Sn. Hulusi Akar,
Yıllarını bilgili, çağdaş, Allah ve kul korkusu olan bireyler yetiştirmeye adamış bir eğitimci ve bir asker eşi olarak, sözlerinize dair bir paylaşımda bulunmak isterim.
Sözlerinizde geçen; “Eğitimin amacı bilgi edinmek değildir, eğitimin amacının Allah korkusu ve kuldan utanmak olması gerektiği” ifadenizi saygıyla karşılıyorum, ancak eğitimin çok daha geniş bir perspektifte ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
Eğitim, bireyin hayatı boyunca doğru ve etik değerler edinmesini sağlayan bir süreçtir. Bu bağlamda, eğitim sadece bilgi edinmekle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda bireyin hem bilimsel hem de ahlâkî gelişimine katkıda bulunmalıdır. Bilimsel eğitim, bireylerin dünyayı anlamalarını, eleştirel düşünmelerini ve sorun çözme becerilerini geliştirmelerini sağlar. Hayatın her alanında bilimsel bilgi ve düşünce sistemi vazgeçilmezdir.
Ancak, eğitimde sadece bilimsel bilgiye odaklanmak yeterli değildir. Bireylere ahlâkî ve manevi değerlerin de kazandırılması çok önemlidir. Bu değerler, bireyin topluma karşı sorumluluklarını, etik kararlar alabilme yetisini ve toplumsal düzeni koruma bilincini geliştirir.
Dolayısıyla eğitim dengeli olmalıdır; hem bilimsel bilgiyi hem de ahlâkî değerleri içermelidir.
Örneğin:
Fen Bilgisi ve Biyoloji derslerinde sadece ekosistem ve biyolojik süreçler öğretilmez, aynı zamanda çevreyi koruma sorumluluğu ve vatan toprağının kutsallığı gibi değerler de öğrencilere aşılanır.
Tarih dersinde tarihsel olayların yanı sıra adalet, insan hakları, özgürlük ve barış gibi evrensel değerler vurgulanır.
Matematik derslerinde ise öğrenciler sadece problem çözmeyi değil, doğruluk, dürüstlük ve titizlik gibi ahlâkî değerleri öğrenirler. Öğrenci, problem çözerken hile yapmamayı ve ahlaka uygun çalışmayı da öğrenir.
Halk oyunları, beden eğitimi ve müzik gibi derslerde takım çalışması, dürüst rekabet ve paylaşma erdemi öğretilir.
Fen bilimlerinde, genetik mühendisliği ya da yapay zeka gibi ileri teknoloji konuları ele alındığında bu teknolojilerin toplumsal ve etik boyutları tartışılır.
Altını çizmek isterim ki, eğitimde bilimsel ve ahlâkî değerlerin dengeli bir şekilde verilmesi çok önemlidir. Öğrencilerimize sadece bilgiyi değil, doğru karar alma, vicdanlı olma ve topluma faydalı olma değerlerini de kazandırmalıyız
Eğer ezbere dayalı eğitim sisteminden uzaklaşıp, yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi teşvik eder,
eğitim programlarını buna göre düzenlersek, çağdaş dünyayla yarışan, sorumluluk sahibi, Allah korkusu ve kul hakkına saygı duyan bireyler yetiştirebiliriz.
Sonuç olarak, bizim hem bilimsel bilgiyle donatılmış hem de vicdanlı bireylere ihtiyacımız var. Bu iki unsur, birbirini tamamlayan ve birlikte işleyen süreçlerdir. “Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için çalışan” bireyler yetiştirmek, toplumumuzun geleceği için kritik bir hedeftir.
SERPİL GÜLEÇYÜZ