Meksika’da var. ABD’de var. Şili’de var.
Kırgızıstan’da, Küba’da, Japonya’da var.
Macaristan’da, Hindistan’da var.
Kazakistan’da var.
Avustralya, Hollanda, Azerbaycan, Bangladeş, Romanya, Çekya, Afganistan’da var.
Türkmenistan, Polonya, Belçika’da var.
Yeni Zelanda’da var.
Dominik Cumhuriyeti’nde var.
İtalya, Makedonya, İsrail’de var.
Dünyanın her yerinde var.
Ya heykelleri, ya ismi verilen meydan-cadde ve parkları var.
Hastaneye ismi verilmiş, ilköğretim okullarına ismi verilmiş, meslek liselerine ismi verilmiş.
Mustafa Kemal Atatürk.
Dünyanın her yerinde saygın.
Dünyanın hiçbir yerinde durup durup heykeline saldıran manyak yok.
“Bugün Türklere kızıyoruz ama” deyip cadde ismini değiştiren yok.
Okullardan ismini söken yok.
Ne kadar saldırı varsa, burada; kendi yurdunda oluyor.
Heykellerine saldırılıyor.
İsmi şehir hastanelerinden, stadyumlardan siliniyor.
Müfredattan usul usul ayıklanıyor.
TC’ler silinirken bankadan, vilayetten; arka planda önemsizleştiriliyor.
Dünyanın her yerinde var.
Duydunuz mu, “İsrail’de Atatürk büstüne saldırdılar” diye bir haber?..
Kendi yurdunda, dört bir yanda saldırıya uğruyor.
Cuma hutbelerinde es geçiliyor, dualarda atlanıyor…
Yok sayılıyor planlı, usul usul…
İsmini silince, değinmeyince, konuşulmayınca “unutulacak” sanılıyor.
Her adım, tepki getiriyor. Her tepki O’na daha çok sarılmamızı sağlıyor. Daha bir koruma altına alıyoruz kalbimizde. İstenilenin tam aksi oluyor, daha bir büyüyor içimizde, daha bir okuyoruz hakkında yazılan kitapları, dünyanın bakışını, yaptıklarını…
O’nun kısa ömründe yaptıkları ile bugünün yapılmayanları ve yapılamayanlarına baktığımızda…
Dünyada en çok heykeline saldırılan ülkenin Türkiye olması, feslilerin baş tacı edilmesi, tarihçi geçinen meczupların zehir kusması tesadüf mü?..
“Keşke Yunan kazansaydı” diyen adam(!), Türkiye’de “bal gibi” “tarihçi” olarak geçinebiliyor.
Dünyanın sayısız ülkesinde inanılmaz derecede saygınlık gören Mustafa Kemal Atatürk, kendi yurdunda inanılmaz derecede saldırıya uğruyor.
Daha geçtiğimiz 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni anma töreninde yapılan duada Atatürk ismi geçmedi diye tepki gösteren ve törenden ayrılan Albay’a idari soruşturma açılabiliyor da “duada neden Atatürk ismi geçmediği” sorgulanmıyor.
O’na saldıranların ihtiyacı olan tek şey bilgi.
Okusalar, araştırsalar, dinleseler, tarihe baksalar anlayacaklar.
Körüklemeyle gidiyorlar.
10 Kasım’da fesliye gidiyorlar.
Bodoslama gidiyorlar.
Daha “Kemalizm” ne, “özgürlük ne”, “kurtuluş” ne bilmeden bumerang fırlatıyorlar.
Dönüp dolaşıp kendilerine vuruyor o bumerang.
Tutamıyorlar.
Tutamazlar.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’nin ve Cumhuriyet’in harcıdır.
Yok saymakla yok edil-e-mez.