Olmak güzel de…
…
Ayranın yoksa içmeye?..
….
Paran varsa yardım yaparsın.
Hatta paran varsa bile İslam’ın beş şartından ikisini yerine getirebilirsin; Hac’ca gidersin, malvarlığına göre zekatını verirsin.
…
Paran varsa yoksullara, zorda olan akrabana yardım edersin…
Yeter ki paran olsun, dilediğin yardımı yapabilirsin.
…
Yoksa?..
Açlık sınırı ve yoksulluk sınırına aşamayan milyonlarca insan var ülkemizde.
Yaşadığımız büyük depremin ardından konteyner kentlerde hayatını idame ettiren, alt yapının gelmesi, inşaatların bitmesiyle, şehirlerinin-beldelerinin ayağa kalkmasını bekleyen milyonlarımız var ülkemizde.
Depremin hiç olmadığını düşünelim bu durumda dahi milyonların geçim sıkıntısı çektiği gerçeği var önümüzde.
…
Dünyanın vicdanı olmak iyi de..
Önce kendimize bakmamız, kendimizi iyileştirmemiz gerekmez mi?..
…
Küresel Yardım Raporu’na göre dünyanın en çok yardım yapan ülkesiyiz.
Geçiniz sayısız ülkeye yapılan yardımları sadece ve sadece en çok mülteciye ev sahipliği yapmış olmak bile bizi zaten dünyanın vicdanı yapmıyor mu?
Düşünün; dünyada yapılan tüm uluslararası yardımların 1/3’ünü Türkiye yapmış.
Dünyanın bir numarası ABD’den bile 2 milyar dolar fazla yardım yapmışız.
İngiltere’den, Japonya’dan, Almanya’dan kat kat fazla…
Dünyaya bu kadar yardım yapan bir ülkeysek hali refahta olmamız, ülke sınırları içindeki tüm vatandaşlarımızın dertsiz tasasız olması gerekmez mi?..
…
Cebinde paran yoksa eğer, önüne çıkan dilenciye 2 madeni para bile veremezsin.
Halin iyiyse, kendi evinin önünü süpürebiliyorsan, ayağını yorganına göre uzattığında bile sıcaktan vıcık vıcık terliyorsan yardım edersin başka diyarlara da….
Bir yıl geçti daha enkaz kaldıramadık; varımızı yoğumuzu yıkılan kentlere göndermemiz, her şeyimizle o bölgeye odaklanmamız gerekirken…
Kendi bahçemizi çiçeklendirmeden dünyanın haritada yerlerini bulamayacağınız ülkelerine yardım akıl karı mıdır allasen?..
…
Yokken vermek Allah’a mahsus.
Biz bunca yardımı nasıl ve neden veriyoruz böyle hesapsız?..
Gana, Zimbabwe, Sudan, Somali, Afganistan, Ukrayna, Mısır, Suriye, Burkina Faso, Eritre, Kongo, Gambiya, Moritanya, Mozambik, Mısır, Kamerun, Cibuti, Libya, Tunus, Tuvalu, Haiti, Filipinler, Kırgızistan….
Dahası var elimizin değmediği ülke yok…
İngiltere’ye, ABD’ye, Rusya’ya cami bile yaptı Türkiye.
Gerçekten gerekli mi bunlar?..
Ve ne kazanıyoruz ülke olarak bu jestlerden bir bilen var mı?…
Dış arena, içeriye benzemez, çıkar odaklıdır. Uluslararası politikada dünyanın vicdanı ol ya da olma kimsenin umrunda değildir… Yardım yaptığımız, ihya ettiğimiz bu ülkelerden Allah rızası için biri KKTC’yi tanısa ya… Var mı böyle bir örnek?
Kırgızistan’a 30 milyon dolar harcayıp 30 bin kişilik cami yapmak bize mi kaldı?..
98 ülkeye Ramazan kolisi göndermişiz.
Ama Kızılay depremde çadır sattı öyle mi?..
…
Dünyanın vicdanı olmak; cebinde para varsa, kendin mükemmel bir hayatın ortasındaysan amenna da…
Bir de kendi vicdanımızın sesi olsak.
Bir de önce aynaya baksak.
Önce deprem bölgesine oluk olup aksak!
Merkez Bankası Başkan yardımcısı 7 aydır kopan ekonominin bağlantılarını toparlamaya çalıştıklarını söylüyor.
Kaç 7 ay lazım bize?
Vicdanen?