“Sanat halkı, halk sanatı çağırır ve besler’ diyor ya S.Eyüboğlu, kendini besleyemeyen kalabalığın sanattan, dolayısıyla düş ve düşüncesini harmanlayacak olan birikimlerden haberi yok bugün. Kendi toplumumuzdan yola koyulduğumuzda sosyal süreçlerin bileşkesinin hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz; doğa yaratırken biz kırıp, döküp tüketiyoruz. Tarihin derinlerinden gelen kültürümüzü anlamakta bile zorlanıyoruz. Bilimsel alana baktığımızda uygarlığa katkımızın olup olmadığı tartışılır. Toplumsal alana bakıldığında, her siyasi iktidarın değiştirip biraz daha yozlaştırdığı eğitim sistemi çıkıyor karşımıza. Bilgilenme hakkı elinden alınan insan, içgüdüsel davranışlara itiliyor. Sunulanla yetinmek zorunda kalıyor. Kültürün odağındaki dil’in çok çok önemli bir anahtar olduğundan habersiz olarak tüketiyor ömrünü. Okumasına izin verilen kadar biliyor sadece. Din bilimine, sosyolojiye, biyoloji ve psikolojiye, ekonomi ve teknolojiye, tarihe, etnolojiye, antropolojiye, güzel sanatlara vb. ulaşma gereği bile duymuyor. Ona yapılan aşının biricik işlevi istenilen konumda ve itaatkâr olarak kalmasıdır. Salt seçim zamanında birileri tarafından belirlenen zatlara oyunu atarak yurttaşlık görevini yerine getirdiğini sanıyor.
Makinalaşan insan kendinden uzaklaştığı oranda kalabalığa da yabancılaşıyor. Her ediminden mekanik tıkırtılar çıkartarak salınıyor sokaklarda. Aşk da mekanikleşiyor; yani sevmek, sevişmek, üzülmek, acımak vb. Buraya kadar yazdıklarım içinizi kararttı, biliyorum. Şimdi karanlığı gücü oranında ışıtan, bu uğurda özveriyle çalışan Edremit Lisesi Mezunlar Derneği’ne değineceğim kısaca.
Başkan Hülya Orhan Budak ve yardımcısı Sinan Tortum liderliğinde, bir kültür odağı konumuna gelen dernek edebi söyleşilerden çeşitli panelleri, resim-fotoğraf sergilerini etrafını aydınlatarak yürüyüşünü sürdürüyor. Dernek yönetiminde bulunan Jeolog Yahya Bey’in depremler konusunda verdiği konferansların ne denli önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Tiyatro kolunun sorumlusu Cengizhan Aras’ın yönetiminde ortaya konulan tiyatro oyunları Şükrü Tunar Kültür Merkezi’inde halka sunuluyor. Geçen yılın Aralık ayında gerçekleştirilen Kitap Fuarı’nda, ülkemin çeşitli kentlerinden katılımcıların yer alması, bu fuar işinin Belediye Kültür müdürlüğü ile birlikte daha oylumlu ve uzun süreli olarak yapılabileceğinin göstergesi olması açısından önemlidir; şöyle ki; aracılara milyonlarca lira ödeme yapmadan da bu iş ortaya konulabilir. Yayıncıların Pazar arayışı düşünüldüğünde böylesi bir fuara koşa koşa gelirler.
Ayrıca Belediye ve Dernek koordinatörlüğünde, üniversite öğrencilerine burs verilmektedir ki bir öğrenci için bunun önemi ortadadır. Pınarbaşı Köyü’ne (mahallesine) dernek güdümünde açılan Kültür Sanat ve Doğa Farkındalığı Merkezi Çiğdem Çimen’in sorumluluğunda köy çocuklarına eğitim bağlamında yardımlar sunmaktadır.
Eğitimin paraya indirgendiği bir dönemde, böyle bir merkezin köy çocuklarına derslerinde ve kitap edinmelerinde yardımcı olmanın anlamını varın siz düşünün.
Yönetim kurulunda bulunduğum derneğimizin kültürel çalışmalarından kıvanç duyuyorum. Bu bağlamda özveriyle çalışan Başkan Hülya Orhan Budak’a, Sinan Tortum’a, Ergün Beye ve yedek üyelerimize sonsuz teşekkürler ediyorum. Yerel seçimlerden sonra Belediye Kültür Müdürlüğü’nden ayrılan, her etkinliğimizde bize yardımcı olan Cumhur Dokur’u sevgi ile anıyorum.
