Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (GÜNMARSİFED), ekonomi yönetimi ve piyasa koşullarının, iş dünyası ile topluma etkilerine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, ” 23 Kasım’da şahit olduğumuz kur istikrarsızlığının sonuçları ekonominin işleyişini durduracak nitelikte olmuştur. Bizler iş insanları olarak bu tabloda önümüzü göremiyoruz. Ekonomi biliminin gerekliliklerine uygun piyasa yönetimi anlayışının benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizin, piyasa dinamikleri dışında, geçmişte denenen ve başarısız sonuçlar alınan yöntemler ile kaybedecek zamanının olmadığını düşünüyoruz.” denildi.
7 DERNEK VE BİN ŞİRKET
Çatısı altındaki 7 dernek (BASİAD, ÇASİAD , BANSİAD, BİSİAD, BAGİAD, BANGİAD veTÜSİAD) ve bini aşkın şirketi temsil eden GÜNMARSİFED’in yönetim kurulu tarafından yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Dünyanın zor bir dönemden geçtiğini hepimiz biliyor, kabul ediyoruz. Bir tarafta Covid-19 pandemisi diğer tarafta siyasi gerilimlerden mülteci krizine, iklim değişikliğinden gelir adaletsizliğine kadar pek çok sorun önümüzde duruyor. Bu zorlu konjonktürde ekonomi biliminin açıklayamadığı yöntemler ile ekonomi politikaların oluşturulması belirsizliği artırıyor.
Bizler, ülkesinin sorunlarına çözüm üretmek için gönüllülük esasıyla bir araya gelmiş Güney Marmara’nın en büyük bağımsız ve gönüllü iş dünyası örgütü olarak, 7 dernek ve bini aşkın şirketi temsil ediyoruz. GÜNMARSİFED üyesi iş insanları olarak her geçen gün üyelerimizin genel ekonomik gidişata ilişkin duydukları ortak kaygının sesini iletmek arzusundayız.
Bir ekonominin sağlıklı işleyişi ve refah üretebilmesi için ‘kur istikrarı’ temel unsurdur. Döviz kuru ekonomideki mal ve hizmet alışverişlerini mümkün kılan fiyat oluşumunun temel öğesidir. Kurlardaki istikrarsızlık ticaret esnasındaki fiyat oluşumuna imkân vermediği için üretim, iç piyasadaki alışveriş ve dış ticaret durma noktasına gelmiştir. Mali kesimdeki işlemler beklemeye geçmiştir. Reel sektör ve mali sektördeki bu aksamalar, istihdam ve yatırımları olumsuz etkileyeceği gibi, gelir dağılımında da ciddi bozulmalar yaratacaktır.
“ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ”
23 Kasım’da şahit olduğumuz kur istikrarsızlığının sonuçları ekonominin işleyişini durduracak nitelikte olmuştur.
Bizler iş insanları olarak bu tabloda önümüzü göremiyoruz. Ekonomi biliminin gerekliliklerine uygun piyasa yönetimi anlayışının benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizin, piyasa dinamikleri dışında, geçmişte denenen ve başarısız sonuçlar alınan yöntemler ile kaybedecek zamanının olmadığını düşünüyoruz.
2001 krizi sonrası uygulanan politikaların çok başarılı olduğunu ve bunun sonucunda 2002-2013 yılları arasında ülkemiz, GSYH’sının 12.500 dolara kadar çıkarak, Orta Gelir Tuzağı’nı aşma noktasına gelmiş olduğumuzu anımsarsak, yapılması gerekenler çok açıktır. Merkez Bankası başta olmak üzere kurumlarımızın bağımsızlığını yeniden tesis edecek hukuki düzenlemelerin yapılmasını, adil, şeffaf, hesap verebilir ve liyakat esaslı bir anlayış ile direnci artırılmış, öngörülebilir bir ekonomi politikasının hiç vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi talep ediyoruz.
“ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAYA HAZIRIZ”
Ülkemizin üretim ekonomisi temelli krizden çıkış yolculuğunda demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletini güçlendirmesi, güçler ayrılığını, denge ve denetleme mekanizmalarını yerli yerine oturtması, yargının tam bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü tesis etmesi yani demokratik reformlar ile güven ve istikrarın yeniden sağlanacağını düşünüyoruz. Ülkemizin ekonomik ve demokratik reformlar ile yazacağı yeni hikâyede çözümün bir parçası olmaya hazırız.
Memleketine ve topluma güvenen iş insanları olarak sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”