Şaşırmışlar..
Gerçekten ne dediklerinin farkında değiller..
Adam profesör..
Adı lazım değil..
Diyor ki:
“Kızların ilk doğum için en uygun yaşı 12’dir.”
Fesüphanallah!..
Elinden tutup parka götürdüğümüz çocuk…
Barbi bebekleri olan çocuk..
Kötülüklerden, sapıklardan koruduğumuz o çocuk..
Çocuk onlar yahu.. Daha çocuk be!..
Bu memlekette Medeni Kanuna göre evlilik yaşı onsekiz..
Hadi bir adım daha gidin!..
Değiştirin yasayı… Onsekizi de 12 yapın..
Tamammm!..
Olmaz değil ha..
Bu millet aymadıkça, uyanmadıkça olur.
Allah aşkına TV’de konuşulacak konumudur?..
Gerçekten şaşırmışlar.
Bir başkası..
O da profesör..
Mikrofonun açık olduğunu unutuyor.
Sırıtarak zihnindekini kusuyor.
“Çaktırma..Kızların resmini de görüyoruz”
Hem de Gazi’nin adını taşıyan üniversitede görevli..
Yakışıyor mu?.
Nerede kaldı liyakat?..
Adamın fikri neyse zikri de o..
Daha birkaç gün önce..
Elli kişiyi götürmenin çığırtkanlığı yapıldı bu memlekette..
Ayrışma nerelere geldi bakar mısınız?..
Kin, nefret, tehdit..
Kullanılan dil, nefret söyleminden de öte..
Biz bu filmin değişik bir versiyonunu canlı olarak 45 sene önce gördük ve yaşadık!..
Ama o ne?.
RTÜK Başkanı provokatöre sahip çıktı iyi mi?..
Allah Allah..
Yine bir başka zıpçıktı..
Utanmadan , sıkılmadan..
Pervasız ve küstahça..
Karınızı, kızınızı bizden nasıl koruyacaksınız buyuruyor…
Bir dakika, hop, çüş falan diyen yok ha..
Hem de “bizden nasıl koruyacaksınız” diyor.
Biri elli kişiyi götürüyor, diğerinin gözü dönmüş halde kadına, kıza sarkıyor.
Kendi gibi düşünenleri temsilen hemde..
Hadi..
Bir denesene..
Abidin hayat da olsaydı..
Vallahi billahi kabağın resmini çizemezdi!.
Bir başkası..
Bir diğeri..
Öteki, beriki..
Hiç fark etmiyor.
Al birini vur öbürüne..
Örümcekli kafalar..
Gerici zihniyet..
Ne derseniz deyin.
Dikkat ediyor musunuz?..
Hep aşağısı yukarıya hükmediyor!..
Bakın..
Kimi profesör kılığında, kimi gazeteci kılığında, kimi provokatör kılığında..
Ve bunlar istedikleri gibi TV’lerde ahkam kesiyor!..
İdare edenlerden ise “tık” yok!..
Bir Twett için ortalık ayağa kalkıyor ama..
Neden?..
Neden acaba?..
Soruyorum.
Bu tür densizlikler neden çağdaş, modern, dünya ile entegre olmuş, ileri görüşlü, aydın insanlardan değil de hep “din kisvesi” altında “abuk sabuk” tiplerden geliyor?.
Ve maalesef ekranlar aracılığı ile topluma enjekte ediliyor; edilmesinede göz yumuluyor, hatta sahip çakılıyor.
Neden acaba?..
Bir düşünün lütfen..
Uyuyanlar uyanın..
Uyanık olanlar , uyuyanları uyandırın.
Bakıp da görmeyenler.. Görüp de görmezden gelenler,duyup da sağır rolüne yatanlar..
Gözünüzü, kulağınızı dört açın..
Bu mesele “parti” meselesi değil..
Bu mesele “memleket” meselesi..
Senin, benim değil..
İçselleştirmenin alemi yok!..
Hepimizin memleketinin ortak meselesi.
Mustafa Kemal’in gençlere emanet ettiği bu güzelim vatanın çağdaş, modern bireylerinin ortak meselesi…
Aklıma geldi.
Bir arkadaşım bundan 13 yıl önce bir devlet büyüğümüz ile yaptığı özel sohbetten çok önemli bir cümle aktarmıştı..
Ne konuştunuz , anlatsana dedim.
Hepsi özel ama abi söylediği şu cümleyi aktarabilirim. Dedi ki:
“Dikkat!.. Eksen kayıyor”
Hoşça kalın..