bu zorlu dönemde riskler kadar fırsatlara da odaklanmalıyız. Türkiye’nin coğrafi avantajları, Avrupa ve Orta Doğu ile ticaret ilişkilerinde rekabet gücümüzü artırabilir. Ancak bu potansiyel yalnızca lojistik avantajlarımızla sınırlı kalmamalı. Dijitalleşme ve yeşil dönüşüm süreçlerini hızlandırarak orta ve yüksek teknoloji ile katma değerli ürün ihracatında atılım yapmalıyız.
Enflasyonla mücadelede bugüne kadar atılan adımlar kalıcı bir başarı sağlamak için yetersiz kaldı. Enflasyonun kontrol altına alınması için daha sıkı para politikaları ve yapısal reformlar şart. Bununla birlikte üretim maliyetlerini düşürecek teşvik mekanizmalarının devreye alınması ve vergi sisteminde adaletin sağlanması da gerekiyor.
Ücret artışlarının çalışanları memnun etmesi ve alım gücüne gerçek bir katkı sağlayabilmesi için ise enflasyon-faiz-kur sarmalından çıkış yolunu bulmalıyız. Çünkü ücret artışlarının alım gücü ile refaha katkısını artırmak ancak enflasyonun kontrol altına alınması ile mümkün. Yüksek katma değer üretemediğimiz her süreç, bizi asgari ücret ekonomisine mecbur bırakıyor.
Üyelerimizin geri bildirimler alıyoruz. Bu bildirimlere baktığımızda Balıkesir İşletmelerinin yüksek maliyet ve beraberinde finansmana erişim sorunları yaşadığını görüyoruz. Ciro artışları ise enflasyon etkisiyle nominal bir yükselişi ifade ediyor, reel büyüme hâlâ oldukça sınırlı. Balıkesir iş dünyasının 2025 yılı endişesi, ekonomik istikrarsızlığın devam etmesi ve finansmana erişim sorununun çözülememesi. Yüksek faiz oranları ve enflasyonist baskı, işletmelerin likidite akışını zayıflatıyor ve büyüme planlarını sekteye uğratıyor.
Balıkesir özelinde bölgemiz istihdamı ve nitelikli teknik eğitim için Merkezdeki köklü Endüstri Meslek Liselerimizin fiziki yapı sorunun çözülmesi, TOKİ aracılığı ile OSB kaynaklı dış göç konusunun planlı yönetilmesi, bölgesel destekleme sistemi açısından Balıkesir genelinin 3. Bölge destekleri kategorisinde yer alması, firmalarımıza proje ve sektörel içerikli destekler konusunda ivme kazandıracak organizasyonel girişimlerin arttırılması hususları bizlerinde yakından takip edeceği bölge talepleridir.”
