1 Eylül Dünya Barış Günü idi. Çeşitli etkinlikler yapıldı ve barışın önemi üzerinde duruldu. Bizde bundan dolayı sohbet konusu olarak bu özel günü seçtik.
Önce savaş tarihinden ve barışın öneminden bahsedelim. Savaş ve barış ikiz kardeş gibidir. Her savaşın sonucunda mutlaka bir barış yapılır. Bu barış sürekli olmaz, adeta yeni bir savaş için toparlanma dönemidir. Dünyada devletler ortaya çıktıktan sonra sürekli savaşlar olmuştur. Devletler savaş üzerine kurulmuş ve hem yeni topraklar almak ve hem de elindeki toprakları korumak için sürekli ordular beslemişlerdir. Teknolojik üstünlüğü elinde bulunduran devletler diğer devletleri savaşla yenerek işgal etmişlerdir. Bu güçlü devlet zayıfladığı zaman ise başka güçlenen devletlerin yemi olmuşlardır. Bundan dolayı dünya tarihinde sürekli devletlerin sınırları değişmiştir. Hala da değişmektedir.
İnsanlık savaşlardan çok çekmiştir. Eskiçağda Hitit imparatorluğu ile Mısır imparatorluğu arasında yapılan Kadeş savaşında hiçbir taraf üstünlük sağlayamamış ve bir yazılı antlaşma yapılmıştır. Bu antlaşma Kadeş antlaşmasıdır. Dünyanın ilk antlaşması olarak kabul edilir.
Daha sonraki yüzyıllarda Hititler de Mısırlılar da dağılmışlardır. Yine antik çağda Roma İmparatorluğu ortaya çıkmış ve Akdeniz’in tüm çevresine hakim olmuştur. Dünyanın en uzun ömürlü devleti olmuştur.2153 yıl hüküm süren bu imparatorlukta 1453 yılında tarihe karışmıştır. 1206 yılında Asya’da kurulan Moğol imparatorluğu ise kısa bir süre içinde dünyanın en geniş topraklarına hakim olmuştur. Bu imparatorluk da 1360 yılında tarihe karışmıştır.
Teknoloji ilerledikçe savaş sanatı da gelişmiştir. Devletlerdeki tüm yenilikler önce ordular için yapılmıştır. Daha sonra bu yenilikler sivil toplumun hizmetine sunulmuştur. Sivil toplumda bu yeniliklerle üretim biçimlerini geliştirmişlerdir. Osmanlı imparatorluğu da 600 yıl hüküm sürmüş ve 1920 tarihinde tarihe karışmıştır.
1911 yılından 1922 yılına kadar 11 yıl savaş meydanlarında savaşan Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’e girmesiyle savaş defterini kapatmıştır. Kendisi dünya devletlerinin ortak olarak barış içerisinde olması gerektiğini savunur. Fakat ‘insanların hırsı ve devletlerin emelleri devletleri ordu beslemeye zorlamaktadır’ demektedir. Savaş sonunda barışın kıymetini belirten “ Yurtta barış, dünyada barış” diyerek barışın önemini ortaya koymuştur.1923 yılında imzaladığı Lozan barış antlaşması hala yürürlüktedir.
Dünya 1914-1918 arası 1.Dünya Savaşı’nı yaşamıştır. Ardından yapılan antlaşmalar 1939 yılında kaldırılmış ve 2. Dünya Savaşı başlamıştır.1945 yılına kadar süren bu savaşta yaklaşık 50 milyon insan ölmüştür. Savaş sonunda Varşova Paktı ülkeler Almanya’nın Polonya’yı işgali olan 1 Eylül gününü Dünya Barış Günü olarak kutlamaya başlamıştardır.
1.Eylül günü 1981 yılına kadar Dünya Barış Günü olarak kutlanmıştır.1981 yılında BM Genel Kurulunun açılış günü olan eylül ayının üçüncü salı günü “Uluslararası Barış Günü” ilan edilmiştir. Fakat Barış Günü 1.Eylül günü olarak kutlanmaya devam edilmiştir. 2001 yılında ise BM barış gününü 21 Eylül gününe kaydırmıştır. 21.Eylül’de barış çanı çalmaktadır. Bu barış çanı Japonya tarafından çocukların yardım olarak verdiği metal paralar ile yapılmıştır.
Tüm bu kutlamalara rağmen dünya savaştan bir türlü kurtulamamaktadır. En kötü barış en iyi savaştan iyidir derler ama bazı sorunlar ise savaşmadan maalesef çözülmemektedir. Kurtuluş savaşında savaşmamak için çok çaba gösterdik ama kimseye dinletemedik. Yunan ordusu İzmir’de denize dökülünce her şey çözüldü.
Yine Kıbrıs’a müdahale etmek istemedik ama Türklerin soykırımını barış ile durduramadık. Barış Harekatı ile adaya barış getirdik. Yine Azerbaycan Karabağ konusunda yıllarca barışçı isteklerde bulundu ama kimseye dinletemedi. Savaştı ve Karabağ’ı kurtararak sorununu çözdü. Dünya siyasetinde maalesef askeri ve ekonomik bakımdan güçlü değilseniz hiçbir hükmünüz olmuyor. Güçlü devletlerin ayakları altında kalıyorsunuz.
Konuyu en iyi Mustafa Kemal özetlemiştir. Yurtta Barış, Dünyada Barış. Keşke dinlenilse. Saygılarımla.
2.Eylül.2023
Sinan Kahyaoğlu