Edremit / Memlekette kitap fuarının mimarı Kamil Saka başkanı anmadan geçemem. O davudi sesiyle yaptığı konuşma hala belleğimde durur.
” Sevgili Edremitliler, değerli konuklar , Sabahattin Ali evini aldık, düzenledik.”
” Atatürk Evini sizler ve gelecek kuşaklar için aldık, onardık. ”
Kamil Saka başkanımızın yaptığı hizmetler elbette bu kadar değil. Onları da daha geniş olarak başka bir yazıda anlatmak , boynumuzun borcu olsun. Ancak , az şey değildir bu yapılanlar. Edremit halkına kültürel anlamda yapılan hizmetleri anımsatmak adına not düşeyim buraya. Edremit Kitap Fuarı etkinliği ile Körfeze yeni bir soluk getirdi. Edremit kültürünün değerlerine sahip çıkmak adına yaptığı çalışmalarla Kamil Saka başkanımız gönlümüzde ve belleğimizde duruyor. Saygı ile selam olsun.
Kaybolmaya yüz tutmuş 40 Edremit Türküsünü notaya alan Zeki Çiçek beyi anmak vefa borcumdur. Türkülere hayat veren ozanların değerlerlerini bilmenin keyfini yaşıyoruz. Onların hayatımıza kattığı , duygular, sevgiler, zarif sözcüklerle seslerin , sazın ahengine renk verişini belleğimize almak erdemini yakalamaktır asıl olan. Edremit / Çamcı Köyü ozanı İsa Çetin bey bestelemiş. Ünlü sanatçımız , türkülerin sazı , avazı Tolga Çandar okumuş. Efeler efeler , bizim efeler. Dinlemeyenler için anımsatmadır bu sözlerim.
Edremit Kitap Fuarının genel koordinatörü olan, gazeteci Necdet Saraç bey ve eşi , tarihçi Birsen Temir Saraç hanımefendinin çabalarını anmamak haksızlık olur. Kitap ve kültürümüz adına harcadıkları emeğe, okurlara daha güzeli sunmanın koşuşturmalarında onların ayak izleri alanın her yanında vardı. Bu işin mutfağındaki eziyeti onlar çekiyorlar. Hem de her yazara, yüz yüze , gönül , gönüle koşarak gidiyorlar. Sıcağın bunalttığı o açık fuar alanında , akıtılan terlerin geleceğimizi aydınlatması umudumu hiç yitirmedim. Bu güzel insanlara , özverili çabaların sahibi Necdet Saraç ve Birsen Temir Saraç çiftine , emeklerini helal etmelerini isterim. Denizin kıyısında , sıcakların alazında , koşturmak , alın teri dökmek burada yazmak kadar kolay değil.
Edremit kitap fuarlarında sizlerle birlikte çalışan , Edremit Belediyesi görevlilerine minnettarım. Genç kardeşlerin emekleri unutulmaz. Hepinize kolay gelsin. Daha nice kitap fuarlarında buluşmak dileğimiz olsun.
Edremit Belediye Başkanı Salman Hasan Aslan’ın konuklarına bu yıl CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. Kısa süren bu birlikteliği ben izleyemedim. İzleyenlerden dinlediğim kadarıyla , kısa olan konuşma ve sohbetin daha kapsamlı olmasını isteyenler çoğunluktaymış. Bir genel başkan olarak , halkın içinde daha uzun kalsaymış , anlatılacaklar çokmuş. Dostların dilekleri genel merkez ve milletvekillerinin daha kapsamlı ve sorunlara çözüm bulucu çalışmaları yapmaları yönünde. Kaz Dağları için daha çok emek verilsin diyorlar. Sonuç alıp, altıncıları Çanakkale / Kirazlı Köyü / Balaban Tepe’den çıkarana kadar buralarda halkın içinde olsun diyenler çok. Ben buradan diyvereyim de , yapıp yapmamak onların elinde garii.
Ayaklı Gaste kitabımla okurlarımızla buluşmanın keyfini yaşarken , gelen konukların konuşmalarını dinlemek ayrı bir güzellik oldu. Kitap Fuarı’nda dolaştığım yazarlarımızla kısa sohbetlerin tadı bile bir başkaydı. Edremit Kitap Fuarı’nın ilk gününde ben imzada yer almadım. İkinci gün yerel yazarların arasındaydım. İlk kitabım olması açısından heyecanım çoktu.Evlatlarım , kardeşlerim , sevenler, eş dost, komşular , sınıf arkadaşlarım beni yalnız bırakmadılar. Emek verdiğiniz , çaba gösterdiğiniz kitabınız çocuğunuz gibi olur diyen yazarlara , şimdi hak verdim. İlk kez bir kitapla ortaya çıkmanın heyecanını yerel yazar arkadaşlarımla paylaşmak , onlarla birbirimizi yüreklendirmek adına söyleştik. Ayaklı Gaste kitabım denemelerin yer aldığı , daha çok gazetelerde ve dergilerde yayınlanan köşe yazılarından oluşuyor. Kitabımla ,öyle çok iddialı değilim. Kendimce doğruları , gerçekleri, gözlemlerimi , özlemlerimi, yazdım.Beğenmeyen okumasın diye de bir tavrım var .
Benden söz ederken gazeteci Coşkun Yaman şöyle diyor “kendine özgü üslubu ile yazar “. Günlük yaşamımızdaki konuşmaları ve Balıkesir şivemizi kullanmayı çok severim. O nedenle , halkın gündelik yaşamında sıkça kullandığı sözcükler , benim yazılarımda çok daha fazla yer alır.O sözcükleri kullanmanın keyfine doyamam.Balıkesir 24 saat ile yazar ilişkimizin başladığı günlerde , yazılarımı okuyan tanışlardan sıcacık tepkiler aldım. Aynı anneannem gibi dedin , aynı teyzem gibi yazdın. Balıkesir şivemizi çok fazla kullandığım zaman hiç rahatsız olmam. O kadar güzel sözlerimiz var ki , başka sözcük oraya o kadar yakışmaz. Beğenmeyen okumasın gariii…
Sinan Meydan eşi Özlem Meydan ve küçük kızları ile memleketime , Edremit Kitap Fuarına gelmişler. Çocuklarla gezip , üretmenin keyfini yaşayan Meydan ailesi ne kadar şanslı. İnsanlara verdikleri o anlamlı bir mesaj bence. Aile birliği ve evlatlarına düşkün anne – baba. Meydan ailesine sevgiyle ve gururla bakıyor insanlar. Komşum, eşiyle de tanıştım diye bana övgüyle söz ediyor.Sinan Meydan’a ve Özlem Meydan’a teşekkür anlamında. Meydan ailesi ile tanışmamız bir kaç yıl öncesine dayanıyor. Sinan Meydan beyin kızları ile torunum akran sayılırlar. Çocukça coşkularını, anne ve babaları ile birlikte gezmelerinin keyfiyle imzaya ayrı bir renk katıyorlar , sıcacıklar. Sinan Meydan o engin tarih bilgisi ve üretkenliğiyle insanı hayrete düşürüyor. Bunca kitap yazmak için ne kadar çok çaba harcıyor, meraklanmamak elde değil. Tüm kitaplarını aldım ve imzalılar. Torunlarıma kalacak mirasımın en önemli değerleri imzalı kitaplarım.
Atatürk Etkisi kitabını okumayan kalmasın diye geçiriyorum içimden. Neleri başaracağız o zaman , hayal etmeye başlıyorum. Ulusal bilincimizin pekişmesi ve değerlerimizin korunması açısından çok önemli eserler yazdı . İyi ki varsınız Meydan ailesi. Her pazartesi günü Sözcü gazetesinde ikinci sayfanın tamamını dolduran yazıları kaleme almak, tarihin doğrularını yazmak büyük sabır işi. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı belgeleri ile nelerin anlatılmadığını onun kitaplarını okuyunca daha iyi algılıyorsunuz. Unutturulmak istenenleri gözler önüne cesurca seren , bize gerçek tarihimizi belgelerle yazan genç yazarımıza kolaylıklar diliyorum. Bu Pazartesi Sözcü gazetesinde yazdığı ” Unutturulan Tayyare Bayramı ” yazısını okumayanlar çok şey kaybederler.
Sinan Meydan, 2 Eylül 2019 günki yazısında diyor ki ; ” 30 Ağustoslar, 1926’dan itibaren “Zafer ve Tayyare Bayramı” olarak kutlandı. Genç Cumhuriyet, 1925-1945 arasında uçak fabrikaları kurdu. Fakat 2. Dünya Savaşı sonrasında yerli- milli uçak sanayiden vazgeçildi. 1950’lerde uçak fabrikaları kapatıldı. İşte bu süreçte “30 Ağustos Zafer ve Tayyare Bayramı”nın “Tayyare” kısmı da unutturuldu. “Atatürk Etkisi” kitabının arka kapağındaki bu iki cümle çok öğretici. ” Atatürk’ten sonraki 65-70 yıllık karşı devrime rağmen Türkiye Cumhuriyeti’ni bugün hala dimdik ayakta tutan şey ” Atatürk Etkisi”dir. “Atatürk Etkisi” yaşanmış, bitmiş , dünde kalmış,tarih olmuş bir etki değildir; bugün hala canlıdır, diridir , yepyenidir ve hala kurtarıcı niteliğini korumaktadır.”
Atatürk Etkisi ile içimizdeki yaşayan o umutları canlı ve diri tutuyoruz. Başaracağız. Başarmalıyız. Çünkü , biz Mustafa Kemal’in Askerleriyiz.1919’da başardık. 2019’da başarmak için çok daha güçlü ve çok daha kalabalığız.Teşekkürler Sinan Meydan. Meydanlarda Atatürk ile bizlere anlattıklarınızı unutmayacağız.Atatürk Etkisi ile milyonlarca gencimizle, bu topraklarda var olacağız. Türk gibi davranıp “Yurtta Barış , Dünyada Barış ” diyen ulu önderimizin tam bağımsız Türkiye için başardığı devrimlerinin ışığı bizleri aydınlatıyor.
Ne Mutlu Türküm Diyene.