Orhan Koloğlu’nun “Sosyal Demokrat Değişim” Dergisi’nde yayınlanan makalesinden (syf:72) bugüne de ışık tutacak bir alıntı yapacağım:
Cahit Kayra’yla ilgili…
C. Kayra nazar değmesin 103 yaşında. Maliye Bakanlığında Müfettişlik, Gelirler Genel Müdürlüğü Müşavirliği yapmış bürokrat, yazar ve siyaset adamı.
1973’te CHP’den milletvekili ve Ecevit hükümetinin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı. Birçok kitabı, araştırması, makalesi var.
Benim kendisini tanımam birinci kitabımı (CHP Mİ? AKP Mİ?) yazarken oldu. Cumhuriyet Ekonomisinin öyküsünü anlattığı “1923-1950 arası Devletçiliğin Altın Yılları” kitabını okumuştum. İyi bir araştırma kitabıydı. Çok yararlandım.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Varlık Vergisi toplanırken yabancılara yaşatılan sıkıntılarla ilgili farklı şeyler söylüyordu.
Ancak o uygulama Türkiye’nin üzerinde bir kambur olarak kaldı. Neyse, konumuz o değil. Kitabımda ayrıntılı olarak ele aldım. İlginç olaylar olmuş.
Cahit Kayra CHP’de milletvekilliği ve bakanlık yaparken aynı zamanda MYK üyeliği de yapmaktadır. Toplantı öncesi bir kitabı dikkatlice incelediğini gören arkadaşı kitabı işaret ederek; kimin der?
Kayra arkadaşına bakar; çok birikimli, çok güçlü, önemli birisinin…
Arkadaşı daha da heyecanlanır. Kaç delegesi var? Nerede bulurum?
Kayra güler. Kitabın yazarı; Batılı, önemli bir siyaset adamı ve düşünürdür.
Yıllar sonra bu olayı şöyle anlatır: “İnanmayacaksınız ama arkadaşım kitabı nerede bulabilirim demedi, adamı nerede bulacağını sordu. Bu partide delegeye hâkim olamazsan ağzınla kuş tutsan nafile. CHP delegelik sisteminden kurtulmadan ne gerçek demokratik bir örgüt yapısına, ne liyâkat sahibi nitelikli kadrolara kavuşabilir. ”
Olay yaklaşık 50 yıl öncesinde yaşanmış…
Nasıl? Tanıdık geldi mi?