Hiç şüphe yok ki !
Balıkesir ilinin coğrafi konumu ve doğal zenginlikleri;
Turistik ürün açısından, çok önemli destinasyonları (varış) bünyesinde barındırmaktadır.
Kısaca, Balıkesir, turistik ürün açısından, farkındalıklarıyla ön planda olan bir bölgedir.
Sorun, bu değerleri; sürdürülebilir akılcı turizm politikalarıyla yöneterek , gelecek kuşaklara taşınabilmesini sağlamaktır.
Turizm odaklı, bölgesel kalkınmada, yerel yönetimler, devletin diğer organlarına göre daha fonksiyonel olmak durumundadırlar.
Çünkü, turist; konaklama işletmesinden dışarı çıktığında, yerel yönetimler olgusu ile karşı karşıya kalmaktadır.
Yani çevre :
Çevre; bir turizm bölgesinde, özne olan insanın yüklemidir. Hatta tümlecidir.
Yüklemsiz bir cümle; anlamsız ve karma-karışık olur..
Yani, siz içeride ne kadar iyi olursanız olun, bölge imajını asıl belirleyen, çevredeki doğal varlıklar ve sosyo-kültürel değerlerdir.
Bu nedenle;
Yerel yönetimlerin sorumluluk ve yükümlülükleri daha fazladır.
Turizm odaklı bölgesel kalkınmada;
Bölgeye olan talep motivasyonlarında, asıl belirleyici olan doğal kaynaklardır.
Buradan hareketle;
Edremit Körfezi özelinde,olayı değerlendirdiğimizde;
Kazdağları; turist taleplerinin yönlendirilmesinde, motivasyonu en yüksek olan doğal bir varlıktır.
Bu nedenle;
Doğal kaynakların, diğer kurum veya kişiler tarafından, farklı amaçlar doğrultusunda kullanılması aşamasında;
Yerel yönetimlerin, yasal olarak sorumluluk alanları dışında olsa dahi, düşüncelerini ve tepkilerini ortaya koymak zorunlulukları vardır.
Yani ; Kazdağları ve Madra Dağları, altın tüccarlarına, parsel parsel ruhsatlandırılırken,
Sizler;
Fuarlarda şov yaparak, turizmden bahsedemezsiniz..
Sizler, yine bu fuarlarda ;
Elli tür peynir çeşidi bulunan Balıkesir’i anlatırken,
Peynir’in ham maddesi olan, sütü verecek olan hayvanların, beslenme alanlarının yok edilmesine seyirci kalamazsınız.
Sizler, yine bu fuarlarda;
Zeytin ve onun altın sarısı olan yağını anlatırken,,
Zeytinliklerin, yavaş yavaş yok edilmekte olduklarına seyirci olamazsınız.
Sizler; yine bu fuarlarda;
Edremit Körfezinde, turizmi geliştireceğiz derken;
Öte yandan, Akçay Sulak Alanlarını, imara açmak için, ortak işbirliği içerisinde hareket etmiş olamazsınız. Ve bunun ,doğru bir proje olduğuna da , halkı inandıramazsınız.
Yani siz;
Bölgelerin taşıma kapasitesini göz önüne alarak, sürdürülebilir projelere yönelebilirseniz, turizme daha çok katkı sağlamış olursunuz.
Demem o ki yani siz;
Doğrudan fuarlara katılmak yerine;
Geleceğe yönelik, izdüşümü olan, düşüncelerde ve projelerde olmalısınız
Fuar çalışmalarını; turizm birlikleri, turizm dernekleri ve sektör temsilcileri çok daha iyi yaparlar.
Yani:
Siz bilirsiniz!?
Elinize yüreğinize sağlık Dursun bey, tespitlerinize katılıyorum. Körfezde ki yerel yönetimler Kazdağlarını ve Madra\′yı altın madenlerinin istilasına, Akçay sulak alanının imara açılmasına ve zeytinleri kesip avm yapmaya kalkan zihniyete sessiz kaldıkları sürece fuarlarda boy gösterip kentini ve ürünlerini pazarlaması samimi gelmiyor. Yerel yönetimler bölgede ki ekoloji mücadelelerine kayıtsız şartsız destek vermelidirler.