ÖNERİ: https://youtu.be/M57Fi19vcSI yazıyı okurken linkteki müzik size eşlik edebilir.
(Yazının sonuna da aynı öneriyi koydum ama genel olarak sona en son bakarız)
Bir önceki yazımızda motivasyonun bizi hedefimize ulaştıracak bir güç olduğunu söyledik. Bu güç kendimizden gelebilir ya da hayatımızda yer alan birçok etken bu gücü tetikleyebilir.
Tüm gelişimimizde olduğu gibi kilit nokta her zaman biziz…
Neden?
Çünkü hayatımız bize ait, bu hayat yolculuğunda ne kadar kendimizi tanırsak istediklerimize o kadar kolay ulaşabiliriz. İstediğimizin ne olduğuna karar verdik (hedef belirledik) fakat buraya gitmekte sorun yaşıyorsak işte bu noktada bizi götürecek güce ihtiyaç duyuyoruz.
Ne dersiniz, nasıl canlanır bu güç ya da nasıl oluşur, aslını sorarsanız herkes için tek bir reçete var. Kendimizi dinlemek ve tanımak…
Çoğu zaman hayatımız hep bir varış noktası, hep bir son diye düşünürüz. Oysa hayat bir süreçtir, öncelikle bunu fark etmek gerekir.
Hayatın bir süreç olduğunu görebiliyorsak ikinci aşamaya geçebiliriz.
Motivasyonu düşük bireyler; genel olarak ya olumsuz sonuçlara ya da benliklerindeki yetersizliklere odaklanırlar.
Odağımız her zaman benliğimizdeki yeterlilikler olmalı. Şöyle ki iyi ve kötü düşüncelerimizde yer alıyor. Düşüncelerimizde yer alan kötüye odaklanırsak kötüyü, iyiye odaklanırsak iyiyi çoğaltmaya başlarız. Karar verin hangisi hayatınız da daha fazla olsun istersiniz.
Hangi konularda iyiyim, iyi yönlerimi nasıl geliştirebilirim düşüncelerine odaklanmak ve bu fikirlere kafa yormak motivasyonunuzu artıracaktır.
Üçüncü aşama ise hayatımızda olanlar ve olmayanlar. Genelde hayatımızda hep olmayanlara odaklanıp niye böyleyi sorgularız. Motivasyonumuzu artırmak için hayatımızda olanlara odaklanıp nasıl güçlendirebileceğimizi sorgulamalıyız. Olmayanları düşünüp ah vah etmek motivasyonumuzu düşürecektir. Bundan dolayı olanları hedeflerimiz doğrultusunda nasıl kullanabileceğimizi öğrenmek motivasyonumuzu artıracaktır.
Bir film repliği der ki; “Dünyanın sana ne sunduğu değil, senin dünyaya ne kattığın önemlidir.”
Kendinize inanın yapabileceğinize, başarabileceğinize, başardığınızda olacaklara inanın. Şöyle düşünebilirsiniz;
Fatih Sultan Mehmet kendisine ve askerlerine inanmasaydı, İstanbul’u fethedebilir miydi?
Kanunu Sultan Süleyman, Mimar Sinan’a inanmasaydı muhteşem mimari eserler ortaya çıkar mıydı?
Thomas Edison’a annesi inanmasaydı, başarabilir miydi? Bu konuda binlerce örnek verilebilir ama en esaslı örnek Mustafa Kemal Atatürk’tür. Düşünün ki işgale uğramış bir ülke, önde gelen dünya ülkeleri kâğıt üzerinde yaptıkları paylaşımları uygulamaya koymuş, ülke yöneticilerinin bile vazgeçtiği durumda Mustafa Kemal önce kendisine sonra Türk Milletine inanarak başarmıştır.
Mustafa Kemal’in başarılarının altından motivasyonumuzu artıracak bir unsur daha bulmamız gerekir ise o da umuttur. Umut ederseniz içinizdeki eylem gücü artar, motivasyonunuz artar. Bu durum sizi kazanabileceğiniz yola çıkarır. Bunun tersi düşünceler ise umudunuzu kaybettiğiniz anda ortaya çıkacaktır.
Düşüncelerimiz toparlamak gerekir ise;
* Kendimizi tanımak,
* Benliğimizdeki yeterliliklere odaklanmak,
* İçimizde iyi olduğunu düşündüğümüz yönleri bulup çoğaltıp güçlendirmek,
* Kendimizde var olan yeterliliklerimizi süreçte nasıl doğru kullanacağımızı bulmak,
* Başarı da model aldığımız kişilerin hayatlarını okumak,
* Umut etmek, umudu hiçbir zaman bırakmamak,
Bu aşamalar bizim içsel motivasyonumuzu artıracaktır. Tabii ki bu alanda binlerce çalışma yöntem ve deneyim bulunmaktadır. Bu çalışma ve deneyimlerin kilit noktalarından bir tanesi de dili doğru ve etkin kullanmaktır. Dil düşüncelerimizi ifade tarzıdır, yani beynin ortaya koyduğu üründür. Bundan dolayı düşüncelerimizi ifade ederken dili yukarıda sıraladığımız kriterleri destekleyecek nitelikte kullanmak önemlidir.
Anne Shirley filminde der ki: “Büyük hayalleri ifade etmek için büyük kelimeler gerekir.”
* Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür…
* Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür…
* Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür…
* Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür…
* Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür…
* Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…
* Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür..
Mahatma GANDHİ
Gandhi’nin de söylediği gibi dili doğru kullanmak gerçekten hayatımızın her noktasında çok etkilidir. Kendimize söylediklerimiz, çevremize söylediklerimiz içsel motivasyonumuz için çok ama çok büyük önem taşır.
İçsel motivasyonumuz için son olarak şunu eklemek istiyorum, kendinizin asla küçük değersiz ve yetersiz olduğunuzu düşünmeyin. Değişim için gerekli olan kendinizde, düşünce şeklinizde başlatabilmektir. Bu da kendinize değer vererek olur.
Fark edilmek için çok küçük olduğunu düşünüyorsan, kapalı bir odada bir sivrisinekle uyumayı dene. ( Afrika Atasözü )
ÖNERİ: https://youtu.be/M57Fi19vcSIyazıyı okurken linkteki müzik size eşlik edebilir.
Başarılı bir yazı kaleminize yüreğinize sağlık ?