Elbette duyanlar bilenler vardır ama ben duymamıştım. Ta ki Cem Seymen’in programına kadar…
İbretlik bir de hikâyesi var…Anlatacağım…Biraz bekleyin…
Elmas ipliğe bizimkiler “Asil yün” diyorlar. Batıdaki ismi “moher yün”…
Oldukça kaliteli bir yün iplik; bir o kadar da değerli…
En kaliteli kazaklar, paltolar, perdelikler, döşemelikler altın iplikten yapılıyor. Fiyatlar el yakan cinsten olsa de her malın bir alıcısı var tabi…
Bir zamanlar “altından bile değerli” dedikleri elmas iplik katma değeri yüksek bir ürün. 1980’lerin sonuna kadar Türkiye dünyada ilk sırada…
Ancak ne olduysa oluyor 1980’den sonra her sektörün başına gelen tiftik keçisi yetiştiricilerinin de başına geliyor ve 30 yıl içinde lider olduğumuz sektörde küme düşüyoruz. Ayaş’ta tiftik keçisi yetiştiren sadece bir aile kalmış. Onların elindeki 1200 keçi de olmasa sıfıra sıfır elde var sıfırız!
Biz küme düşüyoruz da peki lider kim?
Lider Güney Afrika…
İyi de 800 metre rakımda yetişen bu hayvan Güney Afrika’ya nereden gitmiş?
Bizden!
Artık hikâyeyi anlatma zamanı geldi.
Osmanlı Sultanı Abdülhamit bir vesileyle (7) Ayaş tiftik keçisini Güney Afrika başkanına hediye ediyor. Görünüşleri zarif, oldukça alımlı sanki topluca kuaföre gitmişlerde tepeden tırnağa bütün yünlerini perma yaptırmışlar gibi…
Kıvır kıvır, bembeyaz keçiler…
Altı üstü sarı altın olan ama halkı fukaralıktan kırılan G. Afrikalılar; “Batılılar altınımızı bize vermiyorlar, altını biz çıkarıyoruz, bizim topraklarımızdan çıkıyor ama biz dokunamıyoruz.” bile deyip bizim elmas iplik madeni olan tiftiklere var güçleriyle sarılıyorlar… Öyle ya bizim tiftikler de beyaz altın…
İsteseler yüksekte otladıkları için etleri de oldukça lezzetli olan keçileri kesip kendilerine bir ziyafet çekebilirler ama yapmıyorlar.
Bizim bilemediğimizi kıymeti G. Afrika biliyor. Keçileri kesip kendilerine güzel bir ziyafet çekmek yerine besleyip büyütüyorlar, çoğaltıyorlar ve para kazanıyorlar.
Abdülhamit’in hediye ettiği 7 keçiden binlerce sürü elde eden G. Afrika tiftikte dünya lideri oluyor…
Önemli olan değerlere sahip olmak değil, değerleri koruyup geliştirebilmek…
Bizim Kars kaşarına benzeyen Fransa’nın dünyaca ünlü “COMTE PEYNİRİ” 13. asırdan beri üretiliyor. Sadece üretilmekle de kalmıyor üstüne koya koya büyütülüyor ve dünyada bir numara konumuna geliyor…