MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ( YADEM ) Yabancı Dil Eğitimi Merkezinde müdür yardımcısı olarak göreve başlayalı iki yıl olmuştu. Uygulamalı kitap yazma projesini kaldığı yerden ben devam ettirecektim. Müdürümüz rahmetli Haşim Cerit bey , Mesut Yılmaz’ın yanına baş danışman olarak atanınca , müdür yardımcısı olduğum birimine müdür olmuştum.
İngilizce, Almanca ve Fransızca kitaplarını yazacak komisyonlar ben atanmadan önce kurulmuştu. Yabancı uzmanlarla birlikte çalışılıyordu. Dünya Bankasının eğitime verdiği destekle başlayan bu projenin sürdürülmesinde proje Ankara merkez okulları ve bazı iller seçilmişti.
Her ay bir ünite yazılacak, üniteler pilot okullarda okutulacak. Her ünite sonunda aksayan yönler ve eğitime yansımaları göz önünde tutularak asıl kitap üniteleri düzenlenecekti. Yıl sonunda hazırlanan tüm üniteler birleştirilerek kitaplar basılacaktı.
Almanca başlayalı bir yıl olmuştu. Fransızca ders programı yazılıyordu. İngilizce komisyonu da kurulmuş program hazırlıkları başlamıştı.
Fransızca kitaplarının basımından sonra , Fransa Kültür ve Eğitim Bakanlığı bana kültür bursu verip Paris ve çevresindeki okulları gezip görmem için 15 günlüğüne Paris’e davet etmişlerdi. Çok özel çabalarımızla, tüm arkadaşlarımla başarmanın keyfini yaşıyorduk. Önce onlar Fransa’ya gittiler. Ardından ben Selma hanım ile birlikte Fransa’nın okullarındaki eğitim ve öğretimi izledik. Gezdik , gördük. Gözlemlerimizi ve izlenimlerimizi hem Milli Eğitim Bakanlığımıza hem de Fransız Kültür müdürlüğüne birer rapor halinde yazıp gönderdik.
Bu çalışmanın sonunda emeğimizin karşılığını fazlasıyla almanın gururunu yaşıyorduk. Kitap basılıp elimize geldiğinde üzerine atılan imzalar ve dilekler bugün güzel bir anı belgesi olarak kitaplığımın ve yüreğimin en güzel yerinde duruyor.
***
Fransızca komisyonu için her kademede okulların seçimi yapılacaktı. Çok iyi bölge, orta bölge ve gecekondu bölgesi okullarından seçimler için Ankara kazan bizler kepçe okulları seçmeye çalışıyorduk. Yeni atandığım müdürlüğün sorumluluğu ile görevimi yerine getirmek için çok çabalıyorum.
Proje başladı. Komisyonlar harıl harıl çalışıyorlar. Her ünite sonuçlarını YADEM de değerlendirme toplantılarını branş öğretmenleri ile birlikte yapıyoruz. İlk kez yazımı ve hazırlığı bu şekilde yapılan kitaplarla çalışmalarımız büyük takdir topluyor. Yıllardır kitapları ve programı değişmeyen Fransızca kitabının değişmesinden Fransız Kültür Müdürü çok memnun oluyor.
Fransızca kitaplarının emektarları olan arkadaşlarıma buradan selamlar olsun. Muhteşem bir çalışma ekibi , gece yarılarına kadar özverili çalışmalarıyla başarıyı hak eden değerli öğretmenlerimiz. Prof. Ayşe Kıran , Semiha Hazneci, Eser Güler, Ayten Eltetik , Nusret Tüzün ve Selma Yumuşak öğretmenlerim anılarda yaşayan güzelliklerle anılıyorsunuz. Sağlıcakla olun..
Mamak, Altındağ , Çankaya ilçeleri ve çevresini karış karış dolaşıyor , okul müdürlerine projeyi ve yapılacak çalışmaları anlatıp , okul seçimlerini yapıyordum.
Fransızca öğretmeni arkadaşlarımla okulları tespit için Altındağ ilçesindeki Çinçin denilen bölgede okul arıyorduk. Kalabalığın arasından geçerken o bölgede oturan şoförümüz yardımcı oluyordu.
– Müdürüm , Kemal Sunal bizim Çinçin’de film çekiyor. Bizim birader de filmde rol almış. Mahallede şenlik var.
Adı da çok hoş, Düttürü Dünya. Çoluk çocuğun ağzından düşmüyor.
Düttürü Dünya.
Biz Altındağ ilçesindeki okuldan vazgeçip Mamak ve Çankaya ilçelerindeki okullardan seçimlerimizi yapıyoruz.
Düttürü Dünya.
Bu başlığa takılıp kaldığım uzun yıllar olur.
Okullara üniteleri götürürken şoförümüz bize filmi anlatıyor sanki. Dün şöyle çekmişler , bugün burada çekeceklermiş. Kardeşlerimin de filmi oldu desem kimse inanmaz.
Çinçin şenlikte , bizimkiler de artist oldu ya..
Ankara’da çekilen Düttürü Dünya filminin o yıllarda en çok Ankara’da izlendiğini buraya not edeyim.
Kemal Sunal’ın insanın içini en çok acıtan muhteşem filmlerinden birinin adı.
Arkadaşları ona takılıyorlar, dütdüt..
Dütdüt Mehmet.
Ankara’da Çinçin bağları bölgesindeki gecekonduda çekimler yapılmış.
Çinçinliler gönüllü olarak filmde rol almışlar.
Yoksulların, yaşama direnenlerin kasıp kavurlduğu can acıtan görüntülerinin muhteşem bir dille anlatıldığı film.
Yönetmen Zeki Ökten. Oyuncular Kemal Sunal ( Dütdüt Memed) , Jale Aylanç , Cezmi Baskın , Ayberk Çölok, Güzin Çorağan ,Orhan Çağman , İhsan Yüce, Selçuk Uluergüven, Sema Önür, Şebnem Gürsoy,Erdal Gülver, Yaşar Cemil Akın, Birsen Dürülü, Zaim Güven.
Filmin başrol oyuncusu Kemal Sunal Düttürü Dünya filmi ile 1989 yılı Ankara Uluslararası film yarışmasında En iyi erkek oyuncu ödülünü kazanmıştır.
Düttürü dünya.
Özürlü oğlu ve iki kızı ile yaşamın kıyısında hayata tutunmaya çalışan klarnet ustası bir müzisyeni canlandırıyor rahmetli Kemal Sunal.
Gece pavyonda klarnet çalıp , sabaha karşı evine dönen bir baba..
En büyük tutkusu kaset çıkarıp , kendi besteleriyle ünlenip daha çok para kazanmak..
Ankara’nın pavyonlarda gırnatasını çalarak ekmek parası kazanan bir baba.
Bir pavyon gırnatacısının ayakta kalma ve yoksullukla mücadelesinin filmi.
Acı acı gülmek işte tam burada filmin özüne dokunan sahnelerle dolu.
Evin yükünü taşıyan karısı , bir sahnesinde şöyle söylüyor.
– Her akşam , sen kadınlarla , vur patlasın çal oynasın. Öttür dur. Evde ne oluyor senin haberin bile yok !.
Düttürü dünya..
***
Düttürü dünya dönedursun , zamanlar su misali akıp gidiyor, ve ben yıllar sonra anılarla yolculuğu yazarken takılıp kalıyorum. Şimdiki zamana dönmek bile istemiyorum. Son günlerin can sıkıcı ekonomik depremlerinin altında eziliyor sabit geliri olan işçiler, asgari ücretliler , emekliler ve işsizler.
Trakyalı Hüsmen ağanın dediği gibi diyeyim de gülümseyen olur belki..
Üj bej maaş alanların gıkı çıkmıyor. Keyifleri gıcır.
Tereyağının kilosunu 100 TL olduğunu öğrenince şaşkınlığımı üzerimden zor atıyorum.
Yazmaya başladığımda asgari ücret henüz belirlenmemişti. Sabaha belli olur belki..
Dolar , dolsa nolur dolmasa nolur diyenin kulaklarını çınlatalım bari..
– Dolar dolmayı sürdürüyor , Avro da önden koşturuyor , ekonomistler şaşkınlıklarını üzerlerinden atmış gibiler. Ha bire yorum yapıyorlar..Ekonomistim diye.
Bizim mahalledeki Salı Pazarı’nda tezgahların sayısı azaldı. Bakalım yarın nasıl olacak!.
Siyasiler konuşuyor , bizler artık onların hiçbirini dinlemek istemiyoruz ama , ne dediklerini de önemsiyoruz sanırım.
Adı lazım değil bir siyasimiz konuşuyor.
” – Asgari ücretle çalışmayanlar, asgari ücreti belirliyor.”
Günaydın , yeni mi duyuyorsunuz bunu ?
İnsanın aklı almıyor !.
“Asgari ücretle nasıl geçinildiğini bilmeyen ve yaşamayan bir öbek insan bu para ile geçinin diyor.”
“Bu bereketli topraklarda açlık sınırını baz alan açıklamalar yapıyorlar.”
El insaf.. Tok açın halini anlamıyor!.
Eyyy etkililer ve yetkililer duyun bu halkın sesini. Aç tavuk darı ambarını delermiş. Atasözlerinden ders çıkarın gariiii..
Rahmetlik anacığımın bir sözünü buraya not edeyim.
” Yaradanım kimseyi açlıkla , yoklukla terbiye etmesin”
Düttürü Dünya…